mdegertekin_fotoProf.Muzaffer Değertekin: ‘‘Bu yeni teknoloji , stent tedavisinden daha geniş hasta grubunun yararlanmasına imkan veriyor.’’

‘‘Şeker hastalarında damar yapısı bozulduğundan stent takılmasında zorluklar yaşanıyordu, yeni stent bu zorlukları ortadan kaldırdı.’’

‘‘artık kalbe takılan stent kasıktan değil, el bileğinden de takılıyor.’’

‘‘Türkiye’de her yıl 100 binden fazla kişinin kalp damarına stent takılıyor… stent teknolojisindeki yenilikler son 10 yılda bypass ameliyatı ihtiyacını % 50 azalttı.

Kalbi besleyen ve oksijen ihtiyacını karşılayan damarlara koroner kalp damarı deniyor. Bu damarlarda meydana gelen daralma ve tıkanmalar durumunda kalbi besleyen kan akışı bozuluyor. Bu hastalarda daralan veya tıkanan koroner kalp damarının tekrar açılması ve kan akışının sağlanması hayati önem taşıyor. Böylece hastaların kalp performansı, efor kapasitesi artıyor, ve kalp krizinden korunuyorlar. Bu damarların açılması gereken bütün hastalarda koroner kalp stenti uygulanıyor ve kalp damarındaki tıkanıklık açılıyor.

Yeditepe Üniversitesi, Kardiyoloji Kliniği’nden, Prof.Dr. Muzaffer Değertekin; bir hastada kalp damarına stent mi takılacağı ya da bypass ameliyatının mı gerektiğini kalp sağlığı (HEART TEAM) ekibinin birlikte verdiğini vurguluyor.

Bu ekip kardiyologlar ve kalp damar cerrahlarından oluşuyor.
Hastanın damar problemi, kalp hastalığına eşlik eden diğer hastalıkları( böbrek yetmezliği, şeker hastalığı, akciğer hastalığı vb.) bu ekipçe değerlendirilir sonuçta hastaya en düşük riskli ve en verimli tedavi seçeneği uygulanır.’’

Prof. Muzaffer Değertekin, stentin erkeklere kadınlardan daha fazla takıldığını ifade ediyor.

‘‘Türkiye’de yılda 100 binden fazla hastaya kalp stenti takılmaktadır. Bunun yanında stent takılan hastalarda şeker hastalığı, hipertansiyon ve böbrek yetersizliği en çok eşlik eden hastalıklar olarak öne çıkıyor. Stent uygunluğu açısından her hasta grubuna stent uygulanabilir. Stent uygulamasında stentin takılacağı damarın yapısı ve hastalığın yaygınlığı önemlidir.’’

Prof.Muzaffer Değertekin, tıp tarihinde stent uygulamasının temellerinin 1977 yılında sadece balon ile damarın genişletilmesi şeklinde atıldığını ifade ediyor.

‘‘Koroner damara ilk stent uygulaması ise 1987 yılında gerçekleştirilmiştir. Kalp damarına stent uygulaması çok hızlı değişim ve gelişme göstermiştir. Bu gelişmeye stentle birlikte uygulanan ilaç tedavisi de önemli katkı sağlamıştır.’’

Prof. Muzaffer Değertekin, ilk kalp stentinin çelikten yapıldığını ve sadece çıplak metal yapıda olduğunu ifade ediyor.
‘‘Zaman içinde bu çelik materyal geliştirildi ve stentin metal kalınlığı inceltildi. Daha sonra çelik dışında, kobalt, altın , nikel ve magnezyum yapısında stentler üretildi. Ancak ilk jenerasyon stentlerin yapısından dolayı damarlarda %40’lara varan tekrar daralma problemi görülmeye başlandı.’’

Prof.Dr. Değertekin, ilk jenerasyon stentteki tekrar daralma problemini çözmeye yönelik yapılan araştırmalar sonucunda ilaçlı stentlerin üretilmeye başlandığını kaydediyor.

‘‘İlaçlı stentler kalp damarında stent sonrası görülen tekrar daralma problemini %5-10 seviyesine indirdi. İlaçlı stentlerin özelliği kalp damarına takıldıktan sonra kalp damar bölgesine ilaç salgılaması ve vücudun yarattığı tekrar daralma reaksiyonunu önlemesidir. Böylece stent içinde birikinti ve tıkanma olmamaktadır. Vücutta eriyen ilaçlı stentler de benzer grup stent olup ortalama 2 yıl içinde vücutta erimektedir. Bu stentlerin kullanım oranı %5-10 arasındadır. İlaçlı stent teknolojisindeki yenilikler hızla devam etmektedir.’’

