• Yeni kardiyovasküler görüntüleme ve bilgi sistemi hasta bakımında daha olumlu sonuçlar alınmasını sağlıyor.
• Gerçek-zamanlı 3D ekokardiyografiyle klinik uygulamalarda büyük avantajlar sunuluyor.
• Karmaşık girişimler sırasında bile stentler doğru bir şekilde konumlandırılabiliyor.
• En yeni SPECT sistemiyle dört dakikada kardiyak görüntüleme elde ediliyor.
Kalp krizi, inme ve koroner kalp hastalığı gibi kardiyovasküler hastalıklar uzun yıllardır dünyanın her yerinde en yaygın ölüm nedenlerinden birini oluşturuyor. Medikal görüntülemedeki gelişmeler, daha erken evrelerde bile sağlam tanılara ulaşmaya yardımcı olarak ve etkili girişimsel tedaviyi mümkün kılarak bu hastalıklara karşı mücadelede önemli bir rol oynuyor. Bu çerçevede Siemens Sağlık, 29 Ağustos-2 Eylül tarihleri arasında Londra’da düzenlenen Avrupa Kardiyoloji Derneği (ESC / European Society of Cardiology) Kongresi’nde anjiyografi, ultrason, manyetik rezonans tomografisi ve bilgisayarlı tomografi alanlarında, “Daha çok kardiyoloji, daha az kalp ağrısı” temasıyla yenilikçi IT çözümleri ve medikal görüntüleme sistemlerini tanıttı. Bu sistemler doktorlara, kardiyovasküler hastalıklara daha erken bir evrede tanı koyma, hastaya en uygun tedavileri yapılandırma ve girişimleri güvenli bir şekilde gerçekleştirme konusunda yardımcı oluyor.
Yeni kardiyovasküler görüntüleme ve bilgi sistemiyle hasta bakımında daha olumlu sonuçlar
Hastaneler üzerindeki gittikçe büyüyen maliyet baskısı, kardiyologların iş süreçlerini basitleştirmelerini gerektiriyor. Bu nedenle Siemens, sadece kardiyovasküler hastalıkların tanısı için değil, aynı zamanda da sağlık çalışanları üzerindeki idari yükü azaltmak ve sonuç odaklı yönetim kararlarında mümkün olan en iyi desteği sunmak için, başarısı kanıtlanmış Syngo Dynamics kardiyovasküler bilgi sistemini (CVIS / cardiovascular information system) daha da sadeleştirdi. Yapılan iyileştirmelerde odak noktaları, okuma ve raporlama özellikleri ve elektronik sağlık kaydı (EHR / electronic health record) sistemi gibi başka sistemlerle birlikte çalışabilirlik ve bunlara entegrasyon oldu. Farklı sistemler arasındaki veri alışverişi, verimliliğin artırılmasını ve bakım hizmetlerinden daha iyi sonuçlar alınmasını sağlıyor. Sistemlerin birlikte çalışabilmesi sayesinde, bir hastane içerisindeki çeşitli bölümler ve bir kurum içerisindeki birden çok hastane, ilgili kardiyovasküler bilgilere tek noktadan erişebiliyor. Örneğin, ejeksiyon fraksiyonu kalp yetmezliği ölçümleri gibi spesifik ekokardiyografi verileri artık daha kolay yapılabiliyor. Tedavi ve medikasyon planlamasına daha erken evrelerde dahil edilebiliyor.
Muayene veya girişimler sırasında, çoklu-modalite klinik görüntüler ve ölçüm verileri doğrudan Syngo Dynamics’e transfer edilebiliyor ve bu da manuel veri girişine kıyasla hata riskini azaltıyor. Sıra dışı sonuçlar da artık, potansiyel patolojilere dikkat çekmek için otomatik olarak vurgulanıyor. Sonuçlar veya raporlar hazırlanırken, sistem olası eksik veya hatalı girişlere dikkat çekmek üzere, verilerin makul olup olmadığını otomatik olarak değerlendiriyor. Bu da hastane içerisinde hasta akışının doğru dokümantasyonunu hızlandırıyor ve zaman tasarrufu sağlayıp masrafları azaltıyor.
