📝 Editoryal Not:
Bu basın bülteni, prostat kanseriyle ilgili toplumda yaygın olarak doğru bilinen yanlışlara ışık tutmaktadır. Prof. Dr. Turhan Çaşkurlu’nun aktardığı bilgiler, özellikle erken tanı ve tedavinin önemine dikkat çekmekte ve yanlış inanışların önüne geçmeyi amaçlamaktadır. Hekimlere, hastalara ve topluma rehberlik edecek bu içerik, farkındalığı artırarak hastaların yaşam süresi ve kalitesine katkı sağlamayı hedefliyor.

Kanser, günümüzde her iki cinsiyette de en sık görülen hastalıkların başında geliyor. Kadınlarda meme kanseri öne çıkarken, erkeklerde en sık karşılaşılan kanser türü prostat kanseri. Hayati risk taşımasının yanı sıra erkeklerin yaşam kalitesini de ciddi şekilde etkileyen prostat kanseri konusunda halen birçok yanlış inanış mevcut. Bu yanlışlar, erken tanıyı geciktirerek tedavi sürecini olumsuz etkileyebiliyor. Oysa doğru bilgiyle hareket edildiğinde, erken tanı ve kişiye özel tedavi planlaması sayesinde prostat kanseri kontrol altına alınabiliyor. Memorial Ataşehir Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Turhan Çaşkurlu, toplumda sık karşılaşılan yanlış inanışları ve doğrularını şöyle sıralıyor:

1. “Genç yaşta prostat kanseri olmaz”

Prostat kanseri daha çok ileri yaşlarda görülse de genç erkeklerde de ortaya çıkabilir. Özellikle aile öyküsü ve genetik yatkınlık varsa, 40 yaş altı erkekler de risk altındadır. Düzenli kontrollerin ertelenmemesi gerekir.

2. “PSA testi için 50 yaşını bekleyin”

PSA testinin zamanı kişisel risklere göre değişir. Ailede prostat kanseri öyküsü olanlar için 40–45 yaş, risk faktörü bulunmayanlar için 50 yaş uygundur. Şikayet varsa yaşa bakılmaksızın test yapılmalıdır.

3. “Prostat kanseri belirti vermez”

Kanser sinsi olabilir ama her zaman sessiz ilerlemez. Sık idrara çıkma, gece idrara kalkma, idrar akışında zayıflama, kanama ve cinsel fonksiyon bozuklukları prostat kanserinin erken sinyalleridir.

4. “Her prostat büyümesi kansere dönüşür”

Prostat büyümesi (BPH) ve prostat kanseri farklı hastalıklardır. BPH iyi huylu büyümedir ve kansere dönüşmez. Prostatın farklı bölgelerinde ortaya çıktıkları için ayrım yapılması önemlidir.

5. “PSA yüksekse kesin prostat kanseriyim”

Yüksek PSA, tek başına kanser göstergesi değildir. Enfeksiyon veya iyi huylu büyüme de PSA’yı yükseltebilir. Kesin tanı için biyopsi ve ileri tetkikler gereklidir.

6. “Sık cinsel ilişki prostat kanserine karşı korur”

Sık cinsel ilişkinin prostat kanseri riskini azalttığına dair bilimsel kanıt yoktur. Genetik, yaş, hormon düzeyleri ve yaşam tarzı risk üzerinde daha belirleyicidir.

7. “Belirli besinleri tüketirseniz prostat kanseri olmazsınız”

Tek başına hiçbir besin prostat kanserine karşı kesin koruma sağlamaz. Ancak sebze, meyve ve baklagil ağırlıklı sağlıklı beslenme, ideal kilo, düzenli egzersiz ve sigara-alkol kullanımının azaltılması riski düşürebilir.

Prof. Dr. Turhan Çaşkurlu, “Yanlış inanışlar yerine bilimsel bilgiye güvenmek, prostat kanserinde erken tanı ve doğru tedavi için en kritik adımdır” diyerek, düzenli kontrollerin ihmal edilmemesi gerektiğini vurguluyor.