📝 Editoryal Not:
Bu basın bülteni, 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü kapsamında Türkiye’de en sık karşılaşılan ruhsal sorunlara dikkat çekiyor. Depresyon ve anksiyete başta olmak üzere travma sonrası stres bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk ve madde bağımlılığı gibi ruhsal zorlukların toplumsal yansımaları ele alınırken, sosyal medya ve yapay zekânın bireylerin ruh sağlığı üzerindeki etkileri de tartışılıyor. Ruh sağlığının yalnızca biyolojik değil; psikolojik, toplumsal ve kültürel boyutlarıyla ele alınması gerektiği vurgulanıyor.
10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü dolayısıyla açıklamalarda bulunan DoktorTakvimi uzmanlarından Uzman Psikolog Serhat Özmen, Türkiye’de en sık karşılaşılan ruhsal sorunlar arasında depresyon, anksiyete bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk ve madde kullanım bozukluklarının yer aldığını belirtiyor. Özmen’e göre ruh sağlığı; genetik yatkınlık, beyin kimyasındaki değişimler, erken çocukluk deneyimleri, travmalar ve sosyal ilişkiler gibi çok boyutlu faktörlerin etkileşimi ile şekilleniyor.
Ruh Sağlığının Çok Katmanlı Yapısı
Ruh sağlığını sadece biyolojik veya toplumsal bir olgu olarak görmenin yeterli olmadığını vurgulayan Uzm. Psikolog Özmen, “İnsan ruhu salt biyolojik bir makine ya da yalnızca toplumsal bir ürün değildir. Etkileşim halinde olan çok boyutlu bir özne olarak var olur” diyor. Analitik yaklaşımların yanı sıra bireyin geçmiş yaşantıları, bilinçdışı çatışmaları ve sosyal çevresi de ruh sağlığını belirlemede önemli rol oynuyor.
Dijitalleşme ve Yapay Zekânın Etkisi
Sosyal medya kullanımının ruh sağlığı üzerindeki çift yönlü etkilerine dikkat çeken Özmen, “Sosyal medya bir yandan sosyalleşme ve ifade imkânı sunarken, diğer yandan kıyas kültürü, sanal zorbalık ve sürekli onay arayışı gibi riskler taşıyor. Yapay zekâ ise bu tartışmaya yeni bir boyut ekledi. İnsanların yapay zekâ ile duygusal bağlar kurmaya başladığını görüyoruz. Bu gelişmeler heyecan verici olduğu kadar kaygı verici de olabilir” ifadelerini kullanıyor.
Toplumda Önyargılar Azalsa da Devam Ediyor
Ruh sağlığına yönelik önyargıların hâlâ varlığını sürdürdüğünü belirten Özmen, “Psikoloğa gitmek deli işidir” veya “ilaç bağımlılık yapar” gibi yanlış inanışların tedaviye başvurmayı geciktirdiğini söylüyor. Bununla birlikte, toplumda bilinç giderek artmakta; artık insanlar ruh sağlığı uzmanlarının gerçekten nasıl yardımcı olabileceğini daha fazla sorguluyor.
Ruh Sağlığını Korumak İçin
Çocuklarda güvenli bağlanma, ergenlerde kimlik gelişiminin desteklenmesi, yetişkinlerde iş-yaşam dengesi ve yaşlılarda sosyal destek ağlarının güçlendirilmesi ruh sağlığını korumada kritik rol oynuyor. Ruh sağlığı tedavilerinde ilaç tedavisi yalnızca psikiyatristler tarafından uygulanırken, psikoterapi ve farklı terapi yöntemleri alanında uzman ruh sağlığı profesyonelleri tarafından yürütülüyor.