STENT TEKNOLOJİSİNDE SON NOKTA: 2MM’LİK KÜÇÜK DAMARA BİLE STENT TAKILABİLİYOR

Prof.Dr. Değertekin, stentin gücünden ödün verilmeksizin tel kalınlığının 70-80 microna kadar düşürüldüğünü kaydediyor. Ve kalp damarına takılan stenti oluşturan telin kalınlığı azaldıkça vücutta daha az reaksiyon olduğunu kaydediyor.
‘‘Bu yeni teknoloji sıvılara hareket alanı (aralığı) sağlamaktadır ve damar akım dinamiklerini olumlu etkilemektedir. Bu teknoloji ile stentin damar içinde ilerletilmesi ve 2mm’lik küçük damarlara bile başarıyla stent takılması olanağı doğmuştur. Bu yeni teknoloji stent tedavisinden daha geniş hasta gruplarının yararlanmasına olanak vermektedir. Bunların yanında tedavi edilen damardan ayrılan yan dal dediğimiz kalp damarlarının açıklığı da işlem sonrası artmaktadır.’’
‘‘Bu nedenle yeni teknoloji stent büyük avantaj sağlıyor. Hastaların yaşı ilerledikçe ve beraberinde özellikle diyabet gibi ek hastalığı olduğunda kalp damar yapısı değişiyor, kalınlaşıyor ve kireçlenme artıyor. Bu hastalarda stentin niteliği ve kullanılan polimer işlem başarısı için çok önemlidir. Çünkü stentin kireçlenmiş ve kıvrımı artmış damardan iletilmesi güçleşir. Stentin kıvrımlı damarlardan geçebilme özelliği, itilebilme niteliği işlem başarısını çok arttırmaktadır. Yeni jenerasyon stentlerde bu özellik önemli bir şekilde geliştirilmiştir.’’

Prof. Değertekin, stent teknolojisinin gelişmesinin, daha önce koroner anjiyografi yapıldıktan sonra hastaların yüzde 20-25’lere varan bypass ameliyatı kararı oranını, yüzde 10 seviyesine indirdiğini kaydediyor. Böylece bypass ameliyatı ihtiyacı son 10 yılda %50 lere varan oranda azaldı.

‘‘Hastaların stent ile tedavisi mümkün hale gelmiştir. Bunun yanında artan erken teşhis olanakları hastalığın daha erken evrede yaygınlaşmadan stent ile tedavisini olanaklı hale getirmiştir.’’
STENTİ ARTIK EL BİLEĞİNDEN YERLEŞTİRİYORUZ

Prof.Değertekin, stent uygulamasının ilk yıllarında kullanılan malzemeler çok kalın olduğu için kasık atar damarı kullanılarak yerleştirme işlemi yapıldığını vurguluyor.

‘Yeditepe Üniversitesi Hastanesinde kalp damar stent %90’a varan oranlarda acil kalp krizi hastalarında bile el bileği atar damarını kullanarak yapıyoruz. Bu uygulama kasık bölgesinde oluşan kanama ve kasık damarında işlem sonrası balonlaşma komplikasyonlarını ortadan kaldırmıştır. Bunun yanında hasta konforu artmakta ve aynı hastanın erken taburcu olması kolaylaşmaktadır. Eskiden stent işlemi nedeniyle 2-3 gün hastanede yatmak zorunda kalan hastaların % 80 ninin şuan aynı gün hastaneden taburcu olması sağlanmaktadır.
Prof.Dr. Muzaffer Değertekin, yurt dışından çok sayıda hastaya stent tedavisi uyguladıklarını belirtiyor.

‘‘Azerbaycan, Körfez ülkeleri, Kuzay Irak, Kazakistan, Balkan ülkerinden koroner stent işlemi ve kalp hastalıkları tedavisi için gelen hastalarımız var. Ülkemiz, bilgi birikimi ve teknolojik alt yapı olarak önemli bir noktadadır. Hem tedavi hem eğitim konusunda aktif olarak çalışmaktayız.