📝 Editoryal Not:
Görüntüleme teknolojilerindeki ilerlemeler, kalp ve damar hastalıklarının erken ve güvenilir şekilde teşhis edilmesini mümkün kılıyor. Bu basın bülteni, sanal anjiyografi yöntemine dair güncel bilimsel bilgileri ve klinik uygulama alanlarını hekimlere ve sağlık profesyonellerine objektif şekilde sunuyor. Özellikle yöntemin klasik anjiyografiyle karşılaştırmalı avantajları, sınırlılıkları ve hasta seçiminde dikkat edilmesi gereken noktalar, pratik uygulamalarda yol gösterici olabilir.
Tıbbi görüntüleme teknolojilerindeki gelişmeler, kalp ve damar hastalıklarının erken teşhisinde önemli ilerlemelere yol açıyor. Bu yenilikçi yöntemlerden biri olan sanal anjiyografi (koroner BT anjiyografi), son yıllarda klinik uygulamalarda daha sık kullanılmakla birlikte, kamuoyunda doğru bilinen yanlışların da yaygın olduğu bir alan.
Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Radyoloji Uzmanı Dr. Oktay Karadeniz, sanal anjiyografinin klasik anjiyografiden farklı olarak, invaziv olmayan bir yöntem olduğuna dikkat çekiyor:
“Sanal anjiyografide damar yolu açılan koldan kontrast madde verilir; klasik anjiyografi gibi kateter uygulanmaz. Ancak, radyasyon maruziyeti ve kontrast maddeye bağlı böbrek fonksiyonlarına olası etkiler nedeniyle bu yöntem, seçilmiş vakalarda dikkatle kullanılmalıdır.”
Yüksek Doğruluk ve 3 Boyutlu Görüntüleme
İşlem sırasında kol toplardamarından kontrast madde verilirken, eş zamanlı olarak bilgisayarlı tomografi (BT) ile kalbin detaylı görüntüleri alınır. Dr. Karadeniz:
“Kesit kesit alınan bu görüntüler daha sonra bilgisayar ortamında üç boyutlu olarak yeniden yapılandırılır ve koroner arterler titizlikle değerlendirilir. Yapısal kalp ve damar hastalıklarının saptanması ve koroner bypass sonrası değerlendirmede bu yöntemin doğruluk oranı yüzde 100’e yaklaşmaktadır.”
Yöntemin Uygulama Alanı ve Yanlış Bilinenler
Sanal anjiyografinin, koroner arter hastalığı riski düşük veya orta seviyede olan, efor testinde şüpheli sonuçlar alınan hastalarda tercih edilmesi öneriliyor.
Dr. Karadeniz:
“Sanal anjiyo, kalp hastalığı riskini ölçmek için değil, hastalığın mevcut olup olmadığını belirlemek için kullanılır. Özellikle böbrek yetmezliği veya iyot alerjisi olan hastalarda kontrast madde verilemeyeceği için bu yöntem uygun değildir.”
Uygulama Öncesi Hazırlık ve Süreç
Sanal anjiyografi hem çocuklara hem de yetişkinlere uygulanabilir ve görüntüleme işlemi genellikle bir saniyeden kısa sürede tamamlanır. Ancak optimal sonuçlar için hastanın kalp hızının dakikada 70-75 aralığında olması gerekir.
Dr. Karadeniz:
“Gerekirse, işlem öncesinde oral veya intravenöz yolla kalp hızını düşürücü ilaçlar uygulanabilir. Ancak bu hazırlık aşaması, hastadan hastaya farklılık gösterebilir.”
Hangi Hastalar için Klasik Anjiyo Tercih Edilmeli?
Dr. Karadeniz, yüksek riskli hastalarda klasik anjiyografinin hala öncelikli yöntem olduğunu vurguluyor:
“Özellikle uzun süredir diyabeti olan, hipertansiyonla mücadele eden, kolesterolü yüksek veya ileri yaştaki hastalarda kalp hastalığı riski daha fazladır. Bu durumda, sanal anjiyo ile vakit kaybetmeden klasik anjiyografi tercih edilmelidir.”