📝 Editoryal Not:
ALS (Amiyotrofik Lateral Skleroz), ilerleyici ve ölümcül bir motor nöron hastalığı olarak uzun yıllardır tedavi seçeneklerinin sınırlılığıyla biliniyor. Ancak son dönemde geliştirilen genetik hedefli tedaviler, nöromodülasyon teknikleri ve multidisipliner yaklaşımlar, bu alanda önemli bir umut ışığı oluşturuyor. Bu basın bülteni, sağlık profesyonellerine ALS tedavisindeki en güncel gelişmeleri ve hasta bakımında bütüncül yaklaşımların önemini aktararak, hasta yönetiminde güncel bilgi sağlamayı hedeflemektedir.
ALS ile yaşam, gelişen tedavi yöntemleri sayesinde artık daha kontrollü ve kaliteli olabilir. Son yıllarda, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmaya yönelik yenilikçi yaklaşımlar ve FDA onaylı ilaçlar, tedavi alanında dikkat çekici bir ilerleme sağladı.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Celal Şalçini, 21 Haziran Dünya ALS Günü kapsamında yaptığı açıklamada, multidisipliner tedavi yaklaşımları ve ileri teknoloji uygulamalarının, ALS hastalarının yaşam kalitesini artırmada kritik rol oynadığını belirtti.
ALS Tedavisinde Hedef: Hastalığın İlerlemesini Yavaşlatmak
Dr. Şalçini, günümüzde ALS tedavisinde semptom yönetiminin ötesine geçilerek hastalığın seyrini değiştirmeye odaklanıldığını ifade etti:
“Şu anda FDA onaylı dört farklı ilaç mevcut. Bu ilaçlar, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmanın yanı sıra, bazı psödobulbar belirtilerin (örneğin yutma güçlüğü) kontrolüne de yardımcı oluyor.”
Özellikle SOD1 gen mutasyonuna yönelik geliştirilen ilaçların, nörodejenerasyon belirteçlerini azaltarak fonksiyonel iyileşme sağlama potansiyeline sahip olduğunu vurgulayan Dr. Şalçini, bu gelişmelerin, ALS’nin genetik ve moleküler mekanizmalarının daha iyi anlaşılmasıyla mümkün hale geldiğini aktardı.
Multidisipliner Yaklaşımın Önemi
ALS’nin karmaşık doğası, multidisipliner bir yaklaşımın önemini artırıyor. Dr. Şalçini, tedavi sürecinde şu uygulamalara dikkat çekti:
Solunum desteği: Noninvaziv ventilasyon (NIV) ve öksürük destek cihazları
İletişim: Yardımcı iletişim cihazları (AAC)
Kas ve hareket yönetimi: Kas krampları, spastisite ve ağrı için ilaçlar ve fizik tedavi
Beslenme desteği: Yutma güçlüğü ve beslenme sorunları için diyetisyen danışmanlığı ve PEG tüpü uygulaması
Ayrıca, hastaların ve bakıcıların psikolojik ve duygusal gereksinimleri için destek gruplarının ve danışmanlık hizmetlerinin hayati rol oynadığını belirtti.
Geleceğin Tedavi Seçenekleri
Dr. Şalçini, ileri tedavi seçenekleri hakkında da şu bilgileri paylaştı:
Nöromodülasyon teknikleri: Odaklanmış ultrason (TPS), MyoRegulator cihazı
Gen terapileri: Antisens oligonükleotitler (ASO), RNA interferansı (RNAi) ile SOD1, FUS ve Ataxin-2 genlerinin hedeflenmesi
Kök hücre tedavileri: Mezenkimal kök hücrelerle (MKH) nöron destek ve bağışıklık modülasyonu
Bu yenilikçi yaklaşımların, ALS tedavisinde büyük potansiyel taşıdığına dikkat çekildi.
Fizyoterapi ve Rehabilitasyonun Yeri
ALS tedavisinde fizyoterapi ve rehabilitasyon programlarının, hastaların bağımsızlık ve hareket kabiliyetlerini korumada vazgeçilmez olduğunu vurgulayan Dr. Şalçini, şu uygulamalara da dikkat çekti:
Germe ve eklem hareket açıklığı egzersizleri
Düşük yoğunluklu kuvvet antrenmanları
Pasif germe, ısı terapisi, su egzersizleri
Yardımcı cihazlar ve ev adaptasyonları (baston, yürüteç, tekerlekli sandalye vb.)
Bu bütüncül yaklaşımların, ALS hastalarının yaşam kalitesini artırma yolunda önemli katkılar sunduğu vurgulandı.