📝 Editoryal Not:
Meme kanseri, kadınlarda en sık görülen kanser türü olup erken tanı sayesinde tedavi başarısı oldukça yüksektir. Günümüzde yapay zekâ destekli görüntüleme sistemleri ve kişiselleştirilmiş tedavi yaklaşımları, bu alanda devrim niteliğinde yenilikler sunmaktadır. Bu haber, hem sağlık profesyonelleri hem de toplum için farkındalığı artırmayı, aynı zamanda klinik pratiğe yansıyan son teknolojik gelişmeleri aktarmayı amaçlamaktadır.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre her yıl 2,3 milyon kadına meme kanseri tanısı konuluyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanseri, her yıl yaklaşık 700 bin kadının yaşam kaybına neden oluyor. Uzmanlara göre her 8 kadından 1’i yaşamı boyunca meme kanserine yakalanma riski taşıyor.

Ekim ayı, tüm dünyada Meme Kanseri Farkındalık Ayı olarak anılırken, Acıbadem Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı ve Senoloji Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cihan Uras, erken tanının ve yapay zekâ destekli yöntemlerin önemini şu sözlerle vurguluyor:
“Erken tanı sayesinde tedavi başarısı oldukça yüksektir. Düzenli taramalar ve kontroller sağkalım oranlarını artırır, yaşam süresini ve kalitesini yükseltir. Yapay zekâ destekli görüntüleme sistemleri ise bu süreçte adeta devrim yaratıyor. Gözden kaçabilecek en küçük bulgular bile tespit edilerek erken tanı oranları yükseliyor.”

Yapay Zekâ ve Kişiselleştirilmiş Tedaviler

Prof. Dr. Cihan Uras, Acıbadem Üniversitesi Senoloji Araştırma Enstitüsü’nde yapay zekâ destekli sistemlerin yoğun şekilde kullanıldığını belirtiyor:
“Tarama programlarında bulguları hızlı ve güvenilir şekilde tespit ediyoruz. Yapay zekâyı patolojik incelemelerde de kullanarak tanıların doğruluğunu artırıyoruz.”

Meme kanseri tedavisi artık sadece standart yöntemlerle değil, kişiye özel planlanan yaklaşımlarla gerçekleştiriliyor. Genetik özellikler, tümörün biyolojik yapısı, hormon reseptör durumu ve yaşam tarzı göz önüne alınarak hedefe yönelik ilaçlar, immünoterapiler, hormon tedavileri ve moleküler testler kullanılabiliyor.

Ayrıca, ulusal ve uluslararası iş birlikleriyle yürütülen klinik araştırma programları sayesinde hastalara yeni ilaçlara erken erişim imkânı sunuluyor. Hastalara yalnızca tıbbi tedavi değil, diyetisyen desteği, psikolojik danışmanlık ve ameliyat sonrası fizyoterapi hizmeti de sağlanıyor.

Destekleyici Onkoloji: Yaşam Kalitesini Korumak

Tedavi başarısı yalnızca tümörün ortadan kaldırılmasıyla değil, hastaların yaşam kalitesinin korunmasıyla da ölçülüyor.
Prof. Dr. Cihan Uras, destekleyici onkolojinin önemini şöyle açıklıyor:
“Amacımız sadece tümörü tedavi etmek değil, hastaların fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan güçlenmesini sağlamak.”

Destekleyici onkoloji kapsamında:

  • Beslenme desteği,
  • Ağrı ve semptom kontrolü,
  • Psikolojik destek,
  • Fiziksel aktivite, egzersiz, yoga ve nefes çalışmaları uygulanıyor.
Farkındalık Hayat Kurtarır

Prof. Dr. Cihan Uras:
“Kadınlarımızı düzenli kontrollerini aksatmamaya davet ediyoruz. Sağlıkta küçük bir adım, yaşamda büyük bir fark yaratır.”