Türkiye ilaç keşfi yapacak araştırmacı atağına kalktı.
Ceyda Erenoğlu/Habertürk – Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, ilaç keşfi ve gelişimi konusunda dünyaca ünlü Yale Üniversitesi ile işbirliği yaparak uygulamaya koyduğu özel eğitim programını ocakta başlatıyor. Program, “ilaç keşfine yönelik çok önemli bir adım” olarak değerlendiriliyor
Hacettepe Üniversitesi, dünyanın en saygın üniversitelerinden Yale ile “ilaç keşfi ve geliştirilmesi” konusunda öncü bir işbirliği içinde. Bu uygulamayla tıp fakültesi öğrencilerinin gelecekte potansiyel birer araştırmacı olmalarının önü açılmış oluyor. Merck Araştırmacı Çalışmaları Programı ve Bilimsel Eğitim Başkanı Marcelo Bigal ile Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sarp Saraç, Habertürk Gazetesi’ne yaptıkları özel açıklamada, tıp fakültesi öğrencilerinin yüzde 20’sinin yaşamları boyunca bu tip bir eğitimle hiç karşılaşmadıklarını ve bunun eksikliğini duyduklarını söyledi.
BİR İLACIN SERÜVENİ
Marcelo Bigal, ilaç keşfine yönelik çalışmalarda, incelemeye alınan “30 bin molekülden sadece birinin” ilaç haline geldiğini, öğrencilerde bu konuda farkındalık oluşması halinde, sürecin daha iyi işleyeceğini belirtiyor. Bu eğitimi alan öğrencilerin diğerlerinin sahip olmadığı bilgi ve donanıma sahip olarak geleceğe öncülük etmeleri hedefleniyor. Tıp fakültesi öğrencileri, farmakoloji ve epidemiyoloji derslerinde konuyla ilgili bazı bilgiler edinseler de bu bilgiler dağınık olduğu ve genel işleyiş hakkında bilgi vermediği için verimli olmuyor. Bu nedenle uygulanmaya başlanacak eğitimin en önemli özelliğinin, tüm bilgilerin, öğrenciye bir sistem içinde sunulması olduğu belirtiliyor. Eğitimi alan 100 kişiden bir veya ikisinin, bir ilacın keşfiyle ilgili sü rece ilgi duyup araştırmacı olmak isteyebileceğini söyleyen Bigal, öğrencilerde ileriye dönük araştırma fikri oluşmasının bilimsel ilerlemeyi getireceğine dikkat çekiyor.
OCAKTA BAŞLIYOR
Yeni bir molekülün bulunmasından, klinik çalışmalarının yapılmasına ve ürünün çıkmasına kadar geçen süreçte 5 basamak bulunuyor. “Bu özel eğitim programının amacı bu işleyişi öğrencilerle paylaşmaktır” diyen Bigal, Türkiye’de bu şekilde işleyen ilk programın kendilerininki olduğunu söylüyor. Bigal, “Böylece öğrenciler 6. sınıfı bitirdikleri zaman, 2 yıl daha tez yapıp, hem tıp hem de bilim doktoru unvanı kazanacak. Geleceğin araştırmacılarını yetiştirmeye ocak ayı itibarıyla başlayacağız“ diyor.
KEŞFE GİDEN ADIMLAR
Kursun amacının sıfırdan başlayarak bir ilacın geliştirilme aşamasına kadar giden dönemi anlatmak olduğu belirtiliyor. “Faz 1”de bu sürecin nasıl başladığı ve aday molekülün nasıl seçileceğine ilişkin bilgiler veriliyor. “Faz 2”de güvenliği garanti altına alabilmek için bu moleküllerle ilgili hangi çalışmaların yapılması gerektiğine değiniliyor. “Faz 3” ilaç moleküllerinin insanlar üzerinde test edilmesi anlamına geliyor. “Faz 4” ruhsatlandırma, “Faz 5” ise ruhsat aldıktan ve onaylandıktan sonra yapılması gereken bilimsel aktiviteleri içeriyor.
‘ÜRETİLEN BİLGİNİN EKONOMİK DEĞERE ULAŞMASI GEREKİYOR’
Öğrencilerinin, Türkiye’nin en parlak beyinleri arasında olduğunu söyleyen HÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sarp Saraç, “Bu çocukların önemli bir kısmı fakültemize girerken sadece doktor olmayı değil, öğretim üyesi veya araştırmacı olmayı da hedefliyor. Bu nedenle onlara bu yolu açacak olanaklar sunmak zorundayız” diyor.
Bugüne kadar ellerinde böyle bir olanak olmadığı için çoğu öğrencinin klinik staj gördükten sonra araştırmaya olan heveslerini kaybettiğini belirten Saraç, “Oysa biz iyi hekim kadar iyi araştırmacıya da ihtiyaç duyduğumuz bir dönemdeyiz” diyor. Saraç, üniversiteler için eğitim verme, araştırma yapma, hizmet sunma gibi yükümlülüklerin yanında, üretilen bilginin ekonomik değere ulaşmasının da çok önemli olduğunu söylüyor.
“Bunun için sadece bilgi yetmiyor” diyen Saraç, bu noktada sektörle üniversite işbirliğinin şart hale geldiğine ve üniversitelerde kurulan teknoparkların bu amaca hizmet ettiğine dikkat çekiyor.
‘SÜREÇ FUTBOLA BENZİYOR’
Marcelo Bigal, “Türkiye’den bir ilacın keşfine imza atacak bilim insanı çıkar mı?” sorusuna, “Bu bir futbol oyununa benziyor. Ne kadar çok kişi futbol oynarsa, içlerinden iyi bir oyuncu çıkma olasılığı o kadar artar” diyor. Bu özel eğitimin, günümüzde aralarında Yale’in de olduğu 8 üniversitede aktif olarak uygulandığını söyleyen Bigal, Türkiye’nin, ABD dışında bu bilimsel eğitim programını uygulayan ilk ülke olduğunu ve ilerleme hızıyla dikkat çektiğini belirtiyor. İspanya, Fransa, Rusya ve Çin ise programı kısa süre içinde uygulayacak diğer ülkeler arasında yer alıyor.
Habertürk