📝 Editoryal Not:
Miyomlar, kadınların yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilen ve jinekolojik pratiğin önemli bir parçası olan iyi huylu tümörlerdir. Bu basın bülteni, miyomlarla ilgili sık sorulan sorulara bilimsel temelli yanıtlar verirken, güncel tanı ve tedavi yöntemlerini de sağlık profesyonellerinin dikkatine sunuyor. Özellikle laparoskopik ve histeroskopik tedavi yaklaşımlarına dair detaylar, hasta yönetimi açısından değerli bilgiler içermektedir.

Kadınların yaklaşık dörtte birinde görülen miyomlar (uterin leiomyomlar), uterus duvarındaki düz kas hücrelerinin benign (iyi huylu) proliferasyonlarıdır. Acıbadem Fulya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum, Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Hüsnü Görgen, miyomların özellikle 30 yaş ve üzerindeki kadınlarda yaygın görüldüğünü ve 50 yaş üzeri kadınlarda prevalansın %70’e ulaşabildiğini belirtmektedir.

Miyomların etiyolojisinde genetik yatkınlık, hormonal değişiklikler, obezite ve yaşam tarzı faktörleri önemli rol oynamaktadır. Aile öyküsü olan bireylerde miyom görülme riski 2,5 kat artmaktadır. Bu nedenle, düzenli jinekolojik muayeneler, miyomların erken tanısı ve komplikasyonların önlenmesi açısından kritik öneme sahiptir.

Miyomlar Kansere Dönüşebilir mi?
Uterin miyomlar çoğunlukla benign karakterlidir ve malign transformasyon riski %0,1’in altındadır. Menopoz öncesi dönemde belirgin büyümeye rağmen genellikle düşük riskli kabul edilir. Ancak, menopoz sonrası ortaya çıkan yeni miyomlar veya eşlik eden ağrı ve anormal uterin kanama durumlarında malignite açısından ileri değerlendirme önerilir.

Miyomların Fertilite Üzerine Etkisi
Miyomların fertilite üzerine etkisi, yerleşim yerine bağlı olarak değişiklik gösterir. Endokaviter (rahim iç boşluğuna yönelik) miyomlar implantasyonu engelleyerek gebelik oranlarında yaklaşık %70’e varan azalmaya neden olabilir. Bu tip miyomların cerrahi olarak çıkarılması doğurganlığı artırabilir. Subseröz (rahim dışına doğru büyüyen) miyomlar ise genellikle fertiliteyi olumsuz etkilemez.

Miyom Tedavisinde Modern Yaklaşımlar
Tedavi yaklaşımı; miyomun büyüklüğü, lokalizasyonu, semptomların şiddeti, hastanın yaşı ve çocuk sahibi olma isteğine göre bireyselleştirilmelidir.
Günümüzde öne çıkan tedavi yöntemleri şunlardır:

İlaç ve hormon tedavileri: Geçici semptom kontrolü sağlar.

Laparoskopik miyomektomi: Minimal invaziv cerrahi yöntem ile daha az kan kaybı ve hızlı iyileşme avantajı sunar.

Histeroskopik miyomektomi: Özellikle endokaviter miyomların tedavisinde kullanılır; rahim içine endoskopik girişimle miyomların çıkarılması sağlanır.

Histerektomi: Çocuk isteği olmayan hastalarda, semptomatik büyük miyomlar için kalıcı çözüm sunabilir.

Miyomların Tekrarlama Riski
Miyomlar cerrahi olarak çıkarılsa bile, özellikle hormonal dengesizlik devam ediyorsa yeni miyom oluşumu görülebilir. Miyom sayısı arttıkça rekürrens (nüks) riski de artmaktadır. Bu nedenle tedavi sonrası hastalara düzenli takip ve yaşam tarzı düzenlemeleri (sağlıklı beslenme, kilo kontrolü, egzersiz vb.) önerilmektedir.

Gebelikte Miyomların Yönetimi
Gebelik sırasında miyom görülme sıklığı %2-10 arasında değişmektedir. Bu dönemde miyomlar genellikle büyüme eğilimi gösterse de çoğunlukla gebeliğin sağlıklı şekilde devam etmesine engel olmaz. Miyomların yerleşimi, sayısı ve büyüklüğüne göre doğum şekli planlanmalı; bazı durumlarda sezaryen tercih edilebilir. Gebelikte ağrı kontrolü hekim gözetiminde yapılmalıdır.

Risk Faktörleri ve Korunma Önerileri
Yüksek vücut kitle indeksi, kırmızı et ağırlıklı beslenme ve sedanter yaşam tarzı miyom gelişim riskini artıran faktörler arasındadır. Yapılan araştırmalarda her 10 kg’lık kilo artışının miyom riskini %21 artırdığı; buna karşılık yeşil sebzelerden zengin, lifli beslenmenin ve düzenli egzersizin koruyucu etkisi olduğu gösterilmiştir.

Uterin miyomların erken tanı ve yönetimi, kadın sağlığının korunmasında temel bir unsurdur. Minimal invaziv cerrahi tekniklerin gelişmesi, hem hasta konforunu artırmakta hem de iyileşme sürecini hızlandırmaktadır. Miyomlara multidisipliner yaklaşım, hasta bazlı tedavi planlaması açısından büyük önem taşımaktadır.