Yapılan son araştırmalara göre, ülkemizde sezaryenle doğum oranı % 53’lere ulaşmış bulunuyor. Uzmanlar, sezaryenin cerrahi bir müdahale olduğunu, bunun hem erken, hem de uzun dönemde kadının ve bebeğin sağlığı için riskler oluşturduğunu belirtiyorlar. Anne açısından bakıldığında sezaryen doğumlarda enfeksiyon, kanama, iç organ ve damarsal yaralanmalar, karın içi yapışıklar ve rahim içi hasarların oluşma riskinin arttığını ifade ediyorlar. Sezaryen doğum ile dünyaya gelen bebeklerin, yeni doğan döneminde daha çok sorun yaşandığının zaten bilindiğini söyleyen uzmanlar, son yıllarda yapılan araştırmalara göre sezaryenin çocukluk ve erişkin sağlığını da etkilediğini belirtiyorlar. Ayrıca uzmanlar doğum yapan her iki kadından birinin sezaryeni tercih etmesinin, sadece bebek ile anne ve aileyi ilgilendiren bir durum olmaktan çıkıp, toplum sağlığı sorununa dönüştüğünü ifade ediyorlar.
Ülkemizde dünya ortalamalarının çok üstünde olan sezaryen tercihinin nedenlerini ortaya koymak ve sorunun çözümü için kısa ve uzun vadede alınacak tedbirlerin belirlenmesi için, Koru Hastaneleri ve Yüksek İhtisas Üniversitesi 2 – 4 Aralık 2016 tarihleri arasında Ankara’da “Doğum, Gebelik ve Lohusalık Kongresi” düzenliyor. Kongre Başkanı Prof. Dr. Aydan Biri konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Doğum şekli sadece anne sağlığı açısından değil, bebeklik, çocukluk ve erişkin sağlığı ile ilişkili olarak ele alındığında tüm toplumun sağlığını etkileyecek kadar önemli. Biz de düzenlediğimiz kongre ile ‘doğuma’ dikkat çekmeyi planladık” dedi. 30 yıldır gebe takibi ve doğumla ilgilenen bir hekim olarak, ebelik sisteminin devre dışı bırakılmasının sezaryene eğilimi arttırdığını gözlemlediğini ifade eden Prof. Dr. Biri, ağırlıklı olarak doğum yönteminin konuşulacağı bu kongre ile hekimler, yeni doğancılar, ebeler ve hemşirelerin birlikte olacağı multidisipliner bir çalışma yapılacağını ve bunun Türkiye’de bir ilk olacağını da belirtti.
Doğumun anneler, bebekler ve tüm sağlık çalışanları için nasıl güvenli ve konforlu hale getirilebileceğinin tartışılacağı kongrede, gebelik, doğuma hazırlık, doğum, sezaryen ve doğum sonrası gibi çok sayıda konu derinlemesine ele alınacak. Gerek ülkemizden gerekse yurt dışından ilk kez gelen, konusunda uzman bilim insanlarının bilgi ve tecrübelerini paylaşmasının katılımcıların bilgi derinliğini arttırması bekleniyor.
Kongre süresince sağlık çalışanlarına gebelik, doğum ve lohusalık ile ilgili çeşitli kurslar da verilecek. Suda doğumun mucidi, dünyaca ünlü hekim Dr. Michel Odent kongreye hem konuşmacı olarak katılacak, hem de 2 Aralık’ta tüm gün sürecek suda doğum kursu verecek. Kongrenin başka bir katılımcısı ise “Robson Kuralları” ile dünyaya ün salmış Dr. Michael Robson‘dır. Dr. Michael Robson kongreye konuşmacı olarak katılmasının yanı sıra vereceği kursla sağlık çalışanlarına birikimlerini aktaracak.
Bedensel bütünlüğü korunan ve hızlıca toparlanan anne ve hazır olduğunda dünyaya gelen ve annesini emen bir bebek ikilisini oluşturmak tüm sağlık ekibinin amacıdır. Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi de bu amaca ulaşmak için düzenlenmektedir.