📝 Editoryal Not:
Sepsis, hızlı ilerleyen ve saatler içinde yaşam kaybına yol açabilen kritik bir sağlık sorunudur. Bu basın bülteni, sağlık profesyonelleri ve kamuoyuna sepsisin tanınmasındaki “altın saat” önemini hatırlatmakta, erken müdahalenin mortalite oranlarını dramatik şekilde azaltabileceğini vurgulamaktadır. Türkiye’deki verilerle küresel verilerin karşılaştırılması, sepsisin ulusal ölçekte de ciddi bir sağlık yükü oluşturduğunu ortaya koymaktadır.
Sepsis, bağışıklık sisteminin enfeksiyona karşı verdiği kontrolsüz yanıt sonucu gelişen ve organ yetmezliğine yol açabilen yaşamı tehdit eden bir klinik tablodur. Dünya genelinde her yıl yaklaşık 50 milyon kişinin etkilendiği, 13,7 milyon kişinin ise hayatını kaybettiği bilinmektedir. Tüm yaşam kayıplarının %20’sinin sepsis kaynaklı olması, sorunun küresel ölçekte ciddiyetini ortaya koymaktadır.
Sepsiste “Altın Saat” Hayati Önem Taşıyor
Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Yoğun Bakım Uzmanı Prof. Dr. Sibel Temür, sepsisin hızla ilerleyen doğası nedeniyle tanı ve tedavide her gecikilen saatin ölüm riskini artırdığını belirterek şu bilgileri verdi:
- Sepsiste ilk 1 saat içinde antibiyotik başlanması uluslararası kılavuzlarda önerilmektedir.
- Antibiyotik uygulamasındaki her 1 saatlik gecikme, yaşam şansını %7,6 azaltmaktadır.
- Erken müdahale ile mortalite oranı %60’tan %20’ye kadar düşebilmektedir.
Türkiye’de Durum
Türkiye’de ulusal sepsis kayıt sistemi henüz tam olarak güçlenmemiş olsa da, 2018 yılında 132 yoğun bakım ünitesinde yapılan nokta prevalans çalışmasına göre sepsis mortalitesi %55,8, septik şok mortalitesi %71,1 olarak bildirilmiştir. Bu veriler, sepsisin ülkemizde de ciddi bir sağlık yükü oluşturduğunu göstermektedir.
Belirtiler ve Risk Grupları
Sepsisin en önemli belirtileri; yüksek ateş, titreme, hızlı solunum, taşikardi, düşük kan basıncı, bilinç bulanıklığı ve idrar miktarında azalma olarak öne çıkmaktadır. Özellikle 60 yaş üstü bireyler, bir yaş altı bebekler, bağışıklık sistemi baskılanmış hastalar, diyabet veya kronik organ hastalıkları olanlar ve kanser tedavisi gören kişiler yüksek risk altındadır. Gebeler ve doğum sonrası dönemdeki kadınlarda da risk artmaktadır.
Tanı ve Tedavide Güncel Yaklaşımlar
Sepsis tanısında tek bir altın standart test bulunmamakta; tanı klinik değerlendirme ile laboratuvar parametrelerinin (CRP, prokalsitonin, kan kültürü vb.) birlikte yorumlanmasıyla konulmaktadır. Güncel araştırmalarda, yapay zekâ destekli algoritmalar ve hızlı tanı kitleri ile sepsis tanısının dakikalar içinde konulması hedeflenmektedir.
Antibiyotik Direnci Önemli Bir Engel
Sepsis tedavisinde en büyük engellerden biri antibiyotik direncidir. Türkiye, Avrupa’da antibiyotik direnç oranlarının en yüksek olduğu ülkelerden biridir. Bu durum, etkin antibiyotiklere ulaşmayı geciktirmekte ve mortaliteyi artırmaktadır. Uzmanlar, gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınılması gerektiğini, antibiyotik tedavisinde doğru ilaç ve dozun hayati önem taşıdığını vurgulamaktadır.
Önleme: Doğru Bilgi ve Farkındalık
Sepsisin önlenmesinde en kritik adımlar; el hijyenine dikkat edilmesi, gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınılması, aşılanma ve düzenli sağlık kontrolleridir. Prof. Dr. Temür, “Sepsisi önlemenin yolu enfeksiyonun önlenmesinden, bağışıklık sisteminin korunmasından ve erken tanı için farkındalığın artırılmasından geçmektedir” diyerek sözlerini tamamladı.