SurgerySurgery

Covid-19 pandemi sürecinin başlangıcında laparoskopik ve robotik ameliyatlar, hem hastalar hem de sağlık çalışanları açısından risk oluşturması nedeniyle durdurulmuştu. Ülkemizdeki cerrahi derneklerin ortak kararı ile sadece acil olan ve açık ameliyatlar yapılabilmekteydi. Ancak Memorial Bahçelievler Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Ediz Altınlı’nın geliştirdiği sistem ile bu ameliyatların dünyada ilk kez yeni tip koronavirüse karşı da güvenle yapılabilmesi sağlandı. Prof. Dr. Ediz Altınlı, laparoskopik ve robotik ameliyatlarda karbondioksit tahliyesinin koronavirüs riski olmadan gerçekleşmesini sağlayan “Altınlı Virüsten Koruma” anlamındaki “AltvirGuard” filtreleme sistemi hakkında bilgi verdi.

Laparoskopik işlemler sırasında karbondioksit tahliyesi artık virüs yayılımı için risk oluşturmuyor

Pandemi kapsamındaki geçtiğimiz 3 aylık dönemde dünyada yaklaşık 3 milyon 750 bin ameliyat ertelendi ya da ötelendi. Bu operasyonların içinde kanser tedavileri de bulunuyor. Sürecin ilk günlerinde sağlık hizmetleri yalnızca acil durumlar için devam etmekteydi ancak normalleşme devam ederken tüm cerrahi müdahaleleri yapılabilir duruma geldi. Prof. Dr. Ediz Altınlı, laparoskopik ve robotik ameliyatların çok önemli bir konfor sunduğunu, bu nedenle de mutlaka yapılması gerektiğini düşündüğünü belirterek, sistemi şöyle özetliyor: “Kapalı ameliyat tekniklerini güvenle uygulayabilmek adına Memorial Bahçelievler Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü olarak hem hastalarımızın hem sağlık çalışanlarımızın güvenliği için bir sistem geliştirdik. Laparoskopik ve robotik ameliyatlarda karbondioksit şişirme sistemi kullanılıyor. Yani hastanın karnı karbondioksit gazı ile şişiriliyor, kullanılan aletlerle birlikte ameliyat bölgesinde rahat bir şekilde çalışılabiliyor. Operasyonun sonunda bu gazın tahliyesi esnasında partiküllerin havada serbestleşmesi nedeniyle virüsün ameliyathanede yayılması ve sağlık çalışanlarına bulaşması söz konusu olabiliyor. Ancak bu yeni sistemle laparoskopik işlemler sırasında karbondioksit tahliyesi artık virüs yayılımı için herhangi bir risk oluşturmuyor. Bu, operasyonlarımızı hem hastalarımız, hem hastanemiz hem de sağlık çalışanlarımız için daha güvenli hale getirdiğimiz anlamına geliyor. Böylelikle hastalarımız öteleyemeyecekleri cerrahi işlemleri ve sağlık hizmetlerini gönül rahatlığıyla alabiliyor.”

“Safra kesesi, fıtık, kolon gibi birçok operasyonu sorunsuz gerçekleştirdik”

Laparoskopik ve robotik ameliyatlar sayesinde operasyonlar daha kısa sürede gerçekleşiyor, ağrı, kanama ve komplikasyon riski minimuma iniyor, hastalarımız hastanede daha kısa süre kalıyor ve günlük yaşama dönüşleri daha hızlı oluyor. Prof. Dr. Altınlı, bu operasyonlar durdurulduğunda hastaların tüm bu avantajlardan yararlanamadığını ve bu durumun çözümü ile ilgili kapsamlı araştırmalar yaparak “AltvirGuard” filtreleme sistemini hayata geçirdiklerini belirterek, “İngilizcede “huqqa” adı verilen nargile sistemindeki süzme düşüncesinden yola çıkarak bir filtrasyon sistemi geliştirdik. Karın içi periton sıvılarında Covid 19’un patojeni olan SARS CoV 2 yaklaşık 10 kat daha fazla bulunuyor ve bu tür ameliyatlarda bulaşıcılık oranının çok daha yüksek olduğu biliniyor. Bunun için karbondioksiti temiz olarak dışarı atma adına aspiratöre bağlanan bir sistem geliştirdik. Basit olarak göğüs cerrahisinde toraks

