Kadınların dijital asistanı Pepapp’ın yaptığı araştırma sonucunda, araştırmaya katılan kadın kullanıcıların yüzde 62’sinin düzenli regl olmadığı ortaya çıktı. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. EvrimAksoy, regl düzensizliğinin altında yatan sebepleri anlattı ve önemli uyarılarda bulundu.
Kadınların regl, yumurtlama ve doğurganlık dönemlerini takip eden; eğlenceli ve bilgilendirici tavsiyeleriyle kendilerini iyi ve mutlu hissetmelerini sağlayan ve bu konuda da Türkiye’de ilk olma özelliği taşıyan Pepapp, kullanıcılarına bir regl takviminden çok daha fazlasını sunuyor.
Kullanıcılarını daha iyi tanımak ve onlara özel çözümler geliştirmek için yaptığı anketlerden birinde Pepapp, kadınlara regl döngülerinin düzenli olup olmadığını sordu. Yaklaşık 539 bin kullanıcının katıldığı anketin sonuçlarına göre, katılımcıların yüzde 62’si düzenli regl olamıyor.
“Her adet düzensizliğinin sebebi gebelik değil”
Ergenlik çağının ilk 1-2 yılında adet düzensizliği görülmesinin genellikle normal olarak kabul edildiğini, düzeni oturmuş kadınlarda beklentinin 28 günde 1, 3 ile 7 gün arasında süren kanamalar olduğunu söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Evrim Aksoy düzensiz görülen adet kanamalarına nelerin sebep olabileceğini açıkladı: “Unutmayın bazı kadınlarda da iki adet dönemi ortasında genellikle, 14 ve 15’inci güne tekabül eden yumurtlama zamanlarında lekelenme şeklinde kanamalar görülebilir. Buna ovülasyon kanaması deriz. Düzensiz adet kanamalarının en sık görülen sebebi gebelik olarak görülse de, eğer gebelik yoksa diğer sebeplere bakılmalı. Örneğin, gebe olmayan durumlarda görülen adet düzensizliğinde ilk sırada en çok stresle karşılaşırız. Günlük yaşam içinde stres oluşturabilecek sebepler, örneğin; sınavlara hazırlanmak, iş değişiklikleri, diyetlere bağlı ani kilo vermeler veya tam tersi fazla kilo almaları düzensiz adet kanamalarına sebep olur. Çok şiddetli egzersiz yapmak, yeni bir yere taşınmak, yolculuktan kaynaklı hava değişikliği gibi konular da adetlerin düzeninin değişmesine sebep olabilir”.
Hormon dengesizliklerinin, özellikle de tiroid hormonundaki problemlerin, kadınlık hormonları ile ilgili değişikliklerin, beyinden salgılanan prolaktin ismi verilen süt hormonu ile ilgili problemlerde de adet düzensizliklerinin görülebileceğine dikkat çeken Evrim Aksoy, açıklamalarına şu şekilde devam etti: “Doğum kontrol hapı kullanan hastaların haplarını yanlış kullanmaları, unutmaları gibi durumlarda da adet düzeni karışabilir. Rahim içinde yer alan polip dediğimiz küçük et parçaları ya da büyük miyomlar dediğimiz iyi huylu kitleler de ara kanamalara ya da düzensiz adetlere neden olabilir. En çok karşılaştığımız sebeplerden bir diğeri enfeksiyonlardır, cinsel yolla bulaşan hastalıklar adet düzenini etkileyebilir. Rahim içi araç (spiral) kullanan hastalarda özellikle bu enfeksiyonlara yakalanma ihtimali daha yüksek olabilir. Kürtaj ya da doğum sonrası gibi durumlarda da enfeksiyona yakalanma nedeniyle adet düzensizlikleri olabilir. Kullanılan bazı ilaçlar antidepresanlar kortizon ve benzeri tedaviler adet düzensizliği oluşturabilir”.
Adet Düzensizliğinde Ne Yapılmalı?
Aksoy, “Düzensiz adet gören kadınlar muhakkak jinekolojik bir değerlendirmeye gitmeli. Öncelikle gebelik testi ardından hormon testleri ve ultrasonografi eşliğinde muayene ile rahim ve yumurtalıkların değerlendirilmesi, kullanılan ilaçların gözden geçirilmesi, yanlış bir ilaç kullanımı var ise düzeltilmesi, enfeksiyon belirtileri var ise eşlerle birlikte tedavi edilmesi gerekir” ifadeleri ile adet düzensizliklerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini, altında yatan sebeplerin mutlaka araştırılması gerektiğine işaret etti.