Türkiye’de onkoloji alanında yapılan çalışmalarda olmazsa olmaz merkezlerden çok değerli onkologların (Pinar Kubilay Tolunay, Cihan Erol, Seda Kahraman, Seher Yildiz Tacar, Erkan Özcan, Fatma Bugdayci Basal, Fatih Köse, Mehmet Ali Nahit Sendur, Deniz Tural, Irfan Çiçin, Berna Öksüzoglu, Saadettin Kiliçkap, Yüksel Ürün) yazdığı, hastaların klinik araştırmalara katılımı ile ilgili bir makalesi Ocak 2025’de yayınlandı. İyi Klinik Uygulamalar Dergisi olarak bu makalenin bir özetini aşağıdaki verdikten sonra, diğer ülkelerde gönüllülerin klinik çalışmalarına yaklaşımlarını ve ülkelerin klinik araştırmaya katılımı arttırmak için yaptığı örnekleri ele alacağız.
Makalenin özetini aşağıda bulabilirsiniz. Makalenin orijinaline ise buradaki linkten erişebilirsiniz.
Makalenin Özeti
Klinik araştırmalar, kanser tedavilerinin geliştirilmesi ve hasta sonuçlarının iyileştirilmesi için hayati öneme sahiptir. Ancak, bu araştırmalara katılım oranları genellikle düşük kalmaktadır. Türkiye’de yapılan bu çalışma, kanser hastaları ve yakınlarının klinik araştırmalara katılım konusundaki tutumlarını, motivasyonlarını ve engellerini anlamayı amaçlamaktadır. Bu yazıda, çalışmanın bulgularını detaylı bir şekilde ele alacak, metodolojisini inceleyecek, diğer ülkelerle karşılaştırmalar yapacak ve çalışmanın limitasyonlarını tartışacağız.
Çalışmanın Amacı ve Yöntemi
Çalışmanın temel amacı, kanser hastaları ve yakınlarının klinik araştırmalara katılım konusundaki tutumlarını değerlendirmek ve bu katılımı etkileyen faktörleri belirlemektir. Araştırma, Nisan 2020 ile Nisan 2021 tarihleri arasında Türkiye’deki 6 üçüncü basamak hastanenin tıbbi onkoloji bölümlerinde yüz yüze anketlerle gerçekleştirilmiştir. Toplamda 978 katılımcıya ulaşılmıştır. Katılımcıların yaş ortalaması 52 olup, %49.6’sı erkek, %49’u kadındır. Katılımcıların %59.1’i kanser hastası, %39.1’i ise hasta yakınıdır.
Anket, katılımcıların klinik araştırmalara katılım konusundaki bilgi düzeylerini, algılarını ve motivasyonlarını ölçmek üzere tasarlanmıştır. Ayrıca, katılımcıların demografik bilgileri, klinik araştırmalara katılma isteklilikleri ve bu katılımı etkileyen faktörler de değerlendirilmiştir. Çalışma, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İnsan Araştırmaları Etik Kurulu tarafından onaylanmış ve Helsinki Deklarasyonu ilkelerine uygun olarak yürütülmüştür.
Bulgular: Katılım İsteği ve Etkileyen Faktörler
Çalışmanın sonuçları, katılımcıların klinik araştırmalara katılım konusunda önemli bir isteklilik gösterdiğini ortaya koymuştur. Katılımcıların %43.8’i klinik araştırmalara katılmaya istekli olduğunu belirtirken, %23.4’ü katılmak istemediğini, %30.4’ü ise kararsız olduğunu ifade etmiştir.
Katılım istekliliğini etkileyen faktörler arasında şunlar öne çıkmıştır:
- Bilgi Düzeyi: Klinik araştırmalar hakkında bilgili olan katılımcılar, bilgisiz olanlara göre daha yüksek bir katılım isteği göstermiştir. Örneğin, klinik araştırmalar hakkında iyi bilgi sahibi olanların %57.5’i katılmaya çok istekliyken, hiç bilgisi olmayanların sadece %8.9’u katılmaya çok istekli olduğunu belirtmiştir.
