1479646454_on2_0016Türkiye Diyabet Vakfı, Lilly İlaç ve Işık Üniversitesi diyabete dikkat çekmek amacıyla kırılması zor bir dünya rekoruna imza attı. Uzun hazırlıklar sonucu turbo trainer’lara bağlı 30 bisiklet ve 120 profesyonel ve amatör bisikletçinin katılımı ile başlayan 1 saatlik rekor denemesinde, sporcular büyük performans göstererek, 8457,2 watt’lık mekanik enerji üretimi ile 8362 watt’lık Guinness eski rekorunu kırdı. Guinness tarafından onaylanan rekor, daha önce İngiltere tarafından kırılmıştı.

Dünyada en yaygın kronik hastalıklarından biri olan diyabet, Türkiye’de de hızla yaygınlaşan bir sağlık sorunu haline geldi. Diyabetin 10 yıl içinde yüzde 100 arttığı Türkiye, Avrupa’da diyabet artış oranı açısından ilk sırada yer alıyor. Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun 2016 Diyabet Atlası verilerine göre ülkemizde diyabet görülme sıklığı yüzde 14,5’e yükseldi.

Türkiye Diyabet Vakfı, Lilly İlaç ve Işık Üniversitesi bu önemli sağlık sorununa dikkat çekmek amacıyla çok önemli bir etkinlik gerçekleştirdi. Işık Üniversitesi Şile Kampüsünde gerçekleşen etkinliğe 30 bisiklet ve 120 profesyonel ve amatör bisikletçi katıldı. Uzun hazırlıklar sonucu pedallarını diyabet için çeviren bisikletçiler, 1 saatlik rekor denemesinde büyük performans göstererek 8457,2 watt’lık mekanik enerji üretimi ile 8362 watt’lık Guinness eski rekorunu geçti. Etkinlik, Şile Diyabetli Çocuklar Yaşam Köyü’nde düzenlenen farkındalık paneli ve ödül töreni ile son buldu.

“İyi tedavi edilen diyabet, hayatı etkilemez”
Türkiye Diyabet Vakfı Kurucu Başkanı Prof. Dr. M. Temel Yılmaz, Türkiye’deki diyabet artış hızının Avrupa’nın 4, dünya ortalamasının 2 katına ulaştığını belirterek, şunları söyledi:
“Tüm bu verilere karşın Türkiye henüz diyabetin farkında değil. Yapılan çalışmalara göre Türkiye’de diyabet farkındalık oranı %36 civarında. Halkın %64’ü diyabeti bilmiyor. Bu nedenle ciddiye almıyor. Dünyada 450 milyon diyabetli var ve 20 yıl sonra 800 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor. Dünya Sağlık Örgütü, dünya tarihinde ilk kez bir sonraki kuşağın ömrünün önceki kuşaktan daha kısa olacağı konusunda uyarıyor. Bunun nedeni, yeni kuşağın hareketsiz bir yaşam sürerek, kötü beslenmesi.

