Genetik faktörler, yaş ve epigenetik değişiklikler kanser riskini artırıyor. Fakat uzmanlar, erken tanı ile kanserin artık çaresiz bir hastalık olmadığını ve kanserden değil geç kalmaktan korkulması gerektiğini belirtiyor.
Kanser, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen ve tedavisi zorlu bir hastalıktır. Ancak, günümüzde erken teşhis ve doğru tedaviyle birlikte, birçok kanser türü ile başarıyla mücadele edilebilmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl dünyada 20 milyon yeni kanser vakası saptanırken, hastalığa bağlı yaklaşık 10 milyon ölüm gerçekleşmektedir.
Kanser Bir Halk Sağlığı Sorunudur
LifeClub Sağlıklı Yaşam Hizmetleri Hekimi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Özge Faydalıel Balcı, 1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası’nda, hastalıkla ilgili şunlara dikkat çekti: “Kanser haftasını halkın kanser ile ilgili bilinçlendirilmesi, erken tanının öneminin vurgulanması açısından çok önemsiyoruz. Kanser, hücrelerin normal büyüme ve bölünme sürecinde vücudun savunma mekanizmalarından kaçarak otomatizma kazanması, bunun sonucunda kontrolsüz büyüme ve çoğalmasıdır. Bu tablonun ilerlemesiyle birlikte mevcut hücrelerin çoğalması ve başka organlara sıçraması metastaz ile sonuçlanır. Bu noktada hastalığın tedavisi ve kontrolü çok daha zordur. Bu anormal hücre çoğalması her dokuda ve her organda gelişebilir. Bu süreçlerde genetik ve epigenetik değişiklikler önemli rol oynamaktadır.
Kanser, dünyada ve ülkemizde, en sık ölüm nedenleri arasında kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer alan, özellikle geç tanı konduğunda bireyler ve aileler için maddi manevi ağır sonuçlar doğuran önemli bir halk sağlığı sorunudur. Dünya genelinde her beş erkekten birinde ve her altı kadından birinde hayatları boyunca kanser gelişebiliyor. Gelecek yıllarda dünya nüfusundaki artış ve beklenen yaşam süresinin uzaması ile insanların kansere yol açabilecek risk faktörlerine daha çok ve uzun süre maruz kalınması sonucunda, kanser sıklığında artış beklenmektedir. Dünyada en yaygın olan kanserler sırasıyla: meme, akciğer, kolon ve rektum, prostat, cilt ve mide kanserleridir.
Kansere neden olan risk faktörleri arasında tütün ve alkol kullanımı, fazla kilolu veya obez olmak, sebze ve meyveden fakir, lifsiz, sağlıksız beslenme alışkanlıkları, hareketsiz yaşam, hepatit B ve İnsan Papilloma Virüsü (HPV) gibi enfeksiyon hastalıkları sayılabilir. Bu risk faktörleri vücutta daha çok epigenetik değişikliklere yol açarak kanser riskini artırmaktadır.”
Bütünsel Sağlık Yönetimi ile Erken Tanı Mümkün
Etkin tarama yöntemleri ile erken teşhisin hayat kurtardığını belirten, Dr. Özge Faydalıel Balcı, “Kanser tedavisinde, yan etkisi düşük kemoterapi ilaçları ve tümör genetiğinin incelenerek kişiye özel tedavi imkanı tanıyan akıllı ilaç tedavileri ile yaşam süresi uzasa da, kanserin kontrol altına alınmasında hala en etkin yöntem risk faktörlerinin kontrol edilerek engellenmesi ve etkin tarama yöntemleri ile erken tanıdır.
Kansere bağlı ölümlerin yüzde elliye yakını risk faktörlerinden kaçınılması ve etkin tarama yöntemleri ile engellenebilir. Bu anlamda genetik risk faktörlerinin göz önünde bulundurularak bireyselleştirilmiş tarama yöntemlerine ek olarak beslenme, egzersiz, uyku ve stres faktörlerinin ayrıntılı değerlendirildiği ve kişiye özel yol haritalarının belirlendiği bütünsel sağlık yönetimi önem kazanmaktadır.
Bu noktada kişiye özel bütünsel sağlık yönetimi uygulamamız LifeClub üyelerinden aldığımız geri dönüşlere de değinmek istiyorum. Üyeliklerimiz kapsamında yer alan tüm vücut MR uygulaması ile özellikle erkeklerde prostat kanseri başta olmak üzere birçok kanser vakasını sıfırıncı evrede tespit ederek ameliyatsız, kolayca tedavi ettik” dedi.
Genel Taramaları İhmal Etmeyin
LifeClub Hekimi Dr. Özge Faydalıel Balcı, yaş ve genetik faktörler dikkate alınarak genel taramaların muhakkak yapılması gerektiğine de vurgu yaptı: “Genel tarama önerileri kadınlarda 20 yaşından itibaren kendi kendine meme muayenesi, 3 yılda bir hekim muayenesi ve 40 yaş sonrası mamografi ile yıllık kontrol, 20 yaş sonrasında yıllık jinekolojik muayene ve cinsel aktif kişilerde smear ve gereklilik halinde HPV inceleme, erkeklerde 50 yaş sonrasında yıllık PSA kontrolü ve ürolojik muayene, her iki cinsiyette 45 yaş sonrasında kolon kanseri açısından kolonoskopi ile tarama olarak sıralanabilir. Bu öneriler genel toplum tarama önerileri olmakla birlikte, genetik risk faktörlerinin ve kişisel sağlık özgeçmişinin ayrıntılı değerlendirilerek kişiye özel bir tarama programının oluşturulması ve gereklilik halinde genetik danışmanlık alınması, erken evrede yakalamak ve hastalığın kontrolü açısından önem arz etmektedir.”
Risk Faktörlerini Önlemek İçin Ne Yapmalı?
Kanserden korunmak için öncelikle sigara ve alkolden mümkün olduğunca uzak durmak gerektiğinin altını çizen Life Club Hekimi Dr. Özge Faydalıel Balcı, risk faktörlerinden korunmak için yapılması gerekenleri de şöyle anlattı: “İdeal kilonuzu koruyun. Kilo artışı özellikle kadınlarda meme ve endometriyum kanser riskini önemli oranda artırmaktadır. Sebze ve meyve ağırlıklı, liften ve polifenolden zengin renkli beslenmeye özen gösterin. Kırmızı et tüketiminizi kısıtlayın ve mümkün ise işlenmiş et tüketiminden kaçının. Gün içinde uzun süre hareketsiz kalmaktan kaçınırken, düzenli egzersiz yapmaya özen gösterin. Özellikle haftalık toplamda 150 dakika olacak şekilde tempolu yürüyüş egzersiz ihtiyacınızı karşılayacaktır. Enfeksiyon hastalıkları açısından hepatit B ve HPV açısından aşılama ve rutin kontrollerinizi ihmal etmeyin. Stresin kontrol altına alınmasına destek olarak vücudunuzun koruyucu mekanizmalarının sağlıklı çalışması için düzenli ve yeterli uyumaya özen gösterin.”