Astım hastalığına farkındalık yaratmak için her yıl 5 Mayıs tarihinde kutlanan Dünya Astım Günü’ne özel açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Akgül Akpınarlı Antony, “Astımdan değil, astımınızın tam kontrol altında olmamasından korkun” diyerek hastalığın tedavi edilebilir olduğuna dikkat çekti. Doç. Dr. Akpınarlı, koronavirüs ve astım hastalığı arasındaki bağıntıya ilişkin ise, “Astım, koronavirüs enfeksiyonu için risk faktörü değildir” ifadelerini kullandı.
Astım hastalığına dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak için ülkemizde ve tüm dünyada 5 Mayıs tarihinde kutlanan Dünya Astım Günü, bu yıl ‘Astımınızı kontrol altında tutabilirsiniz’ ve ‘Astımdan korkmuyorum’ temalarıyla kutlanacak.
29 yıldır Çocuk Sağlığı, İmmünoloji ve Alerji alanında çalışan Doç. Dr. Akgül Akpınarlı Antony, Dünya Astım Günü’ne özel açıklamalarda bulunarak, “Astımdan değil, astımınızın tam kontrol altında olmamasından korkun” ifadelerini kullandı.
Astım hastalığı nedir?
Astım rahatsızlığının nedenleri açıklayan Doç. Dr. Akgül Akpınarlı Antony, “Astım akciğer içi hava yollarında daralmaya neden olan ve alevlenmeler (ataklar) ile seyreden müzmin (kronik) bir akciğer hastalığıdır. Hava yollarındaki bu daralmanın nedeni mikrobik olmayan bir tür iltihap nedeniyle hava yolu duvarının şişmesidir. Hastalık tekrarlayan nefes darlığı, nefes alıp verirken ortaya çıkan hırıltı, ıslık sesi, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösterir” ifadeleriyle astım hastalığını tanımladı.
Astım ne sıklıkla görülür?
Astım hastalığının sanılanın aksine çok daha fazla insanı etkilediğinin altını çizen Akpınarlı, “Dünyada yaklaşık 300 milyon kadar astım hastası olduğu tahmin ediliyor. Ülkemizde de her 12-13 erişkinden ve 7-8 çocuktan biri astım hastalığını taşıyor. Astım hastalığının görülme sıklığı yıllar içerisinde ne yazık ki artış gösteriyor” şeklinde konuştu.
Astım hastalığı için risk faktörleri nelerdir?
Astım hastalığının ortaya çıkmasında etken olan faktörleri açıklayan Akpınarlı, “Astım hastalığının ortaya çıkmasında etken olan faktörlere risk faktörleri denir. Astımın neden bazı bireylerde görülüp, bazılarında görülmemesi bu risk faktörleri ile açıklanabilir. Bu faktörler kişiyle ve çevreyle ilgili olmak üzere iki gruptur. Kişisel risk faktörleri içinde kalıtım yani genetik yapı, cinsiyet ve şişmanlık sayılabilir. Çevresel risk faktörleri ise kalıtsal olarak yatkın bireylerde astımın ortaya çıkması ve ağırlığı üzerinde rol oynar. Bunlar alerjenler, tekrarlayan akciğer enfeksiyonları, sigara dumanına maruz kalmak, bazı ilaçlar, hava kirliliği ve beslenme tarzıdır” dedi.
Astım tanısı nasıl konur?
Astım tanısının tek bir test ya da yöntem ile gerçekleşemeyeceğini belirten Doç. Dr. Akpınarlı, “Astım tanısını ortaya koyan tek bir test yoktur. Astım, hastanın öyküsü, fiziksel muayene bulguları, alerji testleri ve solunum fonksiyon testi gibi yöntemlerle elde edilen verilerin değerlendirilmesiyle teşhis edilir” dedi.
Astım kontrol altında tutulabilir
Astım tedavisinin hastalığı kontrol altına alıp, sağlıklı durumun korunmasını sağlayacağını söyleyen Akpınarlı, “Dünyada olduğu gibi ülkemizde de bu hastalığın tedavisiyle ilgili gerekli her türlü ilaç ve malzeme bulunmaktadır. Uygun ilaç tedavisiyle astımlılar, iş ve okul dâhil günlük yaşamlarına hastalık nedeniyle herhangi bir kısıtlama olmadan devam edebilirler. Astım ilaçlarının büyük bir kısmı soluk alma yolu (inhalasyon) ile kullanılan ilaçlardır ve bu yolla daha az yan etki ile direk hava yollarında istenen tedavi edici etkiyi oluştururlar ve özel cihazlarla verilirler. Tedaviye başlanırken bu özel cihazların kullanım şekli mutlaka hastalara gösterilmelidir” ifadelerini kullandı.
“Astımdan değil, astımın kontrol altında olmamasından korkun” diyen Akpınarlı, hastalığın tam kontrol altında olmasını, “Astımlı hastanın gündüzleri astım yakınmasının bulunmaması, gece astım nedeniyle uykudan uyanmaması, hastalığı tedavi eden ve kontrol altında tutan ilaçları kullanırken sık olarak hızlı ve etkili nefes açıcı ilaçlara gereksinim duymaması, nefes ölçüm testlerinin normal olması ve günlük işlerini engellemeden yapabilmesi” sözleriyle açıkladı.
‘Astım koronavirüs için risk oluşturmuyor’
Astım hastalarının koronavirüs nedeniyle özellikle endişeli olmalarını gerektirecek bir durumun olmadığını söyleyen Akpınarlı, “Astım her ne kadar akciğerlerin etkilendiği bir hastalık olsa da bugüne kadar yapılan tüm klinik çalışmalarda, astımın koronavirüs enfeksiyonu için bir risk faktörü yaratmadığı gözlemlenmiştir. Ancak tüm astım hastalarının salgın döneminde uyması gereken en önemli kural kullanmakta oldukları alerji ilaçları ve koruyucu nefes açıcı ilaçlarına devam etmeleridir” şeklinde konuştu.
Doç. Dr. Akpınarlı son olarak, “Herkes gibi astım hastaları da artan öksürük ve ateş belirtileri gösterdiklerinde doktorlarına başvurmalılar” ifadelerini kullandı.