📝 Editoryal Not:
Bu basın bülteni, toplumda sıkça hafife alınan migren hastalığının nörolojik ciddiyetini ve etkilerini bilimsel açıdan ele alıyor. Migrenin tanı ve tedavisinde erken müdahalenin önemini vurgulayarak, sağlık profesyonellerine ve genel okuyucuya doğru bilgilendirme sağlıyor. Migrenin sadece baş ağrısı olmadığı, bilişsel ve yaşam kalitesi üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin fark edilmesi açısından önemli bir farkındalık oluşturuyor.
Her yıl 22 Temmuz’da kutlanan Dünya Beyin Günü, bu yıl migren hastalığına dikkat çekiyor. Toplumda sıkça “basit baş ağrısı” olarak yanlış algılanan migren, aslında beynin sağlığını etkileyen ciddi bir nörolojik bozukluktur. Günümüzde her 7 kişiden 1’i migren nedeniyle yaşam kalitesinde belirgin düşüş yaşamaktadır.
Migren Nedir?
Nöroloji Uzmanı Dr. Nurten Polat, migreni basit bir baş ağrısından farklı olarak tanımlıyor: “Migren, genellikle tek taraflı, zonklayıcı ve basınç hissi veren bir ağrıdır. Bulantı, kusma, ışığa ve sese duyarlılık gibi belirtilerle seyreder. Bazı vakalarda dengesizlik hissi ve bayılma görülebilir.”
Migren atakları kişiden kişiye farklılık gösterir. Bazıları birkaç saat sürerken, bazıları birkaç gün hatta haftalarca devam edebilir. Sürekli ağrı ve atakların 1-3 haftayı aşması ise kronik migren olarak kabul edilir. Bu nedenle, şiddetli ve tekrarlayan baş ağrıları mutlaka uzman hekim tarafından değerlendirilmelidir.
Migrenin Beyin ve Bilişsel Fonksiyonlar Üzerindeki Etkisi
Migren sadece fiziksel değil, bilişsel işlevleri de olumsuz etkiler. Dr. Polat, “Ataklar sırasında dikkat dağınıklığı, algıda zayıflama ve günlük işlevlerde azalma görülür. Bu durum, iş, okul ve sosyal yaşamda ciddi problemlere yol açabilir” şeklinde açıklıyor.
Erken Tanının Önemi
Migrenin tanısında hastanın ayrıntılı hikayesi önemlidir. Ağrının şiddeti, süresi, eşlik eden belirtiler ve tetikleyiciler doğru analiz edilmelidir. Tanının gecikmesi, hastanın kronik ağrılarla yaşamasına neden olur ve yaşam kalitesini olumsuz etkiler.
Kadınlarda Daha Yaygın
Araştırmalar migrenin kadınlarda erkeklere oranla yaklaşık üç kat daha sık olduğunu gösteriyor. Hormon dalgalanmaları, adet döngüsü, hamilelik ve menopoz gibi dönemlerde ataklar tetiklenebilir. Bu nedenle kadınlarda düzenli nörolojik takip önerilmektedir.
Migrenle Yaşam ve Yönetim
Migren tamamen iyileştirilemese de atakların sıklığı ve şiddeti ilaç tedavileri ve yaşam tarzı değişiklikleri ile azaltılabilir. Stres yönetimi, düzenli uyku ve sağlıklı beslenme, migren kontrolünde kritik rol oynar. Dr. Polat, “Migrenle mücadelede hastalığın tanınması, tetikleyici faktörlerin bilinmesi ve hekim kontrolü hayati önem taşır” diye belirtiyor.
Dünya Beyin Günü ve Farkındalık
22 Temmuz Dünya Beyin Günü, migren konusunda farkındalığı artırmak için önemli bir fırsattır. Güneşli Erdem Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Nurten Polat, “Migren doğru yönetildiğinde kontrol altına alınabilir. Ancak bunun için toplumun migreni ciddiye alması gerekiyor. Migren, yalnızca baş ağrısı değil, bir beyin sağlığı sorunudur” diye vurguluyor.