📝 Editoryal Not:
Varis hastalığı toplumda çoğunlukla sadece estetik bir sorun olarak algılansa da, tedavi edilmediğinde yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürebilen, ciddi sağlık problemlerine – özellikle pulmoner emboli gibi hayati risk taşıyan durumlara – neden olabilecek sistemik bir damar hastalığıdır. Bu basın bülteni, sağlık profesyonelleri için varisin klinik önemi, tanı süreçleri ve tedavi yaklaşımlarını güncel bilgiler ışığında sunarak hasta yönetimi açısından farkındalığı artırmayı amaçlıyor.
Toplumda her 5 kişiden 1’inde görülen varis hastalığı, yalnızca kozmetik bir problem değil; tedavi edilmediğinde ciddi klinik komplikasyonlara yol açabilen bir venöz yetmezlik tablosudur. Acıbadem Kartal Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Eyüp Murat Ökten, varislerin erken teşhis ve doğru yaklaşımla günümüzde büyük oranda tedavi edilebilir hale geldiğine dikkat çekiyor.
Varis Hastalığında Epidemiyoloji ve Risk Faktörleri:
Türkiye’de prevalansı yaklaşık %20 olan varis hastalığı, özellikle kadınlarda daha sık görülmekte. Hormonal değişiklikler (hamilelik, doğum, oral kontraseptif kullanımı), genetik yatkınlık, obezite, uzun süreli ayakta kalma veya oturma gibi faktörler hastalığın gelişiminde başlıca rol oynar. Prof. Dr. Ökten, öğretmenler, uçuş personeli, garsonlar, doktorlar ve bankacılar gibi ayakta veya oturarak çalışan bireylerin risk altında olduğuna işaret ediyor.
Klinik Bulgular ve Komplikasyonlar:
Varis hastalığı, bacak toplardamarlarında genişleme, venöz yetmezlik ve reflüyle karakterizedir. Hastalar genellikle estetik kaygılarla değil, ağrı, ödem, kaşıntı, yanma, gece krampları gibi semptomlarla başvurmaktadır. Gelişmiş olgularda venöz ülser, cilt değişiklikleri ve travmaya bağlı ani kanamalar görülebilir. En ciddi komplikasyon ise derin ven trombozu (DVT) sonrası gelişen pulmoner embolidir. Bu durum, hayatı tehdit eden acil bir klinik tablodur.
Tanı Yaklaşımı:
Varis tanısı klinik muayene ile konulmakla birlikte, venöz sistemin ayrıntılı değerlendirmesi için doppler ultrasonografi esastır. Bu görüntüleme yöntemi ile venöz kapak yetmezliği, kan akım hızı ve pıhtı oluşumu değerlendirilir. Tanı sonrası hastalığın evresine göre bireyselleştirilmiş tedavi planı oluşturulur.
Tedavi Seçenekleri ve Gelişmeler:
Prof. Dr. Ökten, modern tedavi yaklaşımlarını şöyle sıralıyor:
- Medikal Tedavi: Varis çorapları, venotonik ilaçlar.
- Minimal İnvaziv Yöntemler: Skleroterapi, endovenöz lazer veya radyofrekans ablasyon.
- Cerrahi Girişimler: Stripping (damarın çıkarılması) gibi klasik cerrahi yöntemler.
Doğru hastaya uygun yöntemin seçilmesiyle, varis tedavisi sonrasında tekrarlama oranı %1’in altına inmektedir.
Tedavi Sonrası Yaşam Tarzı Değişiklikleri:
Tedavi sonrası dönemde, sedanter yaşam tarzının sürdürülmesi hastalığın tekrarlama riskini artırır. Bu nedenle hastalara düzenli egzersiz önerilmekte, özellikle masa başı çalışan bireylerin kısa yürüyüşlerle periyodik mola vermesi tavsiye edilmektedir. Sağlıklı beslenme ve kilo kontrolü de hastalığın kontrolünde önemli yer tutar.
Varis hastalığı erken dönemde fark edilip tedavi edildiğinde ciddi sağlık sorunlarının önüne geçmek mümkündür. Hem hastaların yaşam kalitesini artırmak hem de komplikasyon riskini azaltmak adına toplumun ve sağlık profesyonellerinin bu konuda bilinçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.