Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) “Küreselleşme Döneminde Enfeksiyon Hastalıkarı: Aşıların Keşfinden ‘Tek Sağlık’ Kavramına” başlıklı söyleşide Gelişmekte Olan Ülkeler Aşı Bilimsel Danışmanı Selim Badur’u ağırladı. Son 50 yıldaki gelişmeler nedeniyle enfeksiyon hastalıklarından ölüm oranlarının 20 yüzyılın ikinci yarısında belli oranda azaldığını, ancak 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde küreselleşme başlığı altında toplanan nedenlere bağlı olarak yeni ve yeniden ortaya çıkan hastalıklar ile karşılaşıldığını söyleyen Selim Badur, “Geçmişte aşılar sayesinde çocuk ölümlerinin önüne geçildiği, çiçek hastalığı gibi ölümcül hastalıkların yeryüzünden silindiği unutuldu. Aşı kendi başarısının kurbanı oldu. Aşının önemi unutuldu” dedi.
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), “Küreselleşme Döneminde Enfeksiyon Hastalıkları: Aşıların Keşfinden “Tek Sağlık” Kavramına” başlığıyla gerçekleştirilen söyleşide Gelişmekte Olan Ülkeler Aşı Bilimsel Danışmanı Selim Badur’u konuk etti. Sabancı Üniversitesi Araştırma ve Geliştirmeden sorumlu Rektör Yardımcısı ve İPM Direktörü Fuat Keyman’ın moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide, son 50 yılda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde enfeksiyon hastalıklarından ölümlerin azaldığı vurgulanarak, aşının bu noktadaki rolü ele alındı. Fuat Keyman, “Risklerin çok arttığı dönemleri yaşıyoruz. Bu risklerin en önemlisi de salgın hastalıklar. Son aylarda da Corona virüsü ortaya çıktı, öncesinde SARS vardı. İPM olarak kendi faaliyet alanlarımız dışında sağlık konusunda ilk kez böyle bir toplantıya ev sahipliği yaptık. Bu bizim için de çok aydınlatıcı oldu” dedi.
Son 50 yılın ilerlemeleri nedeniyle enfeksiyon hastalıklarından ölüm oranlarının belli oranda azaldığını söyleyen Selim Badur, “20. Yüzyılın başında enfeksiyon hastalıkları ölüm nedenlerinin ilk sırasındayken 20. Yüzyılın sonunda yerini kalp, kanser, inme gibi kronik hastalıklara bıraktı” dedi. Toplumların hastalıklar ile İlişkilerinde klasik olarak 3 evrenin bulunduğunu söyleyen Badur, “1-Yerleşik topluma geçiş;tarım, hayvancılık, evcilleştirme, yakın «insan-hayvan» teması; insanların mikroplarla yakın teması, 2-Avrupa’dan Asya’ya ticari, askeri ilişkiler sonucu yayılım, 3-Amerika kıtasının keşfi, okyanus ötesi yayılım” diyerek, günümüzde yaşanan 4. Evreyi , “Sosyal & demografik faktörler, Ekolojik faktörler, Ekonomik değişim, Teknolojik gelişim ve Küresel ısınma” olarak sıraladı.
Selim Badur, toplantıdaki sunumunda enfeksiyon hastalıklarının bulaşmasına ilişkin şu bilgileri paylaştı:
- Üretim ve dağıtımdaki tekelleşme, üreticileri ucuz uzak ülkelere bağımlı kılmakta; ürün alımı, depolanması, işlenmesi ve taşınmasında bulaşmalar olmaktadır
- Merkezleşmiş işleme ve geniş dağıtım ağı, bulaşlı besinlerin yayılımını kolaylaştırmaktadır
- Ancak gelişmekte olan ülkelerde aşırı nüfus patlamasına bağlı olarak çevresel kaynaklar gittikçe kısılıyor. Ekonomik ve sosyal koşulların gittikçe azalması enfeksiyon hastalıkları sorununu beraberinde getiriyor.
- İklim krizinin oluşturduğu etkilerle birlikte dünyanın bazı bölgelerinin yaşanılamaz duruma gelmesi ve bu bölgelerden göç edecek insanların daha güvenli bölgelere yerleştirilmesiyle nüfus değişimlerinin yaşanması bekleniyor.
- Beslenme bozuklukları insanları enfeksiyonlara duyarlı kılıyor, gıda güvenliği aksıyor.
- İklim koşulları ve enfeksiyon hastalıklarının karşılıklı etkileşimi söz konusu. Az ya da çok fazla yağışlar, su ile bulaşan enfeksiyon hastalıkları & salgınları beraberinde getiriyor.
- 1950’den beri küresel ısınma insan eliyle oluyor. Son 10 yılda yıllık global CO2 emisyonu artıyor.
- Su ve ormanların kötü kullanımı eko sistemi tamamen değiştiriyor. Su tüketimi ve dengesi değişti: Son 300 yılda 7-11 milyon km2 orman alanı yok edildi.
HİÇBİR ÜLKE, HERHANGİ BİR YERDE ÇIKAN ENFEKSİYONDAN KORUNAMAZ.
Selim Badur, aşı karşıtlığına ilişkin son yıllarda ortaya çıkan görüşlerle ilgili olarak, “Geçmişte aşılar sayesinde çocuk ölümlerinin önüne geçildiği, çiçek hastalığı gibi ölümcül hastalıkların yeryüzünden silindiği unutuldu. Aşı kendi başarısının kurbanı oldu. Aşının önemi unutuldu. Aşıların artık gerekli olmadığına, hastalığı geçirerek kazanılacak bağışıklığın daha uygun olduğuna, Hijyen & organik & doğal beslenme & yaşam biçimi ile hastalıkların alt edileceğine, aşıların doğal olmadığına inananlar aşıya karşı çıkıyor” dedi.
Selim Badur, günümüzde enfeksiyon hastalıklarının sadece gelişmekte olan ülkelerin sorunu olamayacağını belirterek, şu noktalara dikkat çekti:
- Dünyadaki entegrasyonun genişlemesi sonucu, hiçbir ülke, herhangi bir yerde çıkan enfeksiyondan korunamaz.
- Enfeksiyonlar başta olmak üzere, sağlık alanındaki gelişmeler basit, doğrusal ve tek yönlü değildir; tam aksine karmaşık, çelişkili ve dinamik bir süreçtir
- Çeşitli evreler örtüşür ve topluluklar sıklıkla daha önce kontrol altına alınmış enfeksiyonların yeniden ortaya çıkışını ya da yepyeni enfeksiyonları deneyimler
- Enfeksiyon hastalıklarında gözlenen küresel artış, çevremiz ve yaşam biçimimizdeki radikal değişiklikler ile ilintilidir
- Küreselleşme bazı toplumlarda enfeksiyon yükünü arttıran ekolojik, biyolojik ve sosyal koşullara yol açmaktadır
- Küreselleşme ekonomik dengesizliği derinleştirerek, yoksulların enfeksiyon hastalıklarından daha fazla etkilenmesine yol açmaktadır
- Küreselleşme enfeksiyon hastalıklarının coğrafi dağılımını da etkilemektedir
- Yoksul ülkelerde izlem (sürveyans) daha da zayıflamaktadır
- Halk sağlığı söz konusu olduğunda sadece insanlara odaklanmak hatalı bir yaklaşımdır; hayvan ve bitki uzmanları ile işbirliği gereklidir