📝 Editoryal Not:
Bu basın bülteni, çölyak hastalığının bilinirliğini artırmayı ve doğru beslenme bilincini yaymayı amaçlamaktadır. Çölyak hastalığının önemli sağlık sorunlarına yol açabileceği, erken teşhis ve doğru tedavi ile bu risklerin önlenebileceği vurgulanmaktadır. Ayrıca, glütensiz diyetin ömür boyu uygulanması gerektiği ve hastalığın yönetimi konusunda toplumu bilinçlendirmenin önemi belirtilmektedir. Özellikle beslenme alışkanlıkları ve hijyen konusundaki uyarılar, çölyak hastalığının etkili bir şekilde yönetilmesi için kritik rol oynamaktadır.
Ülkemizde buğdayın sıkça kullanılması nedeniyle sofralarımızda yer alan glüten, buğday, arpa ve çavdar gibi tahıllarda bulunan doğal bir protein grubudur. Hamurun elastikiyetini artırarak ekmek gibi mayalı ürünlerin kabarmasına yardımcı olan glüten, fırıncılık ürünlerinin vazgeçilmezi olarak kabul edilir. Bunun yanı sıra, tam tahıllar lif, B vitaminleri ve bazı mineraller açısından zengindir. Ancak, glüten bazı kişilerde, başta çölyak hastalığı olmak üzere, çeşitli sindirim rahatsızlıklarına yol açabilir.
Çölyak Hastalığı: Sindirim Sorunlarından Ciddi Sağlık Problemlerine
Yaklaşık her 100 kişiden birinde görülen çölyak hastalığı, son yıllarda artan sıklığıyla dikkat çekmektedir. Çölyak, bağışıklık sisteminin glütene tepki vererek ince bağırsaklara zarar verdiği otoimmün bir hastalıktır ve ciddi sindirim sorunlarına yol açabilir. Anadolu Sağlık Ataşehir Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, bu hastalığın karın ağrısı, şişkinlik, ishal, kabızlık ve kilo kaybı gibi yaygın belirtilerle kendini gösterdiğini ifade etmektedir. Özellikle çocuklarda büyüme geriliği, iştahsızlık ve gelişim sorunları da dikkat edilmesi gereken semptomlardır. Bunun yanı sıra, demir eksikliği anemisi, kemik erimesi, ağız yaraları, cilt döküntüleri, halsizlik, baş ağrısı, depresyon ve adet düzensizlikleri gibi diğer sağlık problemleri de çölyak hastalığıyla ilişkilendirilebilir.
Sessiz Seyreden Vakalar: Kan Testleri ve Biyopsi ile Tanı
Çölyak hastalığı bazı bireylerde sessiz seyredebilir ve yalnızca kan testleri ve bağırsak biyopsisi ile teşhis edilebilir. Bu nedenle, çölyak hastalığının belirtileriyle açıklanamayan sağlık sorunları yaşayan bireylerin, bu hastalığı göz önünde bulundurması önemlidir.
Tedavi Edilmezse Bağırsak Kanseri Riski Artabilir
Glüten almaya devam eden çölyak hastalarında, bağışıklık sisteminin ince bağırsaktaki villus adı verilen yapıları tahrip etmesi söz konusu olabilir. Bu villuslar, besin emilimini sağlayan saç benzeri çıkıntılardır. Zarar gördüklerinde, vitamin, mineral ve diğer besin maddelerinin emilimi azalır, bu da demir eksikliği anemisi, D vitamini ve B12 eksikliği, kemik erimesi gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. Ayrıca, uzun vadede bağışıklık sistemi hasarı artarsa, bağırsak kanseri riski de yükselebilir. Bu nedenle, glütensiz diyete ömür boyu sadık kalmak, çölyak hastalığının yönetimi için kritik öneme sahiptir.
Glütensiz Diyet ve Beslenme Bilinci
Günümüzde çölyak hastalığının kesin bir tedavisi bulunmamakla birlikte, tek tedavi yöntemi ömür boyu glutensiz beslenmedir. Glutensiz diyet, çölyak hastalığının belirtilerini hafifletir ve potansiyel sağlık sorunlarının önüne geçer. Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, çölyak hastalarına ve yakınlarına glüten içeren yiyecekler ve katkı maddeleri hakkında doğru bilgi verilmesinin önemine dikkat çekiyor. Ayrıca, glütensiz yiyeceklerin doğru şekilde hazırlanması, saklanması ve depolanması gerektiğini de belirtiyor.
Anne Sütü ve Ek Gıda Geçişi: Çölyak Riski Azaltılabilir
Bebeklerin ek gıdaya geçiş döneminde anne sütünü almayı sürdürmesi, çölyak hastalığı riskini önemli ölçüde azaltabilir. Çölyak hastalığının, genetik faktörlerle birlikte çevresel faktörler nedeniyle de gelişebileceği vurgulanmaktadır. Özellikle fast food ve katkı maddeleri içeren hazır besinlerin aşırı tüketimi, hastalığın gelişimine zemin hazırlayabilir.
Çapraz Bulaşma ve Mutfak Hijyeni
Çapraz bulaşma, glütensiz bir gıdanın glütenle temas etmesi anlamına gelir ve glüten alması gereken kişiler için hayati önem taşır. Bu nedenle, glüten içeren ve içermeyen gıdaların aynı mutfak gereçleriyle hazırlanması veya aynı yağda kızartılması önerilmez. Ayrıca, mutfak gereçlerinin her kullanımdan sonra iyice temizlenmesi, çölyak hastalığının yönetimi için önemlidir.