📝 Editoryal Not:
Bu basın bülteni, dış kulak iltihabı (otitis eksterna) konusunda güncel klinik bilgileri ve koruyucu önlemleri sağlık profesyonelleri için net ve bilimsel bir şekilde sunmaktadır. İçerik, hastalık patofizyolojisi, tanı kriterleri, tedavi protokolleri ve önleyici stratejiler açısından önemli bilgiler içermekte olup, klinik uygulamalarda rehberlik sağlayabilir. Ayrıca, hastaya yönelik bilgilendirme ve hasta eğitiminin önemine dikkat çekerek, sağlık çalışanlarının tedavi ve danışmanlık süreçlerine katkı sunmayı amaçlamaktadır.

Dış kulak iltihabı, halk arasında “yüzücü kulağı” olarak adlandırılan ve dış kulak yolu derisinin inflamasyonu ile karakterize bir enfeksiyon durumudur. Patolojik olarak, dış kulak yolunda bakteriyel ya da fungal etkenlerin neden olduğu inflamatuar süreçler gözlenir. En sık etkenler arasında Pseudomonas aeruginosa ve Staphylococcus aureus gibi bakteriler ile mantar türleri yer almaktadır. Hastalığın temel risk faktörü, dış kulak yolunun nemli kalmasına neden olan yetersiz hijyen ve suyla temastır; özellikle deniz ve havuz suları bu açıdan dikkat edilmesi gereken ortamlar arasındadır.

Klinik olarak, en belirgin semptom kulak ağrısıdır ve bu ağrı, kulak yolu girişindeki tragus üzerine basıldığında artar. Diğer yaygın semptomlar arasında dış kulak yolunda kızarıklık, kaşıntı, akıntı, şişlik, dokunmaya karşı hassasiyet, işitme kaybı ve kulak çınlaması bulunmaktadır. Dış kulak yolunun ödemi ve iltihabi sekresyonların birikimi, işitme fonksiyonunda geçici azalmaya yol açabilir. Bu nedenle hastaların detaylı otoskopik muayenesi önem taşır.

Tedavi yaklaşımında öncelik, enfeksiyona neden olan mikroorganizmaların eliminasyonu ve inflamasyonun kontrolüdür. Lokal antibiyotik ve antifungal damlalar, inflamasyonu azaltıcı ajanlar ile birlikte kullanılırken, eşlik eden ağrı için analjezik tedavi önerilir. Hastanın kulağını sudan koruması, tedavinin başarısını artıran kritik bir faktördür. Ayrıca, sistemik antibiyotik tedavisi ancak ciddi vakalarda veya lokal tedaviye yanıt alınamayan durumlarda endike olur. Tedavi sürecinde hastaların bilgilendirilmesi ve uygun kulak hijyeni eğitimi, tekrar eden enfeksiyonların önlenmesi açısından önemlidir.

İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ziya Saltürk, dış kulak iltihabının erken tanı ve tedavisinin, komplikasyonların önlenmesinde kritik rol oynadığını vurgulamaktadır. Tedavi gecikirse enfeksiyon çevre dokulara yayılabilir ve bu da daha ciddi klinik tabloların gelişmesine yol açabilir. Bu nedenle risk altında olan bireylerin, özellikle bağışıklık sistemi zayıf olanların, düzenli kulak kontrollerini aksatmaması ve hijyen kurallarına dikkat etmesi önerilmektedir.

Koruyucu önlemler olarak; temizliğinden emin olunmayan havuz ve deniz sularında yüzme sırasında yüzücü bonesi, silikon kulak tıkacı veya vazelinle nemlendirilmiş pamuk kullanılması, kulakların duş ve yüzme sonrası mutlaka iyi kurulanması, sert cisimlerle kulak içinin temizlenmemesi ve kulak yolunun doğal koruyucu tabakasının korunması tavsiye edilir. Bu basit önlemler, dış kulak iltihabı riskini önemli ölçüde azaltabilir ve hastaların yaşam kalitesini koruyabilir.