📝 Editoryal Not:
Bu basın bülteni, halk arasında “göz tansiyonu” olarak bilinen glokom hastalığı hakkında sağlık profesyonellerine yönelik önemli bilgiler sunmaktadır. Glokomun sinsi ilerleyişi ve geri dönüşü olmayan görme kaybına yol açabilmesi, erken tanı ve düzenli muayenenin önemini artırmaktadır. Haberde yer alan tanı ve tedavi yöntemleri, sağlık çalışanlarının hasta bilgilendirmesi ve takip süreçlerinde yol gösterici niteliktedir.
Göz tansiyonu (glokom), göz içi sıvısının yeterince dışarı atılamaması sonucu göz içi basıncının artmasıyla ortaya çıkan, ilerleyici ve kalıcı görme kaybına yol açabilen ciddi bir göz hastalığıdır. İzmir Batıgöz Sağlık Grubu Çankaya Şubesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Fatma Soybaş, “Göz tansiyonu genellikle belirti vermeden ilerler, bu nedenle erken evrede tespit edilmesi ancak düzenli göz muayeneleriyle mümkündür” açıklamasında bulundu.
Glokomda Tanı Süreci
Glokom tanısı, çok yönlü bir göz muayenesiyle konur. Bu süreçte göz içi basıncını ölçen tonometri, görme alanındaki daralmaları tespit eden perimetri (görme alanı testi), optik sinir incelenmesi için oftalmoskopi, kornea kalınlığını değerlendiren pakimetri ve görme siniri hasarını erken evrede tespit etmeyi sağlayan OCT (Optik Koherens Tomografi) gibi yöntemler birlikte değerlendirilir. Tanının doğruluğu için bu testlerin bütüncül biçimde analiz edilmesi esastır.
Tedavi ve Takip
Glokomun ilk basamak tedavisi göz içi basıncını düzenlemeye yönelik ilaçlardır. Bu ilaçlar, ya sıvı üretimini azaltarak ya da sıvının dışa akışını artırarak etki gösterir. İlaç tedavisine yeterli yanıt alınamayan vakalarda ise lazer ya da cerrahi yöntemler gündeme gelir. Ancak hangi tedavi uygulanırsa uygulansın, amaç gözdeki mevcut fonksiyonu korumaktır. Geri dönüşü olmayan sinir hasarının önüne geçmek için tedaviye uyum ve düzenli takip büyük önem taşır.
Korunmanın En Etkili Yolu: Düzenli Göz Muayenesi
Glokom sinsi ilerleyen ve kalıcı hasar bırakabilen bir hastalık olsa da, erken teşhisle kontrol altına alınabilir. Belirti vermeyen vakalar yaygın olduğu için özellikle 40 yaş üzeri bireylerin yılda en az bir kez göz muayenesi yaptırması önerilir. Rutin kontroller sayesinde görme kaybı önlenebilir ve yaşam kalitesi korunabilir.