Gerçek-zamanlı 3D ekokardiyografiyle tedaviler kişiselleştiriliyor
Doktorların cerrahi ve minimal ölçüde invazif kardiyak prosedürleri optimal bir şekilde planlayıp gerçekleştirebilmeleri için, hastanın kalbi hakkında edindikleri bilgilerin mümkün olduğunca doğru olması gerekiyor. Acuson SC2000 Prime premium kardiyovasküler ultrason sistemiyle Siemens, en yeni iki teknolojiyi birleştiriyor: Hastanın özofagusuna indirilen transözofajeal ekokardiyografi (TEE) probu, kalp anatomisi ve kan akımının detaylı gerçek zamanlı 3D renkli Doppler görüntülerini sunuyor ve eSie Valves analiz yazılımı da her bir kalp kapakçığını sadece birkaç saniye içerisinde, yani pazarda mevcut olan diğer tüm yazılımlardan daha hızlı bir şekilde, otomatik olarak ölçüyor.
Kalbin gerçek-zamanlı görüntülenmesi, hastaların muayene ve tedavisini kolaylaştırıyor. 3D TEE kullanan mevcut görüntüleme yöntemleri dikiş gerektiriyor ve bu da çoklu kalp atımlarının bilgisayarda birleştirilmesi ve özellikle ritim bozukluğu olan hastalarda, kardiyak fonksiyonunun ve kan akımının birbirini takip eden kardiyak siklüslerinden hesaplanması anlamına geliyor.
Siemens’in Haziran’dan beri Avrupa pazarında kullanılan bu teknolojisi, klinik uygulamalardaki başarısını kanıtladı. Fransa’nın Bordeaux şehrindeki Hôpital Cardiologique CHU Kardiyoloji Profesörü Stéphane Lafitte şunları ifade ediyor: “Siemens’in sunduğu gerçek-zamanlı 3D TEE ile tam anatomi ve kan akımını yüksek volüm oranlarında görebilmek gerçekten bir fark yaratıyor. Bu, kapakçık prosedürlerini daha doğru ve daha güvenli bir şekilde yapmanızı ve böylece hasta güvenliğinin ve sonuçların iyileştirilmesini mümkün kılıyor. Bu, teknoloji alanında gerçekten büyük bir adım.”
Kalp hareketlerinin stabilize edilmesi, stentlerin mükemmel bir şekilde konumlandırılmasını sağlıyor
Birçok hasta, yaş veya sağlık sorunları nedeniyle açık kalp ameliyatı olamıyor. Bu nedenle minimal invazif tedaviler değerli bir tedavi alternatifi ve klinik rutinin bir parçası haline gelmiş bulunuyor. Bunun bir örneği de, normal koroner kan akımını tekrar sağlamak için balon anjiyoplastisinin kullanılmasını içeren, önemli koroner stenozlarda kullanılan perkütan koroner girişim (PCI / percutaneous coronary intervention). Revaskülarize olmuş segmentleri kalıcı olarak açık tutmak için, kardiyologların, atan kalbin hareketine rağmen PCI sırasında koroner stentleri veya platformları (biorezorbabl koroner stentler) mutlak bir doğrulukla konumlandırmaları gerekiyor. Artık tüm yeni Siemens anjiyografi sistemlerinde bulunan Clearstent Live uygulaması, girişimler sırasında kalp hareketlerini kompanse ediyor ve balon kateterinin çevresindeki bölgeyi stabilize ediyor. Bu, kardiyoloğun stenti net bir şekilde görebilmesini ve bifurkasyonlar gibi son derece zorlu konumlarda bile mükemmel bir şekilde konumlandırmasını sağlıyor.
Daha uzun lezyonların tedavisinde, bazen boşlukların restenoza ve hatta kalp krizine neden olabilmesi nedeniyle, kardiyologların son milimetreye kadar doğru bir şekilde, dizi halinde birçok stent yerleştirmeleri gerekiyor. Gittikçe daha ince stentlerin veya X-ray geçirgen skafoldların kullanımı ise görünürlüğü zorlaştırıyor. Örneğin, skafoldların üzerindeki ince platin işaretlerin anjiyografi sistemlerinde zar zor görülebilmesi söz konusu olabiliyor. Ama Clearstent Live ile hareketin kompanse edilmesi sayesinde, bunları arka arkaya konumlandırmak çok daha kolay oluyor. İsviçre’deki Basel Üniversitesi Hastanesi’nin Uluslararası Kardiyoloji Başkanı Profesör Dr. Christoph Kaiser şunları ifade ediyor: “Clearstent Live’ın yardımıyla, stenti her zaman mükemmel derecede detaylı bir şekilde görebiliyorum. Bu da hayatımı çok kolaylaştırıyor.”
