📝 Editoryal Not:
Bu basın bülteni, çocuk ve ergenlerde kronik stresin beyin gelişimi üzerindeki etkilerini bilimsel ve klinik açıdan ele alarak, ruh sağlığı alanındaki multidisipliner yaklaşımların önemini vurgulamaktadır. Prof. Dr. Ayşenil Belger’in güncel nörobilimsel bulgularla desteklediği konferans, genç bireylerde erken müdahale ve kişiye özel tedavi stratejilerinin geliştirilmesinin gerekliliğini ortaya koymakta; bu da sağlık profesyonelleri, eğitimciler ve politika yapıcılar için kritik bir farkındalık sağlamaktadır.

Nörogelişimsel bozukluklar ve beyin işlevleri alanında uluslararası tanınmış bir otorite olan Prof. Dr. Ayşenil Belger, Kuzey Karolina Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi olarak Özyeğin Üniversitesi’nin davetlisi şeklinde Türkiye’de gerçekleşen konferansta çocuk ve ergenlerde kronik stresin beyin gelişimine olan etkilerini detaylı şekilde aktardı.

“Labdan Topluma: Çocuk ve Ergen Nöral, Bilişsel ve Duygusal Gelişiminde Translasyonel Bilim” başlıklı etkinlikte, Prof. Dr. Belger, nöropsikiyatrik bozuklukların (örneğin otizm, şizofreni) ortaya çıkışında biyolojik, psikolojik ve sosyal etkenlerin bütüncül değerlendirilmesinin gerekliliğine dikkat çekti. Erken tanı ve bireye özgü müdahale yaklaşımlarının, gelişimsel riskleri azaltmada kritik olduğunu belirtti.

Özyeğin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Barış Tan ise, disiplinlerarası araştırma ve uluslararası iş birliklerinin çocuk ve ergen sağlığı alanında bilimsel bilginin topluma dönüştürülmesinde önemli katkılar sağladığını ifade etti.

Kalıcı Stresin Beyin Mimarisi Üzerindeki Etkileri ve Klinik Önemi

Prof. Dr. Belger, ergenlik döneminin ruh sağlığı bozukluklarının başlangıcı açısından kritik olduğunu, kronik stresin nörolojik gelişimi olumsuz etkileyerek beyin mimarisini değiştirdiğini vurguladı. Bu durumun, davranışsal sorunların ve psikopatolojinin gelişim riskini artırdığına dikkat çekti.

Araştırmalar, biyolojik ve çevresel risk faktörlerinin erken tespiti ile ergenlerde hastalık başlamadan önce hedeflenmiş müdahalelerin mümkün olduğunu gösteriyor. Bu kapsamda, çocuk ve ergenlerin gelişimsel süreçlerinin boylamsal izlenmesi, ruh sağlığı sorunlarının önlenmesi ve geciktirilmesi açısından büyük önem taşıyor.

Multidisipliner Yaklaşımla Koruyucu ve Tedavi Edici Uygulamalar

Prof. Dr. Belger, çocuk ve ergenlerin sağlıklı gelişimi için biyolojik, psikolojik ve sosyal etkenlerin entegre edilerek ele alınması gerektiğini; bu alanda sağlık, hukuk, eğitim gibi farklı disiplinlerin iş birliğiyle bilimsel temelli müdahalelerin geliştirilmesinin gerekliliğini belirtti. Her bireyin özgün özelliklerine göre risk ve koruyucu faktörlerin değerlendirilmesinin, kişiselleştirilmiş bakımın temelini oluşturduğunu ifade etti.

Bu yaklaşım, hem ruh sağlığı profesyonellerine hem de eğitim ve sosyal hizmet uzmanlarına rehberlik edecek önemli bir bilimsel perspektif sunmaktadır.