Günümüzün en tehlikeli hastalıklarından biri haline gelen obezite, kişilerin yaşam standartlarını büyük ölçüde düşürüyor. Aşırı kilo pek çok hastalığı da beraberinde getiriyor. Bu nedenle kişilerin yaşam süreleri kısalıyor. Verilere göre dünyada 700 milyon insan obez ve bunun yaklaşık 200 milyonu aşırı obez olarak biliniyor. Opr. Dr. Erol Vural, dünyada her gün obeziteye bağlı hastalıklardan dolayı pek çok kişinin yaşamını yitirdiğine vurgu yaparak toplumun bu konuda bilinçlenmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Modern Çağ’ın tehlikeli hastalığı obezite
Dünya sağlık örgütünün verilerine göre dünya nüfusunun %17’sini morbid obeziteyle savaşıyor; buna kilo fazlası obez ve morbid obez grubunuda eklersek bu oran %65’lere çıkıyor. 21. yüzyılda bu problem yetişkinler kadar çocukların da problemi olarak görülüyor.
Obezite günümüzde bir çok hastalığın nedeni arasında yer alıyor. Vücudun tüm sistemlerini etkileyen bu hastalık, kalp dolaşım sistemini olumsuz etkilemesinin yanında, kalp problemleri ve kanser oluşumuna yatkınlık ile birlikte KOAH ve astıma, Tip2 diyabet, hipertansiyon, uyku apnesine, solunum problemlerine, karaciğer yağlanması, artrit gibi eklem rahatsızlıklarına, polikistik over sendromuna, libido kaybı ve inpolans gibi cinsel problemlere ve buna benzer birçok hastalığa neden oluyor.
Her yıl milyonlarca insan obeziteden dolayı hayatını kaybediyor.
Obezite, vücut sistemleri ve psikolojik durum üzerinde oluşturduğu olumsuz etkiden dolayı pek çok psikiyatrik sağlık sorununa neden oluyor. Opr. Dr. Erol Vural, obezitenin çeşitli hastalıklarla çok net ilişkisi olduğunu ve fazla kilolu olmanın dünyada her yıl bir milyondan fazla kişinin ölümüne neden olduğunu belirtiyor. Dünya genelinde kilo, obezite ve onun yandaş hastalıklarından dolayı yüzünden her yıl milyonlarca kişinin hayatını kaybettiğini söyleyen Opr. Dr. Erol Vural, kalp hastalığı, felç ve diyabet riskinin beden kitle indeksinin artmasına bağlı olarak arttığı üzerinde önemle duruyor.
Türkiye’de de obezite giderek yaygınlaşan bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Birçok kişi nefes darlığı, kalp krizi, diyabet, KOAH, inme gibi hastalıklardan dolayı hayatını kaybediyor. Acil servislerde bu durumdan kaynaklı pek çok hasta bulunuyor. Fazla kiloya bağlı olarak gelişen hastalıklar bir süre sonra kişilerde farklı komplikasyonlara neden olabiliyor. Kalp hastası olmayan biri yüksek kiloya bağlı olarak kalp krizi geçirip ölebiliyor. Sağlıklı yaşamın önemine vurgu yapan Opr. Dr. Erol Vural, ülkemizde ve dünyada dengesiz beslenmenin baştan önemsenmediğine dikkat çekerek sonradan alınan sağlıksız kiloların ileride tehlikeli hastalıklara yol açtığını belirtiyor. Ayrıca acil servislerin obezite hastalarıyla dolu olduğunu dile getiren Vural, kalp krizi, nefes darlığı, felç, kas-iskelet sistemi problemleri, Tip2 diyabet ve düşme gibi vakaların yüksek kiloya bağlı olarak yaşandığını ifade ediyor.
Türkiye’de obezite; beslenme durumuna, ırk, mevsimlere, sosyoekonomik düzeye ve kentsel kırsal yerleşim yerlerine göre farklılıklar gösteriyor. Beslenme konusundaki bilgisizlik, rafinerize gıdaların artması fast yemek alışkanlıkları, hatalı besin seçimi, yanlış hazırlama, pişirme ve saklama yöntemlerinin uygulanmasına neden olmakta ve beslenme şeklini gittikçe sağlıksız bir duruma getiriyor. Dr.Vural, 2010 yılında bakanlıkça yapılan ‘Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması’na göre ülkemizde obezite prevelansının 30.3 olduğunu belirterek, obezitenin kadınlarda %40 ve erkeklerde ise %20 oranlarında görüldüğünü söylüyor.
Obeziteden korunmanın büyük önem taşıdığının altını çizen Vural, açıklamasına şöyle devam ediyor: “Obeziteden korunma, çocukluk çağında başlamalıdır. Çocuk yaşta oluşan obezite, yetişkinlik dönemi obezitesi için zemin hazırlamaktadır. Bu nedenle aile, okul, çevre yeterli ve dengeli beslenme ve fiziksel aktivite konularında bilgilendirilmelidir. Tüm maddi ve manevi kayıpları önlemenin en önemli yolu obeziteyi önlemektir. Obezite ile mücadele, anne karnından başlayarak hayatın sonuna kadar sürdürülmesi gereken bir zorunluluktur. Bu nedenle, günlük yeme alışkanlıklarının sağlıklı yöne kaydırılması, fiziksel aktivite düzeyinin yükseltilmesi ve diğer sağlıklı yaşam alışkanlıklarının kazandırılması, gerek önleme gerekse tedavide önem taşımaktadır. Sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite herkesin hayat biçimi olmalıdır” diyor.