Yeni SPECT sistemi dört dakikada kardiyak görüntüleme sağlıyor
Siemens’in en yeni SPECT sistemi Symbia Evo, verimliliği önemli ölçüde artırmak için tasarlandı. Sistem, örneğin rutin manuel görevleri otomatik hale getirerek, geleneksel SPECT sistemlerine kıyasla tedavi edilen hasta sayısını iki katına çıkarma potansiyeli sunuyor. Yeni sistemi kullanan nükleer kardiyologlar, IQ-SPECT kardiyak görüntüleme teknolojisiyle tarama süresinin dörtte bire indirilmesiyle verimliliği artırabiliyor. Rutin SPECT kardiyak görüntülemesi tipik olarak 16 dakika sürüyor ve daha düşük görüntü kalitesiyle sonuçlanabilecek şekilde hasta hareketi riski söz konusu oluyorken, SymbiaEvo ve IQ-SPECT’in bir yerinde yükseltilebilir donanım ve yazılım kombinasyonu, standart bir dozla görüntüleme süresini 4 dakikaya indiriyor veya standart sürede görüntüleme için %75’e kadar daha az doz enjekte edilmesi yeterli olabiliyor.
Artık daha çok sayıda hastada MRG ile daha kolay doku farklılaştırması
Kalbin manyetik rezonans görüntülemesi veya kısaca “kardiyak MRG”, kalbin miyokard perfüzyonu, morfolojisi ve fonksiyonu hakkında detaylı bilgiyi hiçbir radyasyona maruz kalmadan sunuyor. Görsel bir tanıya ek olarak, Siemens’in MRG uygulaması olan MyoMaps, kardiyologlara kalp kası dokusunun karakteristiklerinin fiziksel ölçümlerini sunuyor. Uygulama, kalp kası dokusundaki en küçük değişiklikleri bile kantifiye ediyor ve onları bir görüntü üzerinde renkli olarak görüntülüyor. Bu çözüm özellikle, tüm kalp boyunca dağılmış olan minimal doku lezyonlarının söz konusu olduğu kalp hastalıklarında, örneğin skar dokusu ve ödemler söz konusu olduğunda, fayda sağlıyor. Doktorlar artık eskiden mümkün olduğundan çok daha kısa bir süre önce geçerli tanı ve tedavi kararları verebiliyorlar ve eğer gerekirse tedavi yöntemini daha hızlı bir şekilde adapte edebiliyorlar.
Birçok müşteri artık MyoMaps kullanarak doku kantifikasyonu gerçekleştiriyor. Eskiden uygulama Siemens’in iki Premium MRG sisteminde (Magnetom Skyra 3-Tesla tarayıcı ve Magnetom Aera 1.5-Tesla tarayıcı) opsiyonel özellik olarak sunulurken, artık RSNA 2014’te tanıtılmış olan Magnetom Amira 1.5-Tesla tarayıcısında da bulunuyor. MyoMaps ayrıca syngo MR E11 yazılım platformundaki tarayıcı yükseltmeleri (upgrade) aracılığıyla da edinilebiliyor.
Saniyenin dörtte birinde kardiyak BT
Kalbin bilgisayarlı tomografisi, geçtiğimiz on yılda çok büyük gelişim gösterdi ve koroner arterlerin hızlı tanısal değerlendirmesinde çok başarılı bir şekilde işlev gördü. En üst düzey Somatom Force sisteminde kullanılan çift kaynaklı (Dual Source) teknoloji, BT pazarındaki en hızlı görüntülemeyi sunuyor: Bir kardiyak veri
seti saniyenin dörtte birinde elde edilebiliyor. Bu, hareket artefaktlarını önlemek için kalp atım hızlarını yavaşlatmak üzere hastaların beta blokerlere daha az ihtiyaç duyması anlamına geliyor. Ayrıca saniyede 737 milimetrelik masa tarama hızı ve 55 milisaniyelik yüksek temporal çözünürlük sayesinde hastaların nefeslerini tutmaları da gerekli olmuyor. Buna ek olarak, mevcut üst düzey BT sistemlerine kıyasla önemli ölçüde daha düşük bir X-ray dozu yeterli oluyor. Özellikle BT anjiyografisinde artık Somatom Force’un optimize edilmiş Care kV teknolojisiyle, tüp voltajı 70-150 kV arasında esnek bir şekilde ayarlanabiliyor ve düşük voltajlı değerlerle daha fazla hasta taranabiliyor. 70 veya 80 kV’de obez hastaların muayenesinde, geleneksel 120 kV protokollerine göre yüzde 68 oranında doz azaltımı elde edilebiliyor. Sistemin yüksek tarama hızının daha düşük radyasyon dozuyla birleşmesi, örneğin BT taramasının koroner kalp hastalığının erken teşhisinde kullanılması gibi yeni imkanlar yaratıyor.