📝 Editoryal Not:
Diş sıkma (bruksizm), çoğu zaman fark edilmeyen ancak vücutta geniş kapsamlı etkiler yaratabilen sistemik bir sağlık sorunudur. Bu basın bülteni, ağız ve diş sağlığının postür, kas sistemi, sindirim ve sinir sistemi ile olan çok yönlü bağlantılarını bilimsel bir bakış açısıyla açıklıyor. Diş Hekimi Arzu Tekkeli’nin değerlendirmeleri, multidisipliner yaklaşımla diş sıkma alışkanlığının sadece ağız içi bir sorun değil, tüm bedeni ilgilendiren bir durum olduğunu vurguluyor. Bu içerik, diş hekimleri, fizyoterapistler, nörologlar ve fonksiyonel tıp uzmanları için dikkat çekici bilgiler sunmaktadır.
Diş Hekimi Arzu Tekkeli: “Bruksizm yalnızca ağız sağlığını değil, tüm bedensel dengeyi etkileyebilir”
İnsan bedeni, kas-iskelet sistemi, sinir sistemi ve sindirim sistemi gibi birçok yapının birbiriyle etkileşim içinde çalıştığı bütünsel bir sistemdir. Diş hekimi Arzu Tekkeli’ye göre ağız ve diş sağlığındaki bazı problemler, beklenmedik bölgelerde ağrı ve fonksiyon bozukluklarına yol açabilir. Örneğin, kistli bir dişin çekilmesinin omuz ağrılarını azaltması ya da metal dolguların değişmesinin alerjik reaksiyonları hafifletmesi gibi durumlar, ağız sağlığı ile vücut sistemi arasındaki çift yönlü bağlantının somut örnekleridir.
Bruksizm (diş sıkma ve gıcırdatma), toplumda en sık karşılaşılan ağız sağlığı problemlerinden biridir. Sağlıklı bireylerde çiğneme sırasında dişlere uygulanan ortalama kuvvet 70 kg iken, bruksizmde bu yük 400 kg’ın üzerine çıkabilmektedir. Sürekli diş sıkma, dişlerde aşınma, çene ekleminde hasar ve çevre kas dokusunda yapısal değişiklikler oluşturabilir. Tekkeli, “Diş sıkma alışkanlığı, zamanla masseter (çiğneme) kasının büyümesine yol açarak çene konturunun kaybolmasına, yüzün kare veya geniş bir forma bürünmesine neden olabilir” uyarısında bulunuyor. Ayrıca bu durum, postür bozukluklarına ve vücudun genel duruş dengesinin bozulmasına kadar ilerleyebilir.
Bruksizmin Nörobiyolojik Temelleri: Beyin–Bağırsak Ekseni
Diş sıkma yalnızca psikolojik değil, biyolojik süreçlerle de yakından ilişkilidir. Tekkeli’ye göre kişilik yapısı ve beyin-bağırsak ekseni bu davranışta belirleyici rol oynar. Serotonin hormonunun büyük kısmı (yaklaşık %80) bağırsakta üretilir. Bağırsak florası bozulduğunda serotonin sentezi azalır; bu da stresin artmasına, uyku bozukluklarına ve kaslardaki gerginliğin kalıcı hâle gelmesine neden olur. Serotonin eksikliği, özellikle mükemmeliyetçi, depresif ya da obsesif eğilimli bireylerde istemsiz kas hareketlerini tetikleyebilir. Bunun yanında floradaki dengesizlik; magnezyum, çinko ve B6 vitamini düzeylerini de etkileyerek kas gevşemesini zorlaştırır ve diş sıkma eğilimini artırır.
Boyun Ağrılarının ve Postür Sorunlarının Kaynağı Olabilir
Bruksizm, özellikle fibromiyalji hastalarında ve stres seviyesi yüksek bireylerde, baş-boyun ağrıları, migren atakları, çene ekleminden ses gelmesi, kulakta çınlama ve yutkunurken baskı hissi gibi semptomlarla birlikte seyreder. Gece boyunca dişlerini sıkan bireylerde yapılan laboratuvar çalışmaları, boyun kaslarında ön-arka grup arasında kuvvet dengesizliği ve aşırı kas aktivasyonu oluştuğunu göstermektedir. Bu da zamanla kronik kas ağrılarına ve duruş bozukluklarına zemin hazırlar.
Diş Hekimi Arzu Tekkeli’den Diş Sıkmaya Karşı 5 Koruyucu Öneri:
Gece plağı kullanın: Diş hekimi tarafından hazırlanmış şeffaf gece plağı çene kaslarınızı gevşetir ve dişlerinizi korur.
Magnezyum ve B6 takviyesi alın: Kas gevşetici etkileriyle diş sıkmayı azaltabilir.
Stres yönetimini öğrenin: Nefes egzersizleri, yürüyüş ve meditasyon gibi yöntemlerle gün içindeki gerginliği dengeleyin.
Bağırsak sağlığınızı destekleyin: Lifli gıdalar ve probiyotikler serotonin üretimini teşvik eder.
Bastırılmış duygularınızı ifade edin: Bastırılan öfke veya stres, çene kaslarına yansıyabilir; gerektiğinde psikolojik destek alın.