📝 Editoryal Not:
Yumurtalık (over) kanseri, genellikle sessiz seyreden yapısı nedeniyle ileri evrede tanı konulan ve kadın yaşamını tehdit eden en önemli onkolojik sorunlardan biridir. 8 Mayıs Dünya Yumurtalık Kanseri Farkındalık Günü kapsamında hazırlanan bu basın bülteni, klinik pratikte sık karşılaşılan ama toplumda farkındalığı düşük olan bu hastalığa dair güncel verileri ve uzman görüşlerini bilimsel bir dille sunmaktadır. Hem sağlık profesyonelleri hem de kamuoyu için önemli bilgiler içeren bu metin, erken tanı şansını artırabilecek semptomlara, risk faktörlerine ve koruyucu sağlık önlemlerine dikkat çekmektedir.
Kadınlarda en sık görülen üçüncü jinekolojik kanser olan yumurtalık (over) kanseri, sinsi ilerleyişi nedeniyle sıklıkla ileri evrede tanı almaktadır. Acıbadem Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı ve Acıbadem Maslak Hastanesi Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mete Güngör, 8 Mayıs Dünya Yumurtalık Kanseri Farkındalık Günü kapsamında yaptığı açıklamada, erken tanının önemine ve hastalıkla ilgili toplumsal farkındalığın yetersizliğine dikkat çekiyor.
Yaygınlığı Artıyor, Farkındalık Düşük
Her yıl Türkiye’de yaklaşık 4.000 kadına yumurtalık kanseri tanısı konulmakta ve her 100.000 kadından 7’si bu hastalıkla karşı karşıya kalmaktadır. Prof. Dr. Güngör, “Yumurtalık kanseri genellikle 60 yaş sonrasında görülse de, son yıllarda yaşam tarzı değişiklikleri ve çevresel faktörlerin etkisiyle daha genç yaşlarda da karşımıza çıkmaya başlamıştır. Ne yazık ki toplumun bu konuda bilgisi çok sınırlı; tanı konulan her üç kadından ikisi bu hastalığın adını ilk kez doktor odasında duyuyor” diyerek farkındalığın artırılması gerektiğini vurguluyor.
Tanı Gecikiyor, Belirtiler Belirsiz
Yumurtalık kanseri, karın boşluğu içinde büyüyerek uzun süre belirti vermeden ilerleyebilir. Hastalığın semptomları spesifik olmayıp, çoğu zaman başka sağlık sorunlarıyla karıştırılabilir. Prof. Dr. Güngör, “Karında şişlik, bel ve kasık ağrısı, kabızlık, sık idrara çıkma, hazımsızlık, anormal kanamalar ve halsizlik gibi belirtiler, başka hastalıklarla karıştırılabilir. Ancak bu semptomlar uzun süre devam ederse mutlaka jinekolojik değerlendirme yapılmalıdır” diye uyarıyor.
Genetik Yatkınlık ve Risk Faktörleri
Yumurtalık kanserinin %15-20’si genetik nedenlerle ortaya çıkmaktadır. Meme, rahim içi (endometrium) ve yumurtalık kanseri öyküsü olan birinci derece akrabalar, artmış risk grubundadır. Bununla birlikte, bazı yaşam tarzı faktörleri de riski artırmaktadır. Hiç doğum yapmamış olmak, erken menarş, geç menopoz, endometriozis, obezite, sigara kullanımı, sağlıksız beslenme ve alkol tüketimi, hastalık gelişme riskini artıran başlıca etkenlerdir.
Tarama Yöntemi Yok: Düzenli Muayene Hayat Kurtarabilir
Yumurtalık kanseri için etkin bir tarama yöntemi bulunmamaktadır. Bu nedenle Prof. Dr. Güngör, hiçbir şikayet olmasa bile her kadının yılda en az bir kez jinekolojik muayene yaptırması gerektiğini vurguluyor: “Kadınların düzenli kontrollerini aksatmamaları, bu sinsi hastalığın erken tanısı açısından kritik öneme sahiptir. Ayrıca sağlıklı bir yaşam tarzının benimsenmesi, örneğin fiziksel aktivitenin artırılması, kilo kontrolü, sigara ve alkolden uzak durulması gibi adımlar, riski azaltmada etkilidir.”