📝 Editoryal Not:
Bu basın bülteni, yaygın anksiyete bozukluğunun (YAB) hem klinik hem de günlük yaşam üzerindeki etkilerini kapsamlı ve bilimsel bir dille ortaya koymaktadır. Sağlık profesyonelleri için rehber niteliğinde olan metin, anksiyetenin hem zihinsel hem de bedensel belirtilerini detaylandırmakta, tanı ve tedavi süreçlerine ışık tutmaktadır. Hastaların erken tanı ve uygun müdahale ile yaşam kalitesinin artırılması açısından önemli bilgiler sunmaktadır.

Anksiyete Bozukluğu Nedir?
Anksiyete bozukluğu, kişinin düşünce yapısını, duygularını, bedensel durumunu ve günlük yaşam işlevselliğini çok yönlü etkileyen ciddi bir psikolojik rahatsızlıktır. Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Anksiyete bozukluğu olan bireylerde yoğun, kontrol edilemeyen kaygı düşünceleri hakimdir. Bu kişiler sık sık ‘Ya kötü bir şey olursa?’ ya da ‘Yeterince iyi değilim’ gibi felaketleştirme eğilimleri gösterirler.” ifadelerini kullanıyor. Bu durum, dikkat dağınıklığı, konsantrasyon güçlüğü ve karar verme problemleri gibi zihinsel belirtilerle kendini gösterir.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu’nun Özellikleri
Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAB), panik atak dönemi yaşanmadan, günün büyük bir kısmında çeşitli konulara yönelik sürekli kaygı ve endişe hali ile karakterizedir. Sağlık, aile, iş ve maddi durum gibi alanlarda kontrol edilemeyen endişeler günlük işlevselliği olumsuz etkiler. Uzman Klinik Psikolog Demir, “Bu kaygılar kas gerginliği, çabuk yorulma, uyku problemleri ve dikkat dağınıklığı gibi hem fiziksel hem de zihinsel belirtilerle kendini gösterebilir.” diyerek, YAB’ın çok boyutlu etkilerine dikkat çekiyor.

Fiziksel ve Duygusal Belirtiler
Anksiyete sadece zihinsel değil, aynı zamanda bedensel semptomlarla da kendini gösterir. Yaygın görülen belirtiler arasında kalp çarpıntısı, nefes darlığı, terleme, mide bulantısı, baş dönmesi ve kas gerginliği yer alır. Uyku problemleri (uyuyamama, sık uyanma) sıkça görülür. Bazı bireylerde panik ataklar yaşanabilir ve kişi kalp krizi geçirdiğini ya da hayatının tehlikede olduğunu düşünebilir. Ayrıca, kaygı duyulan durumlardan kaçınma davranışı, sosyal izolasyon ve günlük sorumluluklarda azalma gözlenir. Örneğin, işe gitmek, alışveriş yapmak ya da toplu taşıma kullanmak zorlaşabilir.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu’nun Klinik Önemi
Yaygın Anksiyete Bozukluğu, akut panik ataklar yaşamayan, ancak kronik ve kontrolsüz kaygı durumunda olan bireyleri tanımlar. Demir, “Panik atak dönemleri olmamasına rağmen, bu bireyler sürekli huzursuz ve endişelidir. Günlük yaşamlarında sağlık, ailevi sorunlar, maddi ve iş problemleri gibi pek çok konuda aşırı kaygı taşırlar.” diyerek hastalığın tanısal özelliklerini özetliyor. Bu sürekli kaygı hali, hem duygusal hem fiziksel hem de bilişsel fonksiyonlarda bozulmaya yol açabilir.

Anksiyeteye Eşlik Eden Belirtiler
Yaygın Anksiyete Bozukluğu’nda sıkça görülen diğer belirtiler; kolay yorulma, sürekli “diken üstünde” olma hali, odaklanma güçlüğü, zihnin boşalması hissi, kas gerginliği ve uyku bozukluklarıdır. Uzman Psikolog Demir, “Bu belirtilerden en az üçü kaygı ve endişe hali ile birlikte bulunursa, Yaygın Anksiyete Bozukluğu açısından değerlendirme yapılmalıdır.” ifadeleriyle, erken tanı ve müdahalenin önemine vurgu yapmaktadır.