Atina Merkez Ofisi Artık İstanbul’da
Novo Nordisk Ortadoğu bölgesini İstanbul ofisinden yönetmeye başladı.
Şirketin üst yöneticisi Lars Rebien Sorensen, “Türkiye, bölge ülkeleri için önemli bir rol model haline geldi. Biz de Atina’daki merkezi İstanbul’a kaydırdık.” dedi.
İstanbul, Coca-Cola, Pepsi-Co, Unilever, Henkel, Microsoft, İntel, Adobe ve BSH gibi uluslararası şirketlerin ardından ilaç sektöründe de Ortadoğu ve Afrika bölgesinin yönetim üssü haline gelmeye başladı. Diyabet ilaçları alanında dünyanın en büyük üreticilerinden Danimarka merkezli Novo Nordisk, daha önce Yunanistan’ın başkenti Atina’da bulunan Ortadoğu bölgesi yönetim ofisini İstanbul’a taşıdı. Şirket bölgeyi artık İstanbul’dan yönetiyor. Türkiye’nin Ortadoğu’ya liderlik eden bir ülke olduğunu belirten Novo Nordisk’in CEO’su (üst yönetici) Lars Rebien Sorensen, bu sayede şirketin bölgenin yönetim merkezini İstanbul’a kaydırdıklarını belirtti. Sorensen, “Bunu yapmanızın tek sebebi, Türkiye’nin güzelliğini görmüş olmak. Türkiye, bölge ülkeleri için önemli bir rol model haline geldi.” dedi.
Türkiye’nin son yıllarda hemen her alanda çok ciddi mesafe aldığını ve ülkede çok büyük değişiklikler olduğunu ifade eden Sorensen, özellikle sağlık alanında yapılan reformlardan övgüyle bahsetti. Üst yönetici, “Türkiye’nin sağlıkta çok hırslı hedefleri var. Özellikle bütün halkını ücretsiz şekilde sosyal güvenlik kapsamına alma gibi hırslı bir hedefi olduğunu görüyorum.” değerlendirmesini yaptı. Bu durumun bir taraftan da sağlık maliyetlerini artırdığını dile getiren Sorensen, “Bu açıdan baktığımızda ilaç fiyatlarında özellikle düşüşler yaparak maliyetleri aşağı çekme yönünde devletin birtakım politikaları olduğunu izliyorum. Bunu saygıyla karşılıyorum tabii ki. Ancak tek taraflı uygulanan bu sistem uzun dönemde devlete fayda getirmeyebilir.” ifadelerini kullandı.
Ankara’da Sağlık Bakanlığı ve SGK yetkilileriyle görüşmeler yapan Novo Nordisk’in CEO’su Sorensen, bürokratlara maliyetleri azaltmak için rasyonel ilaç kullanımının teşvik edilmesini önerdiğini bildirdi. Lars Rebien Sorensen, “Özellikle ilacın dağıtımını sağlayan kanallara bakılması gerektiğini, eczane ayağında da ilacın yanlış kullanımını önleyecek eğitimli kadroların olabileceğini ifade ettim.” şeklinde konuştu. SGK, geçen yıl fiyatlarda yaptığı indirimle ilaca 3 milyar TL daha az ödeme yapmıştı. Sorensen, bundan sonra yapılacak yeni bir indirime ise razı olmayacaklarını kaydetti.
Türkiye’de diyabet ilaçları fiyatlarının dünyadaki en ucuz fiyatlardan biri olduğunu vurgularken, “Şu anda Türkiye’deki fiyatlar Yunanistan’ın yüzde 33 altında.” dedi. Türkiye’de ilaca harcanan paranın sağlık harcamaları içindeki payının dünya ortalamasına göre yüksek olduğunun hatırlatılması üzerine de, “Türkiye’de her evde adeta bir eczane var; çünkü her şey bedava. Dünyada ise bedava olan hiçbir şey yok.” eleştirisinde bulundu.