📝 Editoryal Not:
Multipl Skleroz (MS), genç erişkinlerde en sık görülen nörolojik hastalıklardan biridir ve hem hasta hem de sağlık sistemi açısından önemli bir yük oluşturmaktadır. Bu basın bülteni, MS tedavisinde son yıllarda geliştirilen ilaç ve rehabilitasyon yöntemlerini, kişiselleştirilmiş yaklaşımları ve umut vadeden araştırmaları özetleyerek sağlık profesyonellerine güncel bir bakış sunmayı hedeflemektedir.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, Multipl Skleroz (MS) tedavisinde son yıllarda yaşanan gelişmeleri ve yeni tedavi yaklaşımlarını değerlendirdi.

İlaç Tedavisinde Yeni Ufuklar

MS tedavisinde immünomodülatör ilaçlar ve biyolojik tedaviler, hastalığın inflamasyonunu azaltarak atak sıklığını ve ilerleme hızını yavaşlatmaktadır. Özellikle oral tedavi seçenekleri, hastaların tedaviye uyumunu kolaylaştırmakta ve tedavi süreçlerini daha erişilebilir kılmaktadır.

Prof. Dr. Tarlacı, “Hematopoetik kök hücre tedavisi (HSCT), bağışıklık sistemini sıfırlayarak hastalığın ilerlemesini durdurmayı hedefleyen yenilikçi bir yöntemdir. Özellikle tedaviye dirençli MS vakalarında umut verici bir seçenek olarak öne çıkmaktadır.” dedi. Ayrıca yeni biyomarkerların ve kişiselleştirilmiş tedavi yaklaşımlarının, tedavi yanıtını daha hızlı ve doğru şekilde değerlendirmeye olanak sağladığını belirtti.

Rehabilitasyonda Teknoloji Desteği

MS tedavisinde ilaçların yanı sıra rehabilitasyonun da kritik rol oynadığını vurgulayan Tarlacı, robotik terapi ve telerehabilitasyon gibi yeni nesil yöntemlerin, hastaların fiziksel işlevlerini ve yaşam kalitelerini artırdığını ifade etti.

“Fizyoterapi, MS hastalarının kas gücünü artırarak denge ve hareketliliği geliştirmeye yardımcı olurken; ergoterapi, günlük yaşamda bağımsızlığı destekler ve yorgunlukla başa çıkmayı sağlar. Bu sayede hastalar ev, iş ve sosyal yaşamda daha aktif rol alabilirler.” dedi.

Araştırmalarda Yeni Yönelimler

MS tedavisinde gelecek vadeden alanlardan biri de remyelinizasyon araştırmalarıdır. Miyelin kılıfının yeniden oluşturulmasına yönelik tedavi stratejilerinin, hastalığın ilerlemesini durdurabileceği ve geri dönüş sağlayabileceği öngörülmektedir.

Ayrıca son yıllarda yapılan çalışmalar, mikrobiyomun MS gelişimi ve seyri üzerindeki rolünü araştırmaktadır. Bağırsak florasındaki değişikliklerin bağışıklık sistemi üzerinden hastalık gelişimini etkileyebileceğini belirten Prof. Dr. Tarlacı, “Mikrobiyomun düzenlenmesi, MS tedavisinde yeni bir alan açabilir ve bağışıklık sistemini dengeleyen tedavi stratejilerinin geliştirilmesine katkı sağlayabilir.” dedi.

Multidisipliner Yaklaşımın Önemi

MS’in yalnızca nörolojik değil, aynı zamanda psikolojik ve fonksiyonel boyutları olan bir hastalık olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tarlacı, fizyoterapi, ergoterapi ve psikolojik desteğin multidisipliner yaklaşımda vazgeçilmez olduğunu belirtti. Erken tanı, uygun ilaç seçimi ve destekleyici tedaviler ile hastaların yaşam kalitesinde önemli iyileşmeler sağlanabilmektedir.