📝 Editoryal Not:
Akciğer kanseri, dünya genelinde en çok ölüme yol açan kanser türü olmasına rağmen, erken tanı ve koruyucu önlemler sayesinde önlenebilir bir hastalık haline gelmeye başlamıştır. Türk Kanser Derneği’nin farkındalık çağrısı, toplumda sigara bağımlılığını azaltmak ve tarama bilincini artırmak açısından büyük önem taşımaktadır. Bu bülten, akciğer kanserinin sinsi ilerleyişine karşı erken tanının, yaşam tarzı değişikliklerinin ve modern tedavi yöntemlerinin önemini bilimsel verilerle vurgulamaktadır.

Akciğer kanseri, hem dünyada hem de Türkiye’de en sık görülen ve en çok ölüme neden olan kanser türlerinden biridir. Ancak erken tanı olanaklarının artması, genetik temelli tedavi yaklaşımlarının gelişmesi ve toplumda farkındalığın yükselmesi sayesinde artık daha umut verici sonuçlar elde edilmektedir.

Türk Kanser Derneği, Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında yaptığı açıklamada, erken tanı ve korunma yöntemleri hakkında toplumsal bilincin artırılmasının hayati önem taşıdığını belirtti.

Derneğin Sağlık Direktörü Ezgi Polat, akciğer kanserinin genellikle uzun süre belirti vermeden ilerlediğini belirterek şunları söyledi:

“Akciğer kanseri çoğu zaman sinsi seyreden bir hastalıktır. En önemli risk faktörü sigaradır. Sigaradan uzak durmak hastalığın gelişme riskini önemli ölçüde azaltırken, düzenli taramalar erken evrede teşhis imkânı sunar ve tedavi başarısını ciddi şekilde artırır. Bu hastalıkla mücadelede her bireyin bilinçli adımlar atması hayati önem taşır.”

Kimler Risk Altında?

Sigara kullanımı, akciğer kanserinin en temel nedenidir. Pasif içicilik bile riski belirgin şekilde artırır. Bunun yanı sıra asbest, radon gazı, hava kirliliği, genetik yatkınlık ve ileri yaş da önemli risk faktörleridir.

  • Türkiye’de her yıl yaklaşık 27.000 kişi akciğer kanseri tanısı almaktadır.
  • Bu vakaların %85’i erkek, %15’i kadındır.
  • Dünya genelinde 2022 verilerine göre 2,48 milyon yeni vaka ve 1,82 milyon ölüm bildirilmiştir.
  • Türkiye’de akciğer kanseri, tüm kanser vakalarının yaklaşık %17,6’sını oluşturur.
Belirtiler Nelerdir?

Erken dönemde genellikle belirti vermeyen akciğer kanseri, ilerledikçe aşağıdaki semptomlarla kendini gösterebilir:

  • Geçmeyen veya giderek kötüleşen öksürük,
  • Nefes darlığı, göğüs ağrısı,
  • Balgamda kan veya pas renginde balgam,
  • Kilo kaybı, iştahsızlık, halsizlik,
  • Ses kısıklığı veya yutma güçlüğü.

Bu belirtiler her zaman kansere işaret etmese de, özellikle uzun süre devam ediyorsa bir göğüs hastalıkları uzmanı tarafından değerlendirilmelidir.

Tedavi Yöntemlerinde Güncel Yaklaşımlar

Günümüzde akciğer kanseri tedavisinde yalnızca cerrahi ve klasik kemoterapi değil, hastalığın moleküler ve genetik yapısına göre planlanan hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiler de yaygın şekilde kullanılmaktadır.

Uluslararası klinik çalışmalar ve meta-analizler, ileri evre akciğer kanserinde hedefe yönelik ilaç + radyoterapi kombinasyonlarının yaşam süresini anlamlı düzeyde uzattığını göstermektedir. Türkiye’de de bu modern tedavi protokolleri, onaylı ilaçlarla etkin şekilde uygulanmaktadır.

“Akciğer kanserine yakalanmak artık ‘iyileşmemek’ anlamına gelmiyor. Uygun hastada erken tanı ve kişiye özel tedaviyle başarı oranları hızla artıyor.”

Unutmayalım…

Akciğer kanseri yalnızca “sigara içenlerin hastalığı” değildir. Hava kirliliği, genetik yatkınlık ve çevresel faktörler de hastalık gelişiminde önemli rol oynar.

Erken tanı için düzenli tarama programlarına katılmak, sigarayı bırakmak, temiz hava koşullarına dikkat etmek ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları edinmek binlerce hayatın kurtulmasını sağlayabilir.

Unutmayalım; her nefes, yaşamın değeridir. Onu kaybetmeden korumak bizim elimizde.