Doctors running for the surgery

tüpü adı verilen tüp kullanılarak yapıldı. İçerisine belirli derişikte sodyum hipoklorit adı verilen çamaşır suyu koyularak ilk gelen karbondioksit gazının bu çamaşır suyunun içerisinden pulverizasyon yöntemiyle geçmesi sağlandı. Daha sonra çıkan gazı anestezi makinelerindeki filtrasyon sistemlerine takarak %99.9 virüsü süzerek dışarı atmayı başardık. Bu sayede çiftli koruma sağlanıyor. Çok prototip bir sistem oldu. Bu sistemin en büyük avantajı her koşulda laparoskopik ya da robotik cerrahi yapmaya imkan vermesidir. Çünkü kullanımı çok kolay ve düşük maliyetli bir sistemdir. Bir toraks tüpü, bir antiviral filtre ve tam olarak çamaşır suyu ile yapılabilen bir sistem oldu. Bu uygulamalar ile pandeminin en majör geliştiği günlerde bile safra kesesi, fıtık, kolon ameliyatı gibi birçok ameliyat gerçekleştirdik. Operasyonların sonucunda bulaşa dair hiç bir bulguya rastlanmadı ve hastalarımız konforlu bir süreç yaşayarak sağlıklarına kavuştu” diyor.

Çamaşır suyu kullanıldığı için dünyada başka örneği yok

Prof. Dr. Altınlı, sistemin bu şekliyle ülkemizde ve dünyada bir ilk olduğunu şu sözlerle aktarıyor: “Prototip olarak yapılan bu sistem taşınma açısından uzun vadede çok pratik olmadığından ve her seferinde atık madde olarak ayrılıp yenisinin yapılması gerektiğinden bu mekanizmayı geliştirerek, fabrikasyon olarak üretilebilecek kullanışlı ufak bir kutu haline getirdik. Aynı filtrasyon sistemini ve çamaşır suyunu pulverize eden nargile sistemini küçük bir kutunun içine yerleştirerek yeni bir model geliştirdik. “AltvirGuard” filtreleme sistemine benzer filtrasyon sistemleri dünyada bulunuyor ancak çamaşır suyu kullanılan bir örneği yok. Çamaşır suyunun virüsü tamamen yok etme özelliği var. Alkolün de böyle bir işlevi bulunmakta ancak uçucu olduğu için uzun süren ameliyatlarda kalıcı olmayacağını düşünerek alkol kullanmadık. Hidrojen peroksit de aynı kullanımda fakat o da çok fazla köpürdüğü için tercih etmedik ve bu sisteme en uygun olan çamaşır suyunu kullandık.”

“Amacımız bu zor dönemde tüm insanlığa faydası olacak işler yapmak”

Sistem Memorial Bahçelievler Hastanesi’nde genel cerrahi, kadın doğum ve üroloji bölümlerindeki laparoskopik ve robotik ameliyatlarda aktif olarak kullanılıyor ve yakın zamanda uygulamanın dünyaya açılması planlanıyor. Prof. Dr. Ediz Altınlı bu süreci şu sözlerle anlatıyor: “Farklı sağlık kuruluşlarındaki hekim arkadaşlarımızdan da talep gelmeye başladı. Üretici firmamızın onlar için de temin etmesini sağladık. Patent başvurumuz yapıldı. Amerika’da çok saygın bir dergide yayına alınmak üzere kabul edildi. Sistemin yurtdışında gösterilmesi çok önemli bir nokta çünkü tüm dünyanın okuyup faydalanması gerekiyor. Amacımız bu zor dönemde tüm insanlığa faydası olacak işler yapmak. Tamamen yerli bir üretim olması da bir diğer önemli nokta. Aynı zamanda sadece Covid dönemi için değil tüm bulaşıcı hastalıkların varlığında kullanılabilecek, sürekliliği olan bir cihaz ortaya çıktı. Bu nedenle hem hastalarımıza hem de insanlığa faydalı olabilecek uzun soluklu bir teknoloji olduğunu düşünüyorum.”