- Eğitim Düzeyi: Lise ve üzeri eğitime sahip olanlar, daha düşük eğitim seviyesine sahip olanlara göre klinik araştırmalara katılmaya daha isteklidir.
- Gelir Düzeyi: Yoksulluk sınırının üzerinde gelire sahip olanlar, altında gelire sahip olanlara göre daha yüksek bir katılım isteği göstermiştir.
- Önceki Kanser Tedavisi: Daha önce kanser tedavisi görmemiş olanlar, görmüş olanlara göre klinik araştırmalara katılmaya daha isteklidir.
- Önceki Klinik Araştırma Deneyimi: Daha önce klinik araştırmalara katılmış olanlar, katılmamış olanlara göre daha yüksek bir katılım isteği göstermiştir.
Motivasyonlar ve Endişeler
Katılımcıların klinik araştırmalara katılım konusundaki motivasyonları ve endişeleri de çalışmada detaylı bir şekilde incelenmiştir. En önemli motivasyonlar şunlardır:
- Kişisel Sağlık Faydaları: Katılımcıların %61.8’i klinik araştırmalara katılarak hastalıklarının iyileşeceğine inanmaktadır.
- Yeni Tedavilere Erişim: Katılımcıların %53.4’ü yeni ve etkili tedavilere erişim imkanının klinik araştırmalara katılım için önemli bir motivasyon olduğunu belirtmiştir.
- Ailede Genetik Hastalıkların Keşfi: Katılımcıların %29.8’i klinik araştırmalara katılarak ailelerindeki genetik hastalıkları keşfetme umudu taşımaktadır.
Bununla birlikte, katılımcıların klinik araştırmalara katılım konusunda bazı endişeleri de bulunmaktadır:
- Yan Etkiler: Katılımcıların %56.7’si klinik araştırmalarda ortaya çıkabilecek yan etkilerden endişe duymaktadır.
- “Kobay” Hissi: Katılımcıların %29’u klinik araştırmalarda “kobay” gibi hissetmekten korkmaktadır.
- Plasebo Riski: Katılımcıların %20.1’i plasebo veya etkisiz bir ilaç alma riskinden endişe duymaktadır.
Katılımcıların Genel Algısı
Katılımcıların klinik araştırmalara yönelik genel algıları da çalışmada incelenmiştir. Katılımcıların %34.1’i klinik araştırmalara yönelik olumlu bir algıya sahipken, %28.1’i olumsuz bir algıya sahiptir. %37.8’i ise bu konuda nötr bir tutum sergilemiştir.
Olumlu algıya sahip olanlar, klinik araştırmaların topluma fayda sağladığına inanmaktadır. Öte yandan, olumsuz algıya sahip olanlar, klinik araştırmaların öncelikle ilaç şirketlerinin kâr amacıyla yapıldığını düşünmektedir.
Bilgi Kaynakları ve Güven
Katılımcılar, klinik araştırmalar hakkında bilgi almak için en çok onkologlarına güvenmektedir. Katılımcıların %84.3’ü bilgi almak için tedavi gördükleri onkologlarına başvuracağını belirtmiştir. Ayrıca, katılımcıların %71.5’i klinik araştırmaya katılma kararını verirken onkologlarının araştırmayı yürütüyor olmasının etkili olacağını ifade etmiştir.
Diğer Ülkelerle Karşılaştırma
Türkiye’deki bulgular, diğer ülkelerde yapılan benzer çalışmalarla karşılaştırıldığında bazı benzerlikler ve farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Örneğin, Kanada’da yapılan bir çalışmada, katılımcıların %68’i klinik araştırmalara katılmaya istekli olduğunu belirtmiştir. Bu oran, Türkiye’deki %43.8’lik orandan oldukça yüksektir. Kanada’daki yüksek katılım istekliliği, ülkenin uzun yıllardır klinik araştırmaları teşvik eden devlet ve kurumsal girişimlerinden kaynaklanıyor olabilir. Ayrıca, Kanada’nın evrensel sağlık sistemi, hastaların klinik araştırmalara olan güvenini artırabilir.
