Günümüzde insanların en fazla şikayet ettiği rahatsızlıkların başında gelen bel ve boyun fıtıkları her geçen gün daha da artıyor. Eskiden daha çok beyaz yakalılarda ve yetişkinlerde görülürken hareketsiz yaşam, dijital bağımlılık gibi birçok sebepten dolayı 18’li yaşlara kadar indi. Ağrıyı önemsememiz gerektiğini söyleyen Romatem Samsun Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Orhan Akdeniz, “ Bu krem çok iyi geliyormuş, doktor komşuya bu ilacı vermiş gibi bilinçsiz tedavi yöntemlerini bir kenara bırakmalıyız. Çünkü bu yöntemler sorunu çözmez omurgayı daha çok yıpratabilir. Hasta hikayesi dinlenerek kişiye özel tedaviler planlamalı. Fıtık sorunlarının yüzde 80-85’i başarılı bir fizik tedavi ile çözülebilir” İfadelerini kullandı.
Omurga sistemi birbiri üzerine yığılmış bir dizi kemikten (omur) oluşuyor. Bu kemikler adeta bir yastık görevi gören disklere yaslanıyor. Diskler yürüme, kaldırma ve döndürme gibi günlük aktivitelerde kemikleri koruyor. Her diskin iki parçası vardır: yumuşak, jelatinimsi bir iç kısım ve sert bir dış halka. Disklerin, çeşitli nedenlere bağlı olarak yıpranması, yırtılması veya yerinden kayması nedeniyle omuriliğe ve omurilikten ayrılan sinirlere baskı yapması sonucu fıtık sorunu ortaya çıkıyor.Toplumumuzda ise en sık bel ve boyun fıtıkları görülüyor.
Her Ağrı Fıtık Habercisi Değildir
Teknolojinin gelişmesi, stres, obezite, hareketsizlik gibi birçok nedenin fıtık sorununa yol açabileceğinin altını çizen Romatem Samsun Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Orhan Akdeniz, “Boyun fıtığında omuzda kollarda ağrı, his kaybı,ellerde uyuşma ve halsizlik, bel fıtığında ise daha çok belden kalçaya ve bacağa doğru yayılan ağrılar en çok görülen belirtiler arasında yer alıyor. Fakat her ağrı fıtık habercisi değildir. Bu yüzden ağrıları dikkate alıp direk bir uzman hekime başvurmalıyız. Fiziki ve nörolojik
muayenenin yanında, röntgen, MRI (manyetik rezonans) veya BT (bilgisayarlı tomografi) gibi görüntüleme yöntemleri ile tanı konur. Bazı durumlarda EMG (elektromiyografi) denilen sinir incelemelerine ihtiyaç duyulabilir. Çünkü tedavide geç kalma sizi sakat bırakabilir, son çare olan ameliyat bile bu durumdan kurtarmayabilir. Her yaşta ortaya çıkabilen bu rahatsızlıktan korunmak için ağır yük kaldırmadan, hareketsiz kalmaktan, uzun süre ayakta kalmaktan, tablet telefon bilgisayar gibi aletlerin kullanırken boynun yanlış pozisyonda konumlandırılması gibi birçok etkenden kaçınılması gerekiyor” dedi.
Fizik Tedavi Önemli Bir Yer Tutuyor
Akdeniz, sözlerini sözlerini şöyle sürdürdü: “Kişiler öncelikle fıtık sorununa bardak çektirme, iyi gelir, sadece ameliyatla geçer gibi şehir efsanelerini unutması lazım. Aynı zamanda boynumuz omurgamızda en hassas ve hareketli bir bölüm. Bilinçsizce evde yaptırdığımız masajlar gibi yanlış uygulamalar bu
bölgeye daha çok zarar verir. Örnek vermem gerekirse bu bölge o kadar hassas ki bir kaza durumunda filan sağlık ekibi ilk olarak boyunlukla geliyor. Aynı zamanda eskiden çok gördüğümüz bel çiğnettirme çok yanlış bir uygulama. Fıtık tedavisinde fizik tedavi yöntemleri önemli bir yer tutar. Bu amaçla sıcak uygulamalar, ultrason, lazer, ağrı kesici akım tedavileri, masaj, mobilizasyon, manuel terapi, kuru iğneleme, bantlama, traksiyon (klasik ve dikey traksiyon-vertetrac) en sık kullanılan tedavi yöntemleridir. Aynı zamanda kişileri tedavi sürecine doktorun verdiği güçlendirici egzersizlerde eşlik etmeli. “