İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Aynur Aydoğan, 2 Nisan Otizm Farkındalık Günü kapsamında yaptığı açıklamada otizmli çocuklar için kaynaştırma eğitiminin önemine dikkat çekti. Aydoğan, ‘Otizmli çocuklar, kaynaştırma eğitiminden özel sınıf ve özel eğitim okullarına göre daha fazla yarar sağlıyor. Otizmli çocuklar mümkün olan en fazla süreyle tipik gelişen akranlarıyla birlikte eğitim almalı” dedi
İstanbul Bilgi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Aynur Aydoğan, 2 Nisan Otizm Farkındalık Günü’nde otizmli çocukların eğitimine dikkat çekti. Aydoğan, “Çocukların davranışları, çevrelerindeki yetişkinlerin ve akranlarının davranışlarını gözlemleyip taklit etmeleriyle şekillenir. Bu nedenle, özel gereksinimli bir çocuğun normal sınıflarda bulunması, toplum beklentilerine uygun davranışları öğrenmesine olanak sağlar” dedi.
Aydoğan, “Otizm spektrumlu bireyler için önemli olan kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitimde, özel eğitime ihtiyacı olan bireylere destek eğitim hizmetleri sunularak bu bireylerin tipik gelişim gösteren akranlarıyla birlikte aynı ortamda eğitim almaları sağlanır. Ülkemizde özel eğitime ihtiyacı olan bireyler, yetersizliği olmayan akranlarıyla birlikte aynı sınıfta tam zamanlı veya özel eğitim sınıflarında yarı zamanlı olarak eğitimlerini sürdürebilirler. Eğitim ve öğretim modellerinde ‘en az kısıtlayıcı ortam’ ilkesi ile özel gereksinimli çocukların mümkün olan en fazla süreyle tipik gelişen akranlarıyla birlikte genel eğitim sınıfında olmaları son derece önemli” dedi.
Aydoğan, otizm spektrum bozukluğu olan çocukların temel özelliklerinin akranlarıyla etkileşimdeki sınırlılıkları, yineleyici davranışları, sınırlı ilgileri, etkinlikleri ve iletişimleri olduğunu belirterek “Otizmli çocukların bu alanlardaki yetersizliklerinin düzeyleri ve destek ihtiyaçları birbirinden farklıdır. Yüksek işlevli olan otizmli çocuklar daha az desteğe gereksinim duyarken tüm gelişim alanlarındaki işlevlerindeki yetersizlikleri ve problem davranışları nedeniyle çok yoğun desteğe gereksinim duyan çocuklar da mevcuttur. Otizm spektrum bozukluğu olan çocukların, yetersizlik düzeylerinden bağımsız olarak kaynaştırma/bütünleştirme eğitiminden özel sınıf ve özel eğitim okullarına göre daha fazla yarar sağladıkları söylenebilir” dedi.
Aydoğan, Otizm spektrumlu çocukların iletişim becerilerini erken yaşta kazanmaları, erken tanı almaları, erken müdahale programlarına katılmaları ve akademik düzeylerinin akranlarına yakın olması bütünleştirme uygulamalarının başarısını artırdığını ifade etti.
Öğretmenlerin otizm ve özel eğitim bilgisine sahip olması önem taşıyor
Otizmli çocukların kaynaştırma eğitiminde başarılı olması için birçok faktörün göz önünde bulundurulması gerektiğini belirten Aydoğan, “Eğitim verilen sınıflarda öğrenci sayısının az olması, öğretmenlere yardımcı personel desteği verilmesi, bilimsel dayanaklı uygulamaların kullanılması, öğretmenlerin etkili iletişim kurmaları ve uygun eğitim ortamının sağlanması önemli. Öğretmenlerin otizm ve özel eğitim bilgisine sahip olması otizm spektrum bozukluğu olan çocukların bütünleştirilmesini kolaylaşmakta ve başarılarını artırmakta. Fiziksel koşullar ve etkinlikler çocuğun gelişimine uygun olmalı, otizmli çocukların performansları değerlendirilmeli, bireyselleştirilmiş eğitim planları hazırlamalı ve ebeveynlerle işbirliği yapılmalı. Özel eğitim öğretmenlerinin desteği, okul idarecilerinin bilinçlendirilmesi ve sınıf öğretmeninin rolü de önemli. Başarılı bir bütünleştirme için rol ve sorumlulukları belirlenmiş bir ekip, eğitim ve sosyal destek, değerlendirme, öğretim ve davranışsal müdahale eğitimleri, özel eğitim destekleri ve genel programın uyarlanması gerekli” dedi.