Diyabet, iyi tedavi uygulanması durumunda yaşam süresini ve kalitesini etkilemeyen bir hastalıktır. İyi tedavi gören, kontrollü bir diyabet hastasının aktivite ve enerji açısından sağlıklı insanlardan farkı yoktur. Bisiklete de binebilir, hayatın her alanındaki aktivitelerde de yer alabilir.”
İyi tedavi edilmeyen diyabetin yol açabileceği riskler şunlar:
• Her 2 diyabet hastasından biri kalp hastalığı sebebiyle hayatını kaybediyor.
• Her 2 diyabet hastasından birinde sinir sisteminde hasar (nöropati) görülüyor.
• ABD’de son aşamaya gelmiş böbrek yetersizliği vakalarının yüzde 50’sinden sorumlu.
• Normal hastalara göre 15 kat daha fazla uzuv kaybı (ampütasyon) yaşanıyor.
• 20 yaş üstü körlük nedenlerinde birinci sırasında diyabet yer alıyor. Ciddi diyabetik retinopati gelişen hastaların yüzde 50’si tanıyı takip eden 5 yıl içinde kör olabiliyor.
• Depresyon, diyabet hastalarında 2 kat daha fazla.
• Tip 2 diyabet demans (hafıza kaybı) riskini 3 kat artırıyor.
• Diyabet hastalarının ölüm riski diyabet hastası olmayanlara göre 2 kat daha fazla.
“Toplumsal farkındalığı artırmalıyız”
Lilly İlaç Genel Müdürü Jose Daniel Lucas ise şöyle konuştu:
“Lilly İlaç, 1923 yılında ilk insülini geliştirerek, tıbbın ve diyabet hastalarının hizmetine sundu. O günden bu yana diyabet, Lilly için her zaman öncelikli alanlardan biri olmuştur ve bu hastalıkla mücadelede çok önemli çalışmalara imza atmıştır. Milyonları etkileyen bir sağlık sorununa çözüm sunmak, toplumsal bir sorumluluktur. Diyabetle mücadelede tıbbi tedavi kadar toplumsal farkındalık da büyük öneme sahiptir. Lilly İlaç olarak bu konuda bilincin artmasına katkı sağlayacak etkinliklere destek veriyoruz. Diyabet, sadece hastayı değil, ailesini, yakınlarını ve toplumu da etkiliyor. Bu nedenle biz de toplumsal bilinci artırmayı hedefleyen aktiviteleri çok önemsiyoruz.”
Diyabet Hakkında
Dünya Sağlık Örgütü verileri, Türkiye’de diyabetin artış hızının, dünya ve Avrupa genelinin üzerinde olduğunu ortaya koymaktadır. Diyabet ülkemizde en sık rastlanan ilk beş hastalık arasında yer alırken her iki diyabetliden biri hastalığının farkında değildir. Türkiye Diyabet Vakfı’nın Kasım 2013 yılında açıkladığı Diyabet Farkındalık Araştırması (DİFA) Türkiye’de nüfusun yüzde 63’ünün diyabetin farkında olmadığını göstermiştir.
Dünya Diyabet Günü Hakkında
Dünya Diyabet Günü, diyabet görülme sıklığının tüm dünyada giderek artması üzerine, Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) ve Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) girişimiyle 1991 yılından bu yana, Charles Best ile birlikte 1922 yılında insülini bulan Frederick Banting’in doğumgünü olan 14 Kasım’da kutlanmaktadır. Tüm dünyada 160’dan fazla ülkede yapılan 14 Kasım aktivitelerinin amacı, toplumun diyabet konusunda bilinçlendirilmesi ve hastalığın yaygınlaşmasını önlemektir.
Türkiye Diyabet Vakfı Hakkında
Türkiye Diyabet Vakfı 1996 yılında kurulmuş, 1997 yılında Uluslararası Diyabet Federasyonu (International Diabetes Federation-IDF) üyeliğine kabul edilmiş, 2000 yılında ise Bakanlar Kurulu kararı ile kamuya yararlı Vakıf statüsü tanınmıştır. Türkiye Diyabet Vakfı diyabetle mücadele ve diyabetli kişilerin yaşam kalitesinin geliştirilmesini hedeflemektedir. Bu hedef doğrultusunda toplumda diyabet konusunda farkındalığın artırılması, diyabetli hastaların bakım ve tedavi hizmetlerinin iyileştirilmesi, diyabet eğitimi, sosyal haklarının iyileştirilmesi, hastalar arasındaki paylaşımın artırılması, diyabet alanında bilim düzeyinin yükseltilmesi ve bilim adamlarının desteklenmesi, diyabet ekibinin eğitim kalitesinin geliştirilmesi için çalışmalarını Türkiye çapında ve uluslararası alanda sürdürmektedir.