📝 Editoryal Not:
Diyabetik ayak yaraları, diyabetin en ciddi ve sık karşılaşılan komplikasyonlarından biridir. Erken önlem alındığında önlenebilir olan bu durum, tedavi edilmediğinde uzuv kaybı gibi ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu basın bülteni, sağlık profesyonellerine, özellikle birinci basamak sağlık hizmetlerinde görev yapan hekimlere ve hemşirelere, hastaları nasıl bilgilendirecekleri ve yönlendirecekleri konusunda rehberlik edecek niteliktedir. Güncel tedavi yaklaşımlarını içermesi ve hasta eğitiminin altını çizmesi açısından klinik pratikte doğrudan katkı sunmaktadır.
Diyabet mellitus, kan şekeri düzeylerinin kronik olarak yüksek seyretmesi ile karakterize bir metabolik hastalıktır. Hiperglisemi, zamanla sinir dokusu (nöropati) ve damar yapısını (anjiyopati) etkileyerek özellikle alt ekstremitelerde iyileşmeyen yaralara, enfeksiyonlara ve ilerleyen vakalarda amputasyona (uzuv kaybı) kadar giden komplikasyonlara neden olabilir. Anadolu Sağlık Merkezi’nden Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Rıza Aytaç Çetinkaya, diyabetik ayak yaralarının önlenmesi, tanısı ve tedavisi hakkında güncel bilgiler paylaştı.
Diyabetik Ayak Yaralarının Klinik Özellikleri:
Diyabetli bireylerde ayak yaraları genellikle parmak uçlarında, topukta veya tabanda görülür. Erken belirtiler arasında ağrı, hassasiyet, uyuşma, yanma, karıncalanma, renk değişikliği, ciltte kuruma ve çatlama, kötü koku ve irinli akıntı yer alır. Doç. Dr. Çetinkaya, “Bu tür belirtiler ciddiye alınmazsa enfeksiyon gelişebilir, enfeksiyon ilerledikçe doku ölümü (nekroz) ve kangren gelişebilir. Bu durumda cerrahi müdahale ve hatta amputasyon kaçınılmaz hale gelebilir,” uyarısında bulunuyor.
Tedavi Yöntemleri:
Diyabetik ayak yaralarının tedavisinde multidisipliner yaklaşım esastır. İlk adım yara temizliği ve enfeksiyonun kontrol altına alınmasıdır. Yara antiseptik solüsyonlarla dikkatlice temizlenmeli, steril gazlı bezle kapatılmalı ve pansumanlar düzenli olarak yenilenmelidir. Enfekte yaralarda sistemik antibiyotik tedavisi uygulanabilir. Nekrotik (ölü) dokuların debridmanı, iyileşme sürecini hızlandırmak için gereklidir. Vasküler yapı bozulmuşsa, periferik damarların yeniden açılmasına yönelik endovasküler müdahaleler planlanabilir.
Yenilikçi Yaklaşımlar:
Hiperbarik oksijen tedavisi (HBOT) ve topikal oksijen uygulamaları, son yıllarda diyabetik ayak yaralarının yönetiminde bilimsel temellere dayanan destekleyici yöntemler arasında yer almaktadır. HBOT, yüksek basınç altında saf oksijen verilerek dokulara oksijen ulaşımını artırır ve iyileşmeyi destekler. Topikal oksijen tedavisinde ise oksijen doğrudan yara yüzeyine uygulanır. Bu yöntem, özellikle küçük ve orta büyüklükteki yaralarda inflamasyonu azaltarak iyileşmeyi hızlandırır.
Koruyucu Önlemler – 8 Temel Tavsiye:
Doç. Dr. Çetinkaya, diyabetli bireylerin ayak yarası gelişimini önlemek için aşağıdaki önerilere dikkat etmesi gerektiğini vurguluyor:
- Günlük ayak muayenesi: Kesik, kızarıklık, şişlik, kabarcık veya enfeksiyon belirtisi aranmalı.
- Ayak hijyeni: Ayaklar her gün ılık su ile yıkanmalı, iyice kurulanmalı.
- Nemlendirme: Ayaklar düzenli nemlendirilmeli ancak parmak aralarına krem sürülmemeli.
- Uygun ayakkabı ve çorap: Dar ayakkabılardan kaçınılmalı, yumuşak ve dikişsiz çoraplar tercih edilmeli.
- Travmadan korunma: Uzun süre ayakta kalınmamalı, ayak darbelerden korunmalı.
- Sigara bırakılmalı: Damar sağlığı için sigara bırakılmalı.
- Diyabete uygun beslenme: Glisemik kontrolü destekleyen antioksidan zengini gıdalar tüketilmeli.
- Mevsimsel dikkat: Kışın ayaklar sıcak tutulmalı, yazın terleme ve mantar riskine karşı nefes alan ayakkabılar tercih edilmeli.
Diyabetik ayak yaraları, erken tanı ve koruyucu yaklaşımlarla büyük ölçüde önlenebilir. Bu nedenle sağlık profesyonellerinin hasta eğitimine önem vermesi, ayak bakımı konusunda bilgilendirme yapması ve riskli vakaları ilgili branşlara yönlendirmesi hayati öneme sahiptir.