Suudi Arabistan’da yapılan bir çalışmada ise, klinik araştırmalar hakkında bilgi sahibi olan kanser hastaları ve ailelerinin %61’i katılmaya istekli olduğunu belirtmiştir. Bu oran, Türkiye’deki bulgulara daha yakındır. Lübnan’da yapılan bir başka çalışmada ise, katılımcıların %45’i klinik araştırmalar hakkında bilgi sahibi olduğunu ve %41’i faz 1 klinik araştırmalara katılmaya istekli olduğunu ifade etmiştir. Bu bulgular, gelişmekte olan sağlık sistemlerine sahip ülkelerde benzer endişelerin ve motivasyonların olduğunu göstermektedir.
Çalışmanın Limitasyonları
Bu çalışmanın bazı limitasyonları bulunmaktadır. İlk olarak, çalışma kesitsel bir tasarıma sahiptir, bu nedenle katılım istekliliği ile ilgili faktörler arasında nedensel ilişkiler kurmak mümkün değildir. İkinci olarak, veriler katılımcıların kendi beyanlarına dayanmaktadır, bu da hatırlama yanlılığı ve sosyal arzu edilirlik yanlılığı gibi sorunlara yol açabilir. Üçüncü olarak, çalışma Türkiye’deki belirli bölgelerde ve sağlık kurumlarında yürütülmüştür, bu nedenle bulguların diğer ülkelerde veya farklı sağlık sistemlerinde genellenebilirliği sınırlı olabilir.
Ayrıca, bu çalışma özellikle onkoloji hastaları üzerinde yoğunlaşmıştır. Onkoloji, sağkalım oranlarının diğer hastalıklara göre daha düşük olduğu bir alandır ve bu durum, hastaların klinik araştırmalara katılım istekliliğini artırabilir. Diğer endikasyonlarda, özellikle kronik hastalıklarda veya daha yüksek sağkalım oranlarına sahip hastalıklarda, katılım oranları daha düşük olabilir. Örneğin, diyabet veya hipertansiyon gibi kronik hastalıklarda, hastaların klinik araştırmalara katılım istekliliği daha düşük olabilir çünkü bu hastalıklar genellikle daha uzun süreli ve daha az acil tedavi gerektirir.
Makalenin Sonucu ve Öneriler
Bu çalışma, kanser hastaları ve yakınlarının klinik araştırmalara katılım konusunda önemli bir isteklilik gösterdiğini ancak bilgi eksikliği ve güven endişeleri gibi engellerin bu katılımı sınırlandırdığını ortaya koymuştur. Klinik araştırmalar hakkında daha fazla eğitim ve şeffaf iletişim, katılım oranlarını artırmak için kritik öneme sahiptir.
Özellikle, hastaların klinik araştırmaların güvenliği ve faydaları konusunda bilgilendirilmesi, katılımı artırabilir. Ayrıca, onkologların hastaları klinik araştırmalara katılım konusunda teşvik etmesi ve bu süreçte güven oluşturması, katılım oranlarını yükseltebilir.
Bu bulgular, sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde klinik araştırmalara katılımı artırmak için önemli bir rehber niteliğindedir. Kanser tedavilerinin geliştirilmesi ve daha kapsayıcı bir araştırma ortamı oluşturulması için, hastaların ve yakınlarının klinik araştırmalara katılım konusunda bilinçlendirilmesi ve motive edilmesi gerekmektedir.
Türkiye Çalışması: Diğer Ülkelerle Doğrudan Karşılaştırma
Türkiye’de yapılan bu çalışma, kanser hastaları ve yakınlarının klinik araştırmalara katılım istekliliğini, motivasyonlarını ve endişelerini incelemektedir. Çalışmanın bulguları, diğer ülkelerde yapılan benzer çalışmalarla karşılaştırıldığında hem benzerlikler hem de farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Aşağıda, Türkiye çalışmasının bulguları diğer ülkelerle doğrudan karşılaştırılmaktadır.
