İlaç Ar-Ge’si konusunda daha güçlü bir Türkiye için Pfizer’den “Klinik Araştırma Eğitim Programı”
 
Pfizer Türkiye, T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun onayı ve İstinye Üniversitesi iş birliği ile Klinik Araştırmalar Eğitim Programı’nı 23 Kasım’da çevrimiçi olarak sağlık meslek çalışanlarına yönelik gerçekleştirdi. 
 
2000 yılından bu yana Türkiye’nin birçok farklı ilinde üniversiteler, akademisyenler ve Sağlık Bakanlığı iş birliğiyle 40’a yakın eğitim programıyla 3500’ün üzerinde araştırmacıya klinik araştırmalar eğitimi veren Pfizer Türkiye, Klinik Araştırma Eğitim Programları ve Ar-Ge iş birliği projeleriyle, ülkemiz ilaç endüstrisinin küresel pazardaki rekabet gücünün artırılması, Türkiye’de yüksek kalite standartlarında araştırmaların yapılabilmesi, ülkemizde bilim ortamının gelişmesi ve bilim insanlarımızın uluslararası alanda en üst seviyelerde yer bulabilmesi için fırsatlar oluşturmaya devam etmeyi hedefliyor.
 
Atölyeler, anket ve soru-cevap seansları ile interaktif bir şekilde gerçekleştirilen etkinlikte İstinye Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş ve Pfizer Klinik Araştırmalar Kıdemli Bölge Direktörü Dr. Gökhan Duman’ın açılış konuşmalarının ardından, alanında uzman isimler tarafından ‘İlaç Araştırması ve Klinik Araştırmaların Önemi’, ‘Klinik Araştırmalarda Etik, Helsinki Bildirgesi ve İyi Klinik Uygulamaları (İKU)’, ‘Türkiye’de Klinik Araştırmalarla İlgili Yasal Düzenlemeler’, ‘Klinik Araştırmalarda Metodoloji’, ‘Klinik Araştırmalarda Tasarım’, ‘Faz I Araştırma Tasarımları’, ‘Klinik Araştırmalarda Güvenlilik Bildirimleri’, ‘Klinik Araştırmalarda Kalite, Yoklama ve Bulgu Trendleri’ ve ‘Klinik Araştırmalarda Taraflar ve Sorumlulukları’ konularına değinildi. 
 
Etkinlikte açılış konuşmasını yapan İstinye Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş: “Klinik Araştırmalar hastaların yenilikçi ilaçlara erken erişimi ve özellikle tedavi seçenekleri kısıtlı olan alanlarda hastaların tedavisi için önemli bir seçenektir. Türkiye’de yürütülen klinik araştırma sayısını artırmak ve klinik araştırmalarda bölgesel lider olmak için önemli fırsatlar ve geliştirilmesi gereken alanlar bulunuyor. İstinye Üniversitesi ve Pfizer Türkiye’nin iş birliği ve TİTCK’nın onayı ile gerçekleştirdiğimiz bu İyi Klinik Uygulamalar Eğitim Programı sayesinde araştırma kültürünün artmasını, araştırmacı sayısının yükselmesini ve bu doğrultuda araştırmaların artmasını hedefliyoruz. Genç bir üniversite olmamıza rağmen, özellikle iş birliği kültürümüz sayesinde, kısa sürede önemli işler gerçekleştirdik. Bizim için eğitim, bilim, Ar-Ge, evrensel etik kurallar, kalite, etkililik, sürdürülebilirlik, çeşitlilik, yenilikçilik ve insanı odağına alan bu tür çalışmalar çok önemli. Bu eğitimi gelecek senelerde de sürdürmeyi amaçlıyoruz.” dedi. 
 
Klinik Araştırmalarda Güvenlilik konusunda bir konuşma yapan İstinye Üniversitesi  Rektör Danışmanı Prof. Dr. Semra Şardaş: “Klinik araştırmalar, araştırma ürününün güvenliliğini elde edebileceğimiz en önemli aşamadır. Uluslararası Harmonizasyon Konseyi-İyi Klinik Uygulamaları ve Dünya Tıp Birliği Helsinki Bildirgesi, daima klinik araştırmaya katılan gönüllünün sağlığının, haklarının ve güvenliliğinin ön planda tutulması gerektiğini bildirmektedir. Dolayısıyla klinik araştırmalarda bireye saygı, insana fayda ve adalet en önemli temel kuralımızdır. Bu anlamda, Pfizer Türkiye iş birliği ile uluslararası yüksek kalite standartlarında klinik araştırmaların yürütülmesini destekleyen böyle bir eğitim programını düzenlemiş olmaktan dolayı çok mutluyuz.” diye belirtti.
 
Pfizer Klinik Araştırmalar Kıdemli Bölge Direktörü Dr. Gökhan Duman konuyla ilgili şunları söyledi: “Dünyanın önde gelen yenilikçi biyofarma şirketlerinden biri olan Pfizer’de biz, 174 yıldır 125’ten fazla ülkede bize güvenen herkes için bir fark yaratmak üzere hastaların hayatını değiştiren çığır açan yenilikler misyonuyla çalışıyoruz. Pfizer Türkiye olarak, 1957’den bu yana, küresel bilim ve bilgi ağı ile Türkiye’nin bilimsel birikimi arasında bir köprü görevi görüyoruz.
 
238 milyar ABD dolarına ulaşan küresel İlaç Ar-Ge yatırımının yaklaşık %60’lık bir kısmını oluşturan klinik araştırmalarda büyük payı ABD ve Avrupa ülkeleri alıyor. Ülkemiz ilaç endüstrisinin küresel ilaç Ar-Ge alanındaki rekabet gücünün artırılması ve dünya ilaç değer zincirinde daha üst konuma taşınmasını sağlamak için akademi ve özel sektör iş birliğinin devam etmesi çok önemli. Pfizer olarak, ülkemizde ilaç Ar-Ge’sinin gelişmesi, araştırmaların yaygınlaşması ve yüksek kalite standartlarına ulaşmamız için önümüzdeki yıllarda da bu eğitimleri düzenlemeye ve Türkiye’de bilim ortamının gelişmesine katkıda bulunmaya devam edeceğiz.”
 
Pfizer Türkiye ve Afrika Klinik Araştırmalar Merkez Operasyonları Direktörü Meral Duru; “Klinik Araştırmalar yenilikçi tedavilerin hastalarımıza erken ulaştırılmasına, ülkemizde bilimsel alt yapının gelişmesine, araştırmacı hekimlerimizin uzmanlık gelişimlerine ve uluslararası Ar-Ge süreci içinde bilinirliklerinin artmasına önemli katkılar sağlamaktadır. Türkiye’nin bilimsel altyapısı ve bilim insanlarının kalitesi göz önüne alındığında, klinik araştırmalarda bölgesel lider olmayı hedeflemek mümkündür.”