📝 Editoryal Not:
Bu basın bülteni, ağız sağlığının yalnızca fiziksel değil, ruhsal iyilik haliyle de ne denli yakından ilişkili olduğunu bilimsel temellere dayandırarak açıklıyor. Özellikle klinik psikoloji ve diş hekimliği disiplinlerinin kesişiminde yer alan bu bilgi, multidisipliner hasta bakımının önemine dikkat çekiyor. Haberin içeriği; hem sağlık profesyonellerine hasta takibinde bütüncül yaklaşımın gerekliliğini hatırlatıyor hem de halk sağlığı perspektifinden önleyici sağlık hizmetlerinin altını çiziyor.
Ağız sağlığının sadece çürük veya diş eti problemleriyle sınırlı olmadığı, bireyin genel yaşam kalitesi ve psikososyal durumu üzerinde önemli etkiler oluşturduğu giderek daha fazla bilimsel veriye dayandırılıyor. Üsküdar Üniversitesi Diş Hastanesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Büşra Sınmaz, ağız bakım rutinlerinin yalnızca ağız ve diş sağlığını değil, aynı zamanda psikolojik iyi oluşu da doğrudan desteklediğini ifade etti.
“Oral sağlık, bireyin sosyal yaşamına, özgüvenine ve ruhsal dengesine etki eden bir faktördür,” diyen Dr. Sınmaz, ağız kokusu (halitozis), diş kaybı ve estetik kaygıların sosyal izolasyon, anksiyete ve depresyona yol açabileceğini belirtti. Yapılan araştırmalar da, bu psikososyal etkilerin bireyin genel iyilik haliyle doğrudan bağlantılı olduğunu ortaya koymaktadır.
Ağız Bakımının Zihinsel Sağlığa Etkisi
Ağız bakımında uygulanan basit ama düzenli alışkanlıklar, hem oral sağlığın korunmasını sağlar hem de bireyin yaşam kalitesini artırır. Amerikan Diş Hekimliği Birliği (ADA) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) kılavuzlarına göre; günde en az iki kez florürlü diş macunu ile diş fırçalanması, diş ipi kullanımı ve antibakteriyel gargaraların düzenli kullanımı plak kontrolü ve mikrobiyal dengenin sağlanmasında etkilidir.
Beslenme de bu sürecin önemli bir parçasıdır. Rafine karbonhidrat ve asit içeriği yüksek besinlerin aşırı tüketimi çürük riskini artırırken; antioksidan ve antiinflamatuar özelliklere sahip gıdalar, ağız dokularının savunma mekanizmasını destekleyebilir. Bu nedenle ağız sağlığını koruma yaklaşımı, yalnızca mekanik temizlik değil, aynı zamanda sistemik sağlığı destekleyen bütüncül bir yaşam tarzını da içermelidir.
Stres Ağız Sağlığını Nasıl Etkiliyor?
Dr. Sınmaz, “Psikolojik stres; bağışıklık sistemini baskılayarak periodontal hastalıklara yatkınlığı artırabilir. Ayrıca stresin, bruksizm (diş sıkma), tırnak yeme gibi parafonksiyonel alışkanlıklara yol açtığı, bu durumların da çene eklem bozuklukları ve diş aşınmaları gibi klinik sorunlara neden olduğu bilinmektedir,” açıklamasında bulundu.
Bu nedenle, stres yönetimi stratejilerinin hem ağız sağlığını korumak hem de zihinsel iyilik halini desteklemek açısından klinik pratikte dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Dr. Sınmaz, profesyonel diş kontrollerinin de en az altı ayda bir yapılmasının önemine dikkat çekti.
Sonuç olarak, bireylerin ağız bakım alışkanlıklarını yalnızca estetik ya da fiziksel sağlık gerekçeleriyle değil, aynı zamanda ruh sağlığı perspektifinden de değerlendirmeleri gerektiği bir kez daha ortaya konmaktadır. Sağlık profesyonelleri, danışanlarına bütüncül sağlık yaklaşımını benimsetmede önemli bir rol üstlenmelidir.