📝 Editoryal Not:
Baş-boyun kanserleri, dünya genelinde önemli bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. Bu basın bülteni, risk faktörlerinden erken tanının önemine, tedavi yaklaşımlarından güncel cerrahi yöntemlere kadar kapsamlı bilgiler sunmaktadır. Sağlık profesyonelleri için hazırlanan bu metin, hem klinik pratikte dikkat edilmesi gereken uyarıları hem de yenilikçi tedavi seçeneklerini öne çıkararak hasta bakımına katkı sağlamayı amaçlamaktadır.

Baş-boyun kanserleri, dünya genelinde her yıl 1,5 milyondan fazla kişiyi etkileyen ciddi bir sağlık problemidir. Tüm kanserlerin yaklaşık %10’undan fazlasını oluşturan bu tümörler; sigara, alkol, insan papilloma virüsü (HPV) ve güneş ışınları gibi faktörlerle ilişkilidir. Sigara kullananlarda risk, kullanmayanlara göre 5–25 kat daha yüksektir.

Risk Faktörleri ve Epidemiyoloji

Baş-boyun kanserleri, erkeklerde en sık 5. sırada, kadınlarda ise 12. sırada görülmektedir. Özellikle gırtlak (larinks) kanseri erkeklerde, tiroid kanseri ise kadınlarda öne çıkmaktadır. HPV ve Epstein-Barr virüsü (EBV) de bu tümörlerin gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Sigara kullanımının azalmasına rağmen HPV’ye bağlı vakalardaki artış dikkat çekicidir. HPV aşısı ile bu kanserlere karşı koruma sağlanabilmektedir.

Klinik Belirtiler

Tümörün yerleşim yerine göre farklı semptomlar ortaya çıkmaktadır:

Gırtlak tümörleri: Ses kısıklığı, yutma güçlüğü, boğaz ağrısı, boyunda şişlik

Burun ve sinüs tümörleri: Geçmeyen burun tıkanıklığı, burun kanaması, baş-yüz ağrısı, kulak ağrısı

Ağız boşluğu ve dudak tümörleri: İyileşmeyen ağız yaraları, yanakta şişlik

Özellikle iki haftadan uzun süren ses değişikliği, geçmeyen burun tıkanıklığı, ağız içinde yaralar gibi bulgular baş-boyun kanserlerinin önemli uyarıcı belirtileridir ve acilen KBB uzmanına başvurulmalıdır.

Tedavi Yaklaşımları

Erken tanı, tedavi başarısını belirleyen en kritik faktördür. Günümüzde tedavi; multidisipliner bir yaklaşımla, kulak burun boğaz cerrahları, medikal onkologlar ve radyasyon onkologlarının iş birliğiyle planlanmaktadır.

Cerrahi: Endoskopik ve lazer yardımlı kapalı cerrahiler, organ koruyucu tedavi seçenekleriyle öne çıkmaktadır. Bu yöntemler, hastanede kalış süresini azaltmakta ve yaşam kalitesini artırmaktadır.

Radyoterapi ve Kemoterapi: İleri evre tümörlerde kombine protokoller uygulanmaktadır.

İmmünoterapi: Son yıllarda öne çıkan immünoterapiler, özellikle dirençli vakalarda umut verici sonuçlar sunmaktadır.

Rekonstrüksiyon: Fonksiyon kayıplarını azaltmak amacıyla doku transferleri yapılabilmekte, 3D teknolojisiyle kişiye özel materyaller kullanılabilmektedir.

Sonuç

Baş-boyun kanserlerinde erken tanı, sadece tedavi başarısını değil, aynı zamanda hastaların yaşam kalitesini de belirlemektedir. Uzun süren ses değişikliği veya geçmeyen burun tıkanıklığı gibi şikâyetler asla hafife alınmamalı; erken dönemde başvuru, hayat kurtarıcı olabilmektedir.