İlaç sektörüne yönelik stratejilerin belirlenmesi amacıyla SGK ve ilaç sektörü temsilcilerinin katılımıyla ”2012 Sonrası Kamu İlaç Harcamaları İçin Ön Değerlendirme Toplantısı” düzenlendi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, ”Sağlık hizmeti sunumunun yaygınlaştırılmasının mali açıdan sürdürülebilirliği son derece önemli” dedi.
Çelik, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye’de son 10 yılda sağlıktan memnuniyetin yüzde 70’lere ulaştığını belirtti. Bu başarının elde edilmesinde kamunun olduğu kadar ilaç sanayinin, eczacıların ve tüm sağlık sunucularının büyük katkıları olduğuna işaret eden Çelik, sektör temsilcilerine teşekkürlerini iletti.
”Sağlık hizmeti sunumunun yaygınlaştırılmasının mali açıdan sürdürülebilirliği son derece önemli” diyen Çelik, şunları kaydetti:
”Düşünün ki bir ülkede 10 yıl önce 10 milyar sağlık harcaması söz konusuyken 45 milyara ulaşmış. 5 milyar ilaç harcaması söz konusuyken, bugün 16 milyarlara ulaşmış. Bu artışın nedenlerini biliyoruz. Sağlıkta hizmetin yaygınlaştırılmasının, sağlığa erişimin kolaylaştırılmasının çok büyük etkisi olduğunu biliyoruz. Sürdürülebilirlik açısından geçmişten ders alıp hepimizin geleceğe dönük birlikte kararlar almasının önemli olduğunu düşünüyorum. Toplantıdan çıkacak sonuçların ardından sektör temsilcileriyle nihai kararların alınmasında fikir alışverişi içinde olacağız.”
-İlaç harcamaları bütçe çerçevesinde olacak-
Acar da sağlık ve ilaç konularının, Türkiye’nin en güncel konuları arasında yer aldığını, bunlarla ilgili kararlar alınırken tüm taraflarla diyalog içinde olmaya önem verdiklerini ifade etti.
İlaç harcamalarıyla ilgili yakın geçmişte önemli kararların hayata geçirildiğini anımsatan Acar, ”Kamu olarak ilaç harcamalarının fiyat indirimleri ve ıskonto artışlarıyla sürdürülmesini arzu etmiyoruz” dedi.
Acar, ilaç harcamalarındaki artışın sürdüğünü ve Türkiye’deki ilaç pazarının daha da büyüyeceğinin öngörüldüğünü anlattı.
SGK’nın, ilaç giderleri konusunda, Türkiye’nin orta vadeli bütçe programına uygun hareket ettiğine dikkati çeken Acar, sağlık sektörünün sağlıklı biçimde gelişebilmesi için programda belirlenen harcama sınırları içinde kalacaklarını bildirdi.
Acar, Türkiye’de ilaca erişim konusunda sıkıntı olmadığını 2012 sonrasında da bu durumu sürdürmeyi hedeflediklerini belirtti.
-”Akılcı ilaç kullanımında hekimlerin bilgilendirilmesi ve denetimi”
Ayrıca, israfın önlenmesinin ilaç harcamalarının azaltılması için önemine değinen Acar, şunları kaydetti:
”Gelişmiş ülkelerde güçlü tanı ve tedavi rehberleri var. Ülkemizde bu rehberler daha kısıtlı. Var olanlar açısından da yaptırım ve rehbere uymayı gerektirecek yaptırımlar zayıf kalıyor. Örneğin, hipertansiyonda, ülkemizde tek ölçümle tanı konabiliyor ya da tüm dünyanın 2. ve 3. tercihi olan ilaçlarla tedaviye doğrudan başlanabiliyor. Rehberler hem teşhis hem de tedavi sürecinde gereklidir.
Yüksek kolesterol (hiperlipidemi) tedavisinde, teşhis için standardize ve mükerrer ölçümler kullanılmalı. İlaçla tedavi öncesi diyet, egzersiz gibi ilaç dışı yöntemler anlatılmalı. Oysa ülkemizde rehbere uyumun yokluğunda tek ölçümle ve yalnızca ilaçla tedaviye başlanabiliyor. İlaç dışı yöntemler ihmal edilebiliyor.
Gerek usulsüzlükler noktasında gerekse de akılcı ilaç kullanımı konusunda hekimlerin bilgilendirilmesi ve denetimi gündemimizde. Bu konuda da Sağlık Bakanlığımız ile iş birliği içerisinde olarak çalışılacaktır. İngiltere ve Almanya örneğinde olduğu gibi hekim bütçesi uygulayan ülkeler var. Hekimler teşvik yada cezalarla sisteme entegre edilebilirler.”
-”İlaç sektörü için yol haritası oluşturulmalı”-
İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası Genel Sekreteri Turgut Tokgöz, ilaç sektörünün zor durumda olduğunu savunarak, 2004-2011 yılları arasında ilaç fiyatlarında 250 kez düşüş yaşandığını belirtti.
İlaç politikalarının çok yönlü olması gerektiğini ifade eden Tokgöz, ”Sadece kamu harcamaları değil halk sağlığı ve endüstrinin sürdürülebilirliği de gözetilmeli” diye konuştu.
Tokgöz, devletin ilaç endüstrisiyle ortak yol haritası oluşturması ve ortak hareket etmesi gerektiğini kaydetti.
Medimagazin