📝 Editoryal Not:
Halluks Valgus, özellikle kadınlarda yüksek oranda görülen ve yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilen bir ayak deformitesidir. Bu basın bülteni, hem risk faktörlerini hem de tedavi yaklaşımlarını bilimsel ve anlaşılır bir dille sunarak sağlık profesyonellerine güncel bir bakış açısı sağlamaktadır. Erken teşhisin ve doğru ayakkabı seçiminin önemini vurgulayan içerik, hasta bakımında önleyici yaklaşımların değerini ortaya koymaktadır.
Halluks Valgus, halk arasında “başparmak çıkıntısı” olarak bilinir ve ayak başparmağı kemiğinin dışa, birinci tarak kemiğinin ise içe doğru dönmesiyle oluşan kompleks bir deformitedir. Toplumda yaygın görülen bu durum, özellikle 18–65 yaş arası bireylerin %23’ünde saptanmaktadır. Kadınlarda ise erkeklere oranla 15 kat daha sık görülmektedir. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Tural Khalilov, ülkemizde kadınların yaklaşık üçte birinde Halluks Valgus görüldüğünü, bunun da genetik yatkınlık, bağ dokusu esnekliği, hormonal faktörler ve uygunsuz ayakkabı kullanımıyla ilişkili olduğunu belirtmektedir.
Stres Kırığı ve Kireçlenmeye Yol Açabilir
Halluks Valgus ilerledikçe ayak yük dengesi bozulur, ağrı artar ve komşu parmaklarda ek deformiteler gelişebilir. Dr. Khalilov, bu durumun stres kırıklarına ve artroza (kireçlenme) yol açabileceğini, dolayısıyla erken tanı ve önlemlerin önem taşıdığını vurgulamaktadır. Önleyici tedbirler arasında dar burunlu olmayan, iç kavisi destekleyen ve topuğu yüksek olmayan ayakkabıların tercih edilmesi öne çıkmaktadır.
Genetik ve Çevresel Faktörlerin Etkisi
Halluks Valgus gelişiminde hem genetik hem de çevresel faktörler rol oynamaktadır. Genetik yatkınlığın riski %70 gibi yüksek bir oranda artırdığı bilinmektedir. Bağ dokusu esnekliği, düztabanlık, romatolojik hastalıklar içsel faktörler arasında yer alırken; yüksek topuklu ve dar ayakkabı kullanımı dışsal faktörlerdendir.
Belirtiler ve Tanı
Hastalığın belirtileri deformite ilerledikçe şiddetlenmektedir. En sık görülen şikâyetler şunlardır:
- Ayak başparmağında dışa doğru eğrilik ve kemik çıkıntısında ağrı
- Ayak tarak kemiği altında ağrı
- Ayakkabı giymekte zorluk
- Deformiteye bağlı nasır oluşumu
- Komşu parmaklarda üst üste binme
Tedavi ve Cerrahi Yaklaşımlar
Tedavi planı deformitenin şiddetine göre belirlenmektedir. Konservatif yöntemler (rahat ayakkabı, silikon makaralar, Halluks Valgus atelleri) semptom kontrolü sağlar, ancak deformiteyi düzeltmez. Kesin tedavi cerrahi müdahaledir. Günümüzde minimal invaziv cerrahi yöntemler küçük kesilerle uygulanmakta, başparmak ve tarak kemiği uygun eksene getirilip vidalarla sabitlenmektedir. Bu yöntem, dokuların daha az hasar görmesini sağlarken iyileşme süresini kısaltmaktadır.
Dr. Khalilov, hastaların genellikle ameliyattan bir gün sonra taburcu olduklarını, iyileşme döneminde 3–4 hafta yük vermeden özel ayakkabıyla yürümelerinin önerildiğini belirtmektedir. Ortalama 4–6 hafta içinde hastalar sosyal yaşamlarına geri dönebilmektedir.