Rahim ağzı (Serviks) kanseri, kadınlar arasında en sık görülen 4. kanser türü olarak dikkat çekiyor. Rahim Ağzı Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında hastalık hakkında bilgiler veren Jinekoloji ve Obstetrik Tartışmalı Konular Derneği Başkanı Prof. Dr. Nejat Özgül ve Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Faruk Köse, Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) önerileri doğrultusunda birincil korunma HPV (İnsan Papilloma Virüsü) aşısı, ikincil korunma rahim ağzı kanserinin HPV testi ile taranması ve üçüncül korunma kanser öncesi lezyonlar ve kanserin uygun tedavisi ile rahim ağzı kanserinin önlenebileceğini söylüyorlar. HPV aşısının rahim ağzı kanserinin %90’ından sorumlu HPV tipleri ve siğillere neden olan HPV tipleriyle toplam 9 HPV tipine karşı %100 koruma sağladığını belirten Özgül ve Köse, “HPVsizgelecek” mümkün diyorlar.
Rahim ağzı farkındalık ayı kapsamında açıklamalarda bulunan Jinekoloji ve Obstetrik Tartışmalı Konular Derneği Başkanı Prof. Dr. Nejat Özgül ve Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Faruk Köse konuyla ilgili, “HPV, hem kadınlarda hem de erkeklerde görülen, yaygın ve önemli sağlık sorunlarına yol açabilen bir enfeksiyon ajanıdır. 200’e yakın tipi bulunan HPV, yaklaşık 35-40 tipiyle kadın ve erkeklerin genital bölgelerinde, makatlarında, baş-boyun bölgesinde enfeksiyon oluşturur ve bunların 15’i kansere neden olabilen “yüksek riskli” tiplerdir. Kadınlarda yaşam boyu HPV enfeksiyonu geçirme oranı %85, erkeklerde ise %91 olarak kaydedilmektedir. Bu oranlar, enfeksiyonun ne kadar yaygın olduğunu göstermektedir. HPV ile ilişkili hastalıklar arasında kadınlarda rahim ağzı, vulva, makat, vajina kanserleri ve bu kanserlerin öncesinde oluşan lezyonlar, tekrarlayan solunum yolu papillomları, makat ve dış genital organ siğilleri yer alır. Erkeklerde ise baş-boyun, makat, erkeklik organı kanserleri ve kanser öncesi lezyonlar, tekrarlayan solunum yolu papillomları, makat ve dış genital organ siğilleri HPV ile ilişkilidir” dediler.
HPV virüsü 15 yıl boyunca belirti vermeyebilir
Prof. Dr. Nejat Özgül ve Prof. Dr. Mehmet Faruk Köse, “HPV, kadınlarda 1.5-2 saat içinde rahim ağzına yerleşebilir ve ortalama 7-8 yıl içinde kanser öncesi lezyonlara neden olabilir (en erken 1.5 yıl, en geç 15 yıl).
Ancak HPV enfeksiyonu taşıyan 100 kadından yalnızca 1’i, takip ve tedavi edilmediği takdirde kansere ilerleme riski taşır; dolayısıyla her HPV enfeksiyonu kansere yol açmaz. Erkeklerde ise virüs genellikle 6 ay içinde temizlenir. Virüs, 37 derece sıcaklığa ihtiyaç duyduğu için tuvalet, hamam, havuz veya deniz gibi ortamlardan bulaşmaz. Virüsün temel bulaşma yolu cinsel temastır. Prezervatif tam koruma sağlamaz. Ayrıca HPV enfeksiyonu geçirmiş kişiler doğal bağışıklıkla virüse karşı korunmaz.
