📝 Editoryal Not:
Diyabet, dünya genelinde milyonlarca bireyin yaşam kalitesini etkileyen kronik bir hastalıktır. Özellikle sinir hasarı ve dolaşım bozukluğu kaynaklı “diyabetik ayak” komplikasyonları, gecikmiş müdahale durumlarında enfeksiyon ve ampütasyon riskini beraberinde getirir. Bu basın bülteni, diyabet hastalarında ayak sağlığının korunmasında kritik rol oynayan beslenme yaklaşımlarını, güncel tıbbi bilgiler ve klinik öneriler ışığında ele almaktadır. Sağlık profesyonelleri için hazırlanmış bu içerik, hasta eğitimi ve bireyselleştirilmiş beslenme danışmanlığı açısından yol gösterici niteliktedir.
Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Rıza Aytaç Çetinkaya, diyabetik ayak gelişimini önlemede en önemli faktörün kan glukoz düzeylerinin kontrol altında tutulması olduğunu vurguluyor. Uzun süreli hiperglisemi (yüksek kan şekeri), periferik sinir hasarına (nöropati) ve dolaşım bozukluklarına neden olarak alt ekstremite yaralanmalarını tetikleyebilir. Bu durum, enfeksiyon gelişimiyle birlikte ileri evrede ampütasyona kadar ilerleyebilir.
Doç. Dr. Çetinkaya, “Diyabetik ayaktan korunmanın ilk adımı, glisemik kontrolün sağlanmasıdır. Lif oranı yüksek, rafine şeker ve işlenmiş gıdalardan arındırılmış bir beslenme modeli; kan şekeri regülasyonunu kolaylaştırır ve vasküler-sinirsel yapının bütünlüğünü koruyarak ayak sağlığını destekler” dedi.
Diyabet Hastalarına Yönelik 6 Temel Beslenme Önerisi
Glisemik Yükü Azaltan Karbonhidratlar Tercih Edilmeli
Tam tahıllar ve baklagiller gibi kompleks karbonhidratlar, glisemik yanıtı yavaşlatır. Bu sayede kan şekeri ani dalgalanmalara karşı korunur. Özellikle mercimek, nohut, fasulye ve yulaf gibi besinler, insülin direncini azaltmaya yardımcı olur.
Yüksek Kaliteli Proteinle Hücresel Onarım Desteklenmeli
Yara iyileşmesinde protein ihtiyacı artar. Tavuk, hindi, yumurta, balık, az yağlı süt ürünleri ve baklagiller gibi protein kaynakları; doku tamiri, immün yanıtın desteklenmesi ve kas kaybının önlenmesi açısından önemlidir.
Sağlıklı Yağ Asitleriyle Enflamasyon Yönetilmeli
Omega-3 yağ asitleri (örneğin somon, ceviz, chia tohumu), anti-inflamatuar etki göstererek yaraların iyileşmesini kolaylaştırır. Aynı zamanda kardiyovasküler risklerin azalmasına katkıda bulunur.
Antioksidan Vitaminlerle İmmün Sistem Güçlendirilmeli
C vitamini (portakal, biber, kivi, brokoli) kolajen üretimini destekleyerek cilt bütünlüğünü güçlendirir. E vitamini (fındık, ay çekirdeği, ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzeler) ise oksidatif stresi azaltır ve epitel dokunun yenilenmesini kolaylaştırır.
Magnezyum ve Çinko Takviyesiyle Hücresel Fonksiyonlar Desteklenmeli
Bu iki mineral, yara iyileşmesi sürecinde hücre proliferasyonu ve bağ dokusu onarımında rol oynar. Magnezyum; koyu yeşil yapraklı sebzeler, tam tahıllar ve kuruyemişlerde; çinko ise et, kabak çekirdeği ve deniz ürünlerinde bolca bulunur.
Rafine Şeker ve İşlenmiş Gıdalardan Kaçınılmalı
Basit şeker içeriği yüksek gıdalar, postprandiyal (yemek sonrası) kan şekeri piklerine neden olarak hem glisemik kontrolü bozar hem de yaranın iyileşmesini geciktirir. Bu nedenle şekerli içecekler, beyaz unlu ürünler ve paketli atıştırmalıklardan kaçınılmalıdır.
Klinik ve Eğitimsel Yönü
Bu beslenme önerileri, bireyselleştirilmiş diyet planları ve hasta eğitimi çerçevesinde değerlendirilmelidir. Diyabetli bireylerde ayak sağlığını korumaya yönelik multidisipliner bir yaklaşım (endokrinoloji, beslenme, enfeksiyon hastalıkları, podiatri) benimsenmesi, komplikasyon gelişimini önleyici niteliktedir.