📝 Editoryal Not:
Hashimoto tiroiditi, toplumda sıklıkla göz ardı edilen ancak erken teşhis edilmediğinde ciddi komplikasyonlara yol açabilen otoimmün bir hastalıktır. Bu basın bülteni, hastalığın belirtilerini tanımayı, tanı ve tedavi sürecine dair bilimsel doğruluğu yüksek bilgileri anlaşılır bir dille aktarıyor. Özellikle gençlerde görülme sıklığının artması ve yaşam kalitesini ciddi şekilde etkilemesi, bu konuda farkındalık yaratılmasını zorunlu kılıyor. Sağlık profesyonelleri için de klinik pratikte ayırıcı tanı açısından önemli bir hatırlatma niteliğinde.

“Kilo veremiyorum, yazın bile üşüyorum, saçlarım dökülüyor” gibi şikâyetler, basit bir yorgunluk değil; otoimmün bir hastalık olan Hashimoto tiroiditinin habercisi olabilir. Acıbadem Kartal Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Zeynep Ece Demirbaş, toplumda farkındalığın hâlâ yetersiz olduğu bu hastalığın, sadece erişkinlerde değil, artık ergenlerde ve genç erişkinlerde de yaygınlaştığını vurguluyor.

Hashimoto Nedir?

Hashimoto tiroiditi, bağışıklık sisteminin tiroit bezini hedef alarak iltihaplandırdığı otoimmün bir hastalıktır. Bu durum zamanla tiroit dokusuna zarar vererek, tiroit hormonlarının yetersiz üretimine (hipotiroidizm) yol açar. Yavaş ilerleyen ve belirtileri diğer hastalıklarla kolayca karıştırılabilen bu durum, tedavi edilmediğinde kardiyovasküler hastalıklar, infertilite (kısırlık) ve nadiren miksödem koması gibi ciddi komplikasyonlara neden olabilir.

Hashimoto’nun En Sık Gözlenen 10 Belirtisi:

Dr. Zeynep Ece Demirbaş, hipotiroidi gelişen Hashimoto hastalarında en sık şu belirtilerin görüldüğünü belirtiyor:

Sürekli halsizlik ve yorgunluk

Kilo verememe veya kilo alımı

Ciltte ve saçlarda kuruluk

Kabızlık

Depresyon ve motivasyon düşüklüğü

Yüz ve vücutta ödem

Kas ağrıları ve güçsüzlük

Cinsel istekte azalma

Adet düzensizlikleri

Soğuk hava hassasiyeti, yazın bile üşüme

Erken Tanı ve Tedavi Hayati Önem Taşır

Dr. Demirbaş, hastalığın çoğu zaman yavaş ilerlemesi nedeniyle tanı koymanın zorlaştığını, ancak TSH, serbest T4, anti-TPO ve anti-TG gibi laboratuvar testleriyle tanının netleştirilebileceğini belirtiyor. Hashimoto tiroiditi tanısı konulduktan sonra, tiroit hormon replasman tedavisiyle hormon düzeylerinin dengede tutulması, hastalığın komplikasyonlarını önlemede kilit rol oynar.

Sadece Genetik Değil, Çevresel Faktörler de Etkili

Hashimoto tiroiditinde yalnızca genetik değil; aşırı iyot tüketimi, sigara kullanımı, kronik stres, çevresel toksinler ve modern yaşam tarzı da etkili rol oynamaktadır. Ülkemizde özellikle kadınlarda erkeklere oranla 7 ila 10 kat daha sık görülmekte, her 10 kadından birinde bu hastalık saptanmaktadır.

Toplumsal Farkındalık Artmalı

Hashimoto tiroiditi, ilk kez 1912 yılında Japon cerrah Hakaru Hashimoto tarafından tanımlanmış ve ismini buradan almıştır. Günümüzde, artan farkındalığa rağmen birçok hasta, belirtileri başka nedenlere bağlayarak tıbbi yardım aramaktan uzak durmaktadır. Bu nedenle Dr. Demirbaş, toplumda farkındalığın artırılmasının, hastaların yaşam kalitesini yükseltmede büyük rol oynayacağını ifade ediyor.

Hatırlatma: Hashimoto tanısı alan hastaların, tedavi sürecinde ilaçlarını düzenli kullanmaları ve hekim kontrolünde doz ayarlaması yaptırmaları hayati önemdedir.