Ancak rahim ağzı kanseri önlenebilir bir kanserdir. Bu koruma üç düzeyde sağlanabilir: birincil korunma HPV aşısı, ikincil korunma rahim ağzı kanseri taramaları ve üçüncül korunma kanser öncesi lezyonların veya kanserin uygun şekilde tedavi edilmesidir” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü’nün 90/70/90 Politikası ile rahim ağzı kanseri ortadan kaldırılabilir
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ), rahim ağzı kanserini bir halk sağlığı sorunu olarak ortadan kaldırmak için 2020 yılında Rahim Ağzı Kanseri Eliminasyon Programını başlattığını[2] ve program kapsamında WHO ve Avrupa Birliği’nin önde gelen dernekleri, 2030 yılına kadar tüm dünya ülkelerinde 90/70/90 politikasının uygulanmasını hedeflediğini belirten Prof. Dr. Nejat Özgül ve Prof. Dr. Mehmet Faruk Köse, “Bu politikanın hedefleri; 15 yaşından önce kız ve erkek çocukların %90’ının HPV aşısı olması, kadınların %70’inin hayatlarında en az iki kez HPV testiyle taranması ve kanser öncesi lezyonlara veya kansere sahip kadınların %90’ının uygun tedavi almasıdır. Bu hedeflere ulaşılması durumunda, 2120 yılı itibarıyla rahim ağzı kanseri tamamen ortadan kaldırılabilir” dediler.
HPV aşıları rahim ağzı kanserine karşı etkili koruma sağlar
HPV aşısı rahim ağzı kanserinin %90’ından sorumlu olan ve siğillere neden olan 9 HPV tipine karşı %100 koruma sağladığı bilgisini paylaşan Prof. Dr. Nejat Özgül ve Prof. Dr. Mehmet Faruk Köse, “Ancak, kalan %10’luk risk, aşının içerisinde bulunmayan yüksek riskli diğer tiplerden kaynaklanabilir. HPV enfeksiyonu geçirmiş veya anormal smear sonucu olan kadınlara da aşı yapılması önerilir ve hatta bu durumlarda aşı, hastalığın tekrarlama riskini azaltır. Aşı sadece genç kızlara değil, 9 yaşından itibaren kız ve erkek çocuklara, yaş üst sınırı olmadan ileri yaş kadınlara ve 45 yaşına kadar erkeklere de yapılabilir. 15 yaşından küçük çocuklara iki doz, erişkinlere ise üç doz uygulanması gerekir ve hatırlatma dozu gerekmez. Aşı, canlı ya da ölü virüs içermediği için enfeksiyon veya kansere yol açmaz; yalnızca aşı yerinde kızarıklık, ağrı, hafif ateş veya baş dönmesi gibi yan etkiler görülebilir” dediler.
Rahim ağzı kanseri taraması da en az aşı kadar önemlidir
Rahim ağzı kanseri taramasının da en az aşı kadar önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Nejat Özgül ve Prof. Dr. Mehmet Faruk Köse, “Bu taramalar, kanser öncesi lezyonları kanser gelişmeden 15-20 yıl önce tespit etme imkânı sunar. Smear testi %47 yanılma payına sahipken, HPV testi en etkili tarama yöntemidir. Türkiye, rahim ağzı kanseri taramasında dünya çapında örnek bir uygulama sergileyerek, 2014 yılında primer HPV testine başlamıştır. Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı’nın tarama programına göre, kadınlar 30 yaşından önce taranmaz; HPV sonucu negatifse, 5 yılda bir tarama yeterlidir ve smear ya da HPV testi asla yılda bir alınmamalıdır. Ayrıca, son iki veya üç test normalse, 65 yaşından sonra tarama yapılmasına gerek duyulmaz. Bu kapsamlı yaklaşım, rahim ağzı kanseri ve HPV ile ilişkili hastalıkların önlenmesinde kritik bir rol oynamaktadır” ifadelerini kullandılar.
Anormal smear sonucu kanser başlangıcı anlamına gelmez
Prof. Dr. Nejat Özgül ve Prof. Dr. Mehmet Faruk Köse, “Anormal smear sonucu ve alınan biyopsi sonucu CIN (servikal intraepitelyal neoplazi) tespit edilmesi, kesinlikle kanser veya kanser başlangıcı anlamına gelmez. CIN2-3’ü olan kadınların tedavi edilmediği durumda bile yalnızca %10’u, yani 10 kadından 1’i, yaklaşık 15-20 yıl sonra kansere ilerler. Bu risk genellikle sigara içen kadınlarda daha yüksektir.
HPV farkındalığını artırmak için “HPV’siz Gelecek” isimli kampanya
Jinekoloji ve Obstetrik Tartışmalı Konular Derneği olarak “HPV’siz Gelecek” kampanyasını yürüttüklerini belirten Özgül ve Köse, bu kapsamda hazırladıkları web sitesinden konu ile ilgili detaylı bilgiye ulaşılabileceğini ifade ettiler.