1. Katılım İsteği: Türkiye vs. Diğer Ülkeler
- Türkiye: Türkiye’deki çalışmada, katılımcıların %43.8’i klinik araştırmalara katılmaya istekli olduğunu belirtmiştir. Bu oran, diğer ülkelerle karşılaştırıldığında orta düzeyde kalmaktadır.
- Kanada: Kanada’da yapılan bir çalışmada, katılımcıların %68’i klinik araştırmalara katılmaya istekli olduğunu belirtmiştir (Willison et al., 2019). Bu oran, Türkiye’deki orandan 24.2 puan daha yüksektir. Kanada’daki yüksek katılım istekliliği, ülkenin evrensel sağlık sistemi ve klinik araştırmalara olan güvenle açıklanabilir.
- Suudi Arabistan: Suudi Arabistan’da yapılan bir çalışmada, katılımcıların %61’i klinik araştırmalara katılmaya istekli olduğunu belirtmiştir (Bazarbashi et al., 2015). Bu oran, Türkiye’deki orandan 17.2 puan daha yüksektir. Suudi Arabistan’daki yüksek katılım istekliliği, ülkenin klinik araştırmalara yönelik devlet destekli girişimleriyle açıklanabilir.
- Lübnan: Lübnan’da yapılan bir çalışmada, katılımcıların %41’i klinik araştırmalara katılmaya istekli olduğunu belirtmiştir (Salem et al., 2019). Bu oran, Türkiye’deki orandan 2.8 puan daha düşüktür. Lübnan’daki düşük katılım istekliliği, ülkenin sağlık altyapısındaki zorluklarla ilişkilendirilebilir.
- Hindistan: Hindistan’da yapılan PARTAGE çalışmasında, katılımcıların %58.9’u klinik araştırmalara katılmaya istekli olduğunu belirtmiştir (Burt et al., 2013). Bu oran, Türkiye’deki orandan 15.1 puan daha yüksektir. Hindistan’daki yüksek katılım istekliliği, ülkenin geniş nüfusu ve klinik araştırmalara olan artan ilgisiyle açıklanabilir.
2. Motivasyonlar: Türkiye vs. Diğer Ülkeler
- Türkiye: Türkiye’deki çalışmada, katılımcıların en büyük motivasyonları arasında kişisel sağlık faydaları (%61.8) ve yeni tedavilere erişim (%53.4) yer almaktadır. Bu motivasyonlar, diğer ülkelerdeki çalışmalarla benzerlik göstermektedir.
- Kanada: Kanada’daki çalışmada, katılımcıların en büyük motivasyonları arasında yeni tedavilere erişim ve kişisel sağlık faydaları yer almaktadır (Willison et al., 2019). Bu bulgular, Türkiye’deki çalışmayla tamamen örtüşmektedir.
- Suudi Arabistan: Suudi Arabistan’daki çalışmada, katılımcıların en büyük motivasyonları arasında yeni tedavilere erişim ve kişisel sağlık faydaları yer almaktadır (Bazarbashi et al., 2015). Bu bulgular, Türkiye’deki çalışmayla benzerlik göstermektedir.
- Lübnan: Lübnan’daki çalışmada, katılımcıların en büyük motivasyonları arasında yeni tedavilere erişim ve kişisel sağlık faydaları yer almaktadır (Salem et al., 2019). Bu bulgular, Türkiye’deki çalışmayla tamamen örtüşmektedir.
- Hindistan: Hindistan’daki PARTAGE çalışmasında, katılımcıların en büyük motivasyonları arasında yeni tedavilere erişim ve kişisel sağlık faydaları yer almaktadır (Burt et al., 2013). Bu bulgular, Türkiye’deki çalışmayla benzerlik göstermektedir.
3. Endişeler: Türkiye vs. Diğer Ülkeler
- Türkiye: Türkiye’deki çalışmada, katılımcıların en büyük endişeleri arasında yan etkiler (%56.7) ve “kobay” hissi (%29) yer almaktadır. Bu endişeler, diğer ülkelerdeki çalışmalarda da sıklıkla dile getirilmiştir.
- Kanada: Kanada’daki çalışmada, katılımcıların en büyük endişeleri arasında yan etkiler ve plasebo riski yer almaktadır (Willison et al., 2019). Bu bulgular, Türkiye’deki çalışmayla benzerlik göstermektedir.
- Suudi Arabistan: Suudi Arabistan’daki çalışmada, katılımcıların en büyük endişeleri arasında yan etkiler ve güven endişeleri yer almaktadır (Bazarbashi et al., 2015). Bu bulgular, Türkiye’deki çalışmayla örtüşmektedir.
- Lübnan: Lübnan’daki çalışmada, katılımcıların en büyük endişeleri arasında yan etkiler ve “kobay” hissi yer almaktadır (Salem et al., 2019). Bu bulgular, Türkiye’deki çalışmayla tamamen örtüşmektedir.
- Hindistan: Hindistan’daki PARTAGE çalışmasında, katılımcıların en büyük endişeleri arasında yan etkiler ve güven endişeleri yer almaktadır (Burt et al., 2013). Bu bulgular, Türkiye’deki çalışmayla benzerlik göstermektedir.
Karşılaştırma Tablosu
Aşağıda, Türkiye, Kanada, Suudi Arabistan, Lübnan ve Hindistan‘da yapılan çalışmaların bulgularını karşılaştıran bir tablo sunulmaktadır:
Ülke Katılım İsteği (%) En Büyük Motivasyonlar En Büyük Endişeler Kaynak |
Türkiye | 43.8 | Kişisel sağlık faydaları (%61.8) | Yan etkiler (%56.7), “kobay” hissi (%29) | Kubilay Tolunay et al. (2025). Understanding of Clinical Trials Among Patients With Cancer and Their Relatives. JAMA Network Open. doi:10.1001/jamanetworkopen.2024.57020 |
Kanada | 68 | Yeni tedavilere erişim, kişisel sağlık faydaları | Yan etkiler, plasebo riski | Willison et al. (2019). Survey of Awareness and Perceptions of Canadians on the Benefits and Risks of Clinical Trials. Therapeutic Innovation & Regulatory Science. doi:10.1177/2168479018805433 |
Suudi Arabistan | 61 | Yeni tedavilere erişim, kişisel sağlık faydaları | Yan etkiler, güven endişeleri | Bazarbashi et al. (2015). Awareness and Perceptions of Clinical Trials in Cancer Patients and Their Families in Saudi Arabia. Journal of Cancer Education. doi:10.1007/s13187-015-0797-0 |
Lübnan | 41 | Yeni tedavilere erişim, kişisel sağlık faydaları | Yan etkiler, “kobay” hissi | Salem et al. (2019). Perceptions and Attitudes of Cancer Patients and Caregivers Towards Enrollment in Clinical Trials in Lebanon. Journal of Cancer Education. doi:10.1007/s13187-017-1307-3 |
Hindistan | 58.9 | Yeni tedavilere erişim, kişisel sağlık faydaları | Yan etkiler, güven endişeleri | Burt et al. (2013). PARTAGE Survey of Public Knowledge and Perceptions of Clinical Research in India. PLOS ONE. doi:10.1371/journal.pone.0068666 |
Diğer Ülkeler İle Karşılaştırma Sonucu
Bu karşılaştırmalı analiz, Türkiye’deki klinik araştırmalara katılım istekliliğinin diğer ülkelerle benzer motivasyonlar ve endişeler taşıdığını göstermektedir. Ancak, katılım oranları ülkeden ülkeye önemli ölçüde değişmektedir. Türkiye’deki katılım oranı, Kanada ve Hindistan gibi ülkelerden daha düşük, Lübnan’dan ise biraz daha yüksektir.
Klinik araştırmalara katılımı artırmak için, özellikle hasta eğitimi, şeffaf iletişim ve güven oluşturma stratejileri büyük önem taşımaktadır. Bu stratejiler, diğer ülkelerdeki başarılı uygulamalardan esinlenerek Türkiye’de de uygulanabilir.
Dünya’da Klinik Araştırmaya Katılımı Arttırmak İçin Yapılan Başarılı Uygulamalar
1. Kanada: Evrensel Sağlık Sistemi ve Hasta Eğitimi
- Evrensel Sağlık Sistemi: Kanada’nın evrensel sağlık sistemi, tüm vatandaşların sağlık hizmetlerine erişimini sağlar. Bu sistem, klinik araştırmalara katılımı kolaylaştırır çünkü hastalar, araştırmalara katılımın ek bir mali yük getirmeyeceğini bilir.
- Hasta Eğitimi Programları: Kanada’da, klinik araştırmalar hakkında hasta eğitimi programları yaygın olarak kullanılmaktadır. Örneğin, Canadian Cancer Society (Kanada Kanser Derneği), kanser hastalarına klinik araştırmalar hakkında bilgi veren online kaynaklar ve eğitim materyalleri sunmaktadır.
- Şeffaf İletişim: Kanada’daki klinik araştırmalar, katılımcıların güvenini kazanmak için şeffaf bir iletişim stratejisi benimsemiştir. Araştırmacılar, hastalara araştırmanın riskleri ve faydaları hakkında açık ve anlaşılır bilgiler sunar.
2. ABD: Kapsayıcılık ve Çeşitlilik
- Kapsayıcılık İnisiyatifleri: ABD’de, National Institutes of Health (NIH) ve Food and Drug Administration (FDA), klinik araştırmalara katılımı artırmak için kapsayıcılık ve çeşitlilik programları yürütmektedir. Özellikle, azınlık gruplarının ve kadınların klinik araştırmalara katılımını teşvik etmek için özel programlar geliştirilmiştir.
- Hasta Savunuculuğu: ABD’de, hasta savunuculuk grupları, klinik araştırmalara katılımı artırmak için aktif bir rol oynamaktadır. Örneğin, Cancer Research Institute (Kanser Araştırma Enstitüsü), hastaları klinik araştırmalar hakkında bilgilendiren ve katılımı teşvik eden kampanyalar yürütmektedir.
- Online Platformlar: ABD’de, ClinicalTrials.gov gibi online platformlar, hastaların klinik araştırmalara erişimini kolaylaştırmaktadır. Bu platformlar, hastaların kendi bölgelerindeki klinik araştırmaları bulmalarını ve başvurmalarını sağlar.
3. İngiltere: Ulusal Sağlık Sistemi (NHS) ve Toplumsal Farkındalık
- NHS Desteği: İngiltere’de, National Health Service (NHS), klinik araştırmalara katılımı teşvik etmek için aktif bir rol oynamaktadır. NHS, hastanelerde klinik araştırma ekipleri kurarak, hastaların araştırmalara katılımını kolaylaştırmaktadır.
- Toplumsal Farkındalık Kampanyaları: İngiltere’de, Cancer Research UK (İngiltere Kanser Araştırmaları) gibi kuruluşlar, klinik araştırmaların önemi hakkında toplumsal farkındalık kampanyaları yürütmektedir. Bu kampanyalar, medya ve sosyal medya aracılığıyla geniş kitlelere ulaşmaktadır.
- Hasta Deneyimlerinin Paylaşımı: İngiltere’de, klinik araştırmalara katılan hastaların deneyimlerini paylaşmaları teşvik edilmektedir. Bu, diğer hastaların araştırmalara katılım konusunda cesaretlenmesini sağlar.
4. Hindistan: Mali Destek ve Toplumsal Katılım
- Mali Destek Programları: Hindistan’da, klinik araştırmalara katılan hastalara yol masrafları ve diğer giderler için mali destek sağlanmaktadır. Bu, özellikle kırsal bölgelerde yaşayan hastaların katılımını artırmaktadır.
- Toplumsal Katılım: Hindistan’da, klinik araştırmalara katılımı artırmak için toplumsal katılım programları yürütülmektedir. Örneğin, Indian Council of Medical Research (ICMR), yerel topluluklarla iş birliği yaparak klinik araştırmalar hakkında bilgilendirme toplantıları düzenlemektedir.
- Online Eğitim Platformları: Hindistan’da, klinik araştırmalar hakkında bilgi veren online eğitim platformları yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu platformlar, hastaların araştırmalar hakkında bilgi edinmelerini kolaylaştırmaktadır.
5. Avustralya: Yerli Toplulukların Katılımı
- Yerli Topluluklara Yönelik Programlar: Avustralya’da, yerli toplulukların klinik araştırmalara katılımını artırmak için özel programlar geliştirilmiştir. Bu programlar, yerli toplulukların kültürel değerlerine saygı göstererek, klinik araştırmalar hakkında bilgilendirme yapmaktadır.
- Hasta Merkezli Yaklaşım: Avustralya’da, klinik araştırmalar hasta merkezli bir yaklaşımla yürütülmektedir. Hastaların ihtiyaçları ve endişeleri dikkate alınarak, katılım süreci kolaylaştırılmaktadır.
- Şeffaf Bilgilendirme: Avustralya’da, klinik araştırmalar hakkında hastalara şeffaf ve anlaşılır bilgiler sunulmaktadır. Bu, hastaların araştırmalara olan güvenini artırmaktadır.
6. Japonya: Teknoloji ve İnovasyon
- Teknoloji Kullanımı: Japonya’da, klinik araştırmalara katılımı artırmak için teknolojik çözümler kullanılmaktadır. Örneğin, tele-tıp uygulamaları sayesinde, hastalar klinik araştırmalara uzaktan katılabilmektedir.
- İnovatif Yaklaşımlar: Japonya’da, klinik araştırmalara katılımı artırmak için inovatif yaklaşımlar benimsenmiştir. Örneğin, hasta dostu klinik araştırma merkezleri kurularak, hastaların araştırmalara katılımı kolaylaştırılmıştır.
- Toplumsal Farkındalık: Japonya’da, klinik araştırmalar hakkında toplumsal farkındalık kampanyaları yürütülmektedir. Bu kampanyalar, medya ve sosyal medya aracılığıyla geniş kitlelere ulaşmaktadır.
7. Güney Kore: Teknoloji ve Hasta Merkezli Yaklaşım
Güney Kore, klinik araştırmalara katılımı artırmak için teknolojiyi etkin bir şekilde kullanmaktadır. Ayrıca, hasta merkezli bir yaklaşım benimseyerek, katılım sürecini kolaylaştırmaktadır.
Başarılı Uygulamalar:
- Teknoloji Entegrasyonu: Güney Kore’de, klinik araştırmalara katılımı artırmak için tele-tıp ve mobil sağlık uygulamaları yaygın olarak kullanılmaktadır. Özellikle, Smart Clinical Trial Platform gibi dijital platformlar, hastaların klinik araştırmalara erişimini kolaylaştırmaktadır.
- Hasta Merkezli Yaklaşım: Güney Kore’de, klinik araştırmalar hasta merkezli bir yaklaşımla yürütülmektedir. Hastaların ihtiyaçları ve endişeleri dikkate alınarak, katılım süreci kolaylaştırılmaktadır. Örneğin, hastalara araştırmanın riskleri ve faydaları hakkında detaylı bilgiler sunulmaktadır.
- Toplumsal Farkındalık Kampanyaları: Güney Kore’de, klinik araştırmalar hakkında toplumsal farkındalık kampanyaları yürütülmektedir. Bu kampanyalar, medya ve sosyal medya aracılığıyla geniş kitlelere ulaşmaktadır. Özellikle, Korea National Institute of Health (KNIH), klinik araştırmaların önemi hakkında bilgilendirme çalışmaları yapmaktadır.
- Hasta Deneyimlerinin Paylaşımı: Güney Kore’de, klinik araştırmalara katılan hastaların deneyimlerini paylaşmaları teşvik edilmektedir. Bu, diğer hastaların araştırmalara katılım konusunda cesaretlenmesini sağlar.
8. Çin: Büyük Ölçekli Katılım ve Devlet Desteği
Çin, klinik araştırmalara katılımı artırmak için büyük ölçekli programlar ve devlet destekli girişimler geliştirmiştir. Özellikle, geniş nüfusu ve hızlı büyüyen sağlık altyapısı sayesinde, klinik araştırmalara katılım oranları artmaktadır.
Başarılı Uygulamalar:
- Devlet Destekli Programlar: Çin’de, klinik araştırmalara katılımı artırmak için devlet destekli programlar yürütülmektedir. Örneğin, National Medical Products Administration (NMPA), klinik araştırmaların denetlenmesi ve teşvik edilmesi için özel bir birim oluşturmuştur.
- Büyük Ölçekli Katılım: Çin’in geniş nüfusu, klinik araştırmalara katılımı artırmak için büyük bir potansiyel sunmaktadır. Özellikle, kanser ve kronik hastalıklar gibi alanlarda büyük ölçekli klinik araştırmalar yürütülmektedir.
- Hasta Eğitimi ve Bilinçlendirme: Çin’de, klinik araştırmalar hakkında hasta eğitimi ve bilinçlendirme programları yaygın olarak kullanılmaktadır. Örneğin, Chinese Clinical Trial Registry (ChiCTR), hastaların klinik araştırmalar hakkında bilgi edinmelerini sağlayan online bir platformdur.
- Teknoloji Kullanımı: Çin’de, klinik araştırmalara katılımı artırmak için teknolojik çözümler kullanılmaktadır. Örneğin, WeChat gibi popüler sosyal medya platformları, klinik araştırmalar hakkında bilgilendirme yapmak için kullanılmaktadır.
- Kırsal Bölgelere Ulaşım: Çin’de, kırsal bölgelerde yaşayan hastaların klinik araştırmalara katılımını artırmak için özel programlar geliştirilmiştir. Bu programlar, ulaşım ve konaklama desteği sağlayarak, katılım engellerini azaltmaktadır.
Karşılaştırmalı Tablo
Aşağıda, Güney Kore ve Çin‘in klinik araştırmalara katılımı artırmak için yaptığı başarılı uygulamaları özetleyen bir tablo sunulmaktadır:
Ülke Başarılı Uygulamalar Etkisi |
Güney Kore | – Teknoloji entegrasyonu (tele-tıp, mobil sağlık uygulamaları) | – Hastaların klinik araştırmalara erişimi kolaylaştı. |
– Hasta merkezli yaklaşım | – Katılım süreci hasta ihtiyaçlarına göre şekillendirildi. | |
– Toplumsal farkındalık kampanyaları | – Klinik araştırmalar hakkında bilinç arttı. | |
– Hasta deneyimlerinin paylaşımı | – Diğer hastaların katılımı teşvik edildi. | |
Çin | – Devlet destekli programlar | – Klinik araştırmaların denetlenmesi ve teşvik edilmesi sağlandı. |
– Büyük ölçekli katılım | – Geniş nüfus sayesinde yüksek katılım oranları elde edildi. | |
– Hasta eğitimi ve bilinçlendirme | – Hastaların klinik araştırmalar hakkında bilgi edinmesi sağlandı. | |
– Teknoloji kullanımı (WeChat gibi platformlar) | – Bilgilendirme kampanyaları geniş kitlelere ulaştı. | |
– Kırsal bölgelere ulaşım desteği | – Kırsal bölgelerdeki hastaların katılımı artırıldı. |
Sonuç
Güney Kore ve Çin, klinik araştırmalara katılımı artırmak için teknoloji, hasta merkezli yaklaşım, devlet desteği ve toplumsal farkındalık gibi stratejileri başarıyla uygulamıştır. Bu örnekler, Türkiye’de de benzer stratejilerin uygulanabileceğini göstermektedir. Özellikle, hasta eğitimi, şeffaf iletişim ve teknolojik çözümler, klinik araştırmalara katılım oranlarını artırmak için etkili yöntemlerdir. Bu örnekler, klinik araştırmalara katılımı artırmak için dünya genelinde uygulanan başarılı stratejileri göstermektedir. Türkiye’de de bu stratejilerden esinlenerek, hasta eğitimi, şeffaf iletişim, güven oluşturma ve katılımı kolaylaştırıcı önlemler gibi alanlarda çalışmalar yapılabilir. Bu sayede, klinik araştırmalara katılım oranları artırılabilir ve daha kapsayıcı bir araştırma ortamı